ويكيبيديا

    "bir saat" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ساعة
        
    • ساعه
        
    • بساعة
        
    • لساعة
        
    • ساعةٍ
        
    • في السّاعة
        
    • سّاعة
        
    • في الساعة
        
    • حوالي الساعة
        
    • لساعه
        
    • وساعة
        
    • هذه الساعة
        
    • الساعة التي
        
    • الساعة القادمة
        
    • ساعَةٍ
        
    Bir saat sürecek olan çatışmanın ilk mermisi, açılan ilk ateşiydi. TED كانت أول جولة، أول انفجار من ساعة متواصلة من إطلاق النار.
    Genel bilgimize göre bu yolculuk Bir saat kadar sürmeli. TED الفطرة السليمة تخبرنا بأن مدة الرحلة يجب أن تكون ساعة.
    Bir tüketici cep telefonunda ortalam Bir saat alışverişe harcıyor. TED في المتوسط، قد يأخذ المستهلك ساعة على هاتفه أثناء التسوق.
    - Bir saat önce bir İngiliz Hanımla birlikte çay içiyordum. Open Subtitles كيف ؟ لقد كنت اتناول الشاى منذ ساعة مع سيدة انجليزية..
    Bu tarifeli bir sefer değil. O Bir saat sonra gelir. Open Subtitles هذه ليست العربه العاديه, انها ليست على الخط الا بعد ساعه.
    Yaklaşık Bir saat. Crosbie'nin uşaklarından biri, beni almaya geldi. Open Subtitles حوالى نصف ساعة, لقد أحضرنى احد خدم منزل كروسبى هنا
    Bir saat masum rolü oynar, sonrada bizi ihbar eder. Open Subtitles سيجلس لمدة ساعة يلعب دور البرئ ثم يذهب ليبلغ السلطات
    Bir saat içinde herkes uyanır, Bu yüzden acele etmeliyiz. Open Subtitles ستستيقظ المدينة كلها في غضون ساعة لذا علينا التحرك بسرعة
    Zaten şu yaz saati yüzünden Bir saat erken uyandım. Open Subtitles لقد فقدت ساعة بالفعل من وقت راحتي بسبب التوقيت الصيفي
    Bir saat içinde, algıları artmış, vakti hızlanmış bir asker öldürebilir, aşk yaşayabilir ve tekrar ölümle burun buruna gelebilir. Open Subtitles فى ساعة واحدة، ومع إحساسه بالعجلة وضيق الوقت يمكن للجندى أن يقتل ويمارس الحب ثم يعود ليواجه الموت مرة أخرى
    Kız Bir saat sonra uçup gitmişti. Tanrı bilir neredeydi. Open Subtitles تصل لمكان لا يعلمه إلا الله بعد ساعة من القيادة
    Şu çayırın ortasından geçersek, Bir saat içinde orada oluruz. Open Subtitles إذا قطعنا هذه المنطقة الموجودة هنا سنصل هناك خلال ساعة
    Ben de seninle gelmeye niyetliydim, ama fikrimi Bir saat önce değiştirdim. Open Subtitles كنت أنوي أن أذهب إلى المحطة معك لكني غيرت رأيي منذ ساعة
    Amcam çoraplarımı mikrodalga fırınında pişirdi... köpeğimiz de Bir saat boyunca halıya kustu. Open Subtitles عمي كان يجفف جواربي بواسطة المايكروويف. و أستلقى الكلب على الأريكة لمدة ساعة.
    Metroya bin Bir saat içinde seni Vernon istasyonundan alırım. Open Subtitles فلتستقل قطار الأنفاق وسأقابلك في غضون ساعة في محطة فيرنون
    Bir saat kadar önce Harlemwood barı soymaya çalışan soyguncu polisler tarafından öldürüldü. Open Subtitles رجل مسلح قتل على يد الشرطة بسبب سطوه هارموويد بار فقط قبل ساعة
    Böyle bir şey hiç görmemişsindir. Bitirmesi Bir saat sürüyor. Open Subtitles لن ترى شيئ مشابه لهذا أبداً استغرقها الأمر ساعة لإنهائها
    Bir saat daha bekleyemem. O aptal kuyrukluyıldız daha ne bekliyor? Open Subtitles لا يمكنني الإنتظار ساعة أخرى، ما الذي يؤخر ذلك المذنب التافه؟
    Bir saat içinde Landers ve para babalarıyla toplantımız var. Open Subtitles نحن لدينا لقاء مع لاندرز و رجاله الممولين بعد ساعه
    Arkansas'da, toprak bir yol kenarında... ...en yakın sinema salonunun Bir saat... ... uzaklıkta olduğu ıssız bir yerde büyüdüm. TED تربيت في منطقة نائية على طريق طيني في ريف أركنساس تبعد أقرب قاعة سينما عنها بساعة
    Bir saat boyunca kanalda çalıştım ve ben bile kulaklığın nasıl çalıştığını biliyorum. Open Subtitles حقاً؟ حسناً, عملت في التلفاز لساعة واحدة وحتى أنا اعرف كيف أشغل السماعات
    Bir ara vereceğiz kararımızı Bir saat içinde size bildireceğiz. Open Subtitles سنأخذ استراحة ، وَ سنعلمكِ بقرارنـا خلال ساعةٍ من الآن
    Bir saat sonra gelebilir misin? Open Subtitles أَحتاجُ وقتَ أكثرَ بهذا الموضوعِ. يُمْكِنُ أَنْ تَرْجعَ في السّاعة و نِصْف؟
    Uslu duracağım. Tüm istediğim onunla Bir saat geçirmek. Open Subtitles أنا سَأكُونُ لطيف كُلّ ما أَحتاجُه هو سّاعة أقضيها مَعها
    Bir dakika ya da Bir saat içerisinde olabilir ama kesinlikle olacak. Open Subtitles هو يمكن أن يحدث في الدقيقة التالية، في الساعة القادمة لكنّه سيحدث.
    Süremizin dolmasına Bir saat var ve biz Balfour'un evinden beş dakika uzaklıktayız. Open Subtitles حسنا ، لدينا حوالي الساعة على الموعد النهائي ونحن على بعد خمس دقائق
    Restoranda Bir saat beklemiş, eve dönmeden önce. Open Subtitles انتظرت في المطعم لساعه قبل ان تأخذ سيارتها وتعود للبيت
    Sıfır randevu bir içecek ve Bir saat demek. TED الموعد الصفر ما هو إلا مشروب واحد، وساعة واحدة.
    Açık bir şekilde saatin parçalarını alıp hepsini birleştirip Bir saat oluşturduğunu anlıyoruz. TED ولكن ما نفهمه بوضوح أنك تحصل على أجزاء هذه الساعة وتجمعهما وتكوِّن الساعة.
    Beni kandırdığın bu Bir saat yüzünden bu gece Bir saat fazladan kalacaksın. Open Subtitles سوف تتأخر ساعة واحدة الليلة لكي تدفع لي قيمة الساعة التي سرقتها مني
    İlginçtir ki, Özgür Halk Hareketi Bir saat önce bir bildiri yayınladı. Open Subtitles ومما يدعو للغرابة أن قيادة فولكسفراي أصدرت بيان قَبْلَ ساعَةٍ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد