CH: Sen denge nedir, hakikat nedir, tarafsızlık nedir, sorularında uzun süre yer aldın. | TED | كريس: حسناً، لديك تجربة شخصية تتعلق بالسؤال الآتي، ماهو التوازن، ماهي الحقيقة، ماهي الموضوعية. لوقت طويل، |
CH: Başkanlar her zaman medyayı eleştirmiştir-- CA: Bu şekilde değil | TED | كريس: الرؤساء دائما ماينتقدون الصحافة والإعلام كريستيان: ليس بهذه الطريقة. |
CH: Buradaki birçok insan Facebook veya Twitter ve Google ve diğerlerinde çalışan insanları tanıyabilir. | TED | كريس: العديد من الأشخاص هنا ربما يعرفون بعض من يعملون في فيسبوك أو تويتر وجوجل والبقية. |
CH'ing-ti'yi memnun edecek yeşil gözlü bir kız çıplak kılıcı kucaklayacak kadar cesur bir kız. | Open Subtitles | فتاة بعينان خضراوان لإرضاء (تشينغ تاى) فتاة شجاعة بدرجة كافية كى تعانق النصل المجرد |
CH'u ASAP ile bir görüşme ayarla, sonrada kimin hallettiğini bul. | Open Subtitles | ستجهز لمقابلة مع "شيو" بأسرع وقت، ثم أعثر علي من قتل هذا الولد |
CH: Soruşturmacı gazetecilik içeren bir algoritma CA: Nasıl yaparlar gerçekten bilmiyorum, ama bir şekilde, yani -- saçmalıkları filtreleyin! | TED | كريس: خوارزمية تتضمن التحقق الصحفي ـ ـ كريستيان: لا أعرف كيف سيفعلون ذلك ولكن بطريقة ما، تنقيح كل الكذب والهراء! |
CH: Bunun birazından umut edilecek bir şeyler var, değil mi? | TED | كريس: بعد كل ما حدث اصبح لدينا أمل، اليس كذلك؟ |
CH: Ahlaki pusulası olan saçmalık-filtreli bir algoritmaya ihtiyacımız var. CA: Aynen öyle. | TED | كريس: نحتاج لخوارزمية لتنقيح الكذب وذات بوصلة أخلاقية ـ ـ كريستان: أحسنت. |
CH: Bence, bu zor bir. CH: Bir dakika için liderlikten bahset. | TED | كريس: أعتقد ان هذا تحد كبير. كريستيان: تعلم ما أعنيه. |
Dedi ki -- CH: Bana ne dediğini söyle. | TED | وقد قال ـ ـ كريس: اخبرينا ماذا قال. |
CA: Hayır, hayır, devam et. CH: Ne dedi? | TED | كريستيان: لا،لا، تفضل كريس: ماذا قال؟ |
(Alkışlar) CH: Bu propaganda savaşları her zaman olmuştur ve sen o zamanki duruşunu almakta cesurdun. | TED | (تصفيق) كريس: ويبقى دائما هذا النوع من المعارك الدعائية موجود، ولقد أظهرتي شجاعة فى إتخاذك هذا الموقف وقتها. |
CH: Öyleyse, ne ölçüde-- (Gülüşmeler) (Alkışlar) CH: Demek istiyorum ki, bir kaç yıl önce Twitter ve Facebook ve benzerlerinden düşen bilgi çığına bakan birisi şöyle söylemiş olabilir, "Bak, demokrasilerimiz şimdiye kadar olduğundan daha sağlıklı. | TED | كريس: حسناً، الى اي مدى ـ ـ (ضحك) (تصفيق) كريس: اعني، لو نظر شخص منذ عدة سنوات على هذا السيل من المعلومات التي يزخر بها تويتر وفيسبوك وأمثالهم، لربما قال، لقد أصبحت ديمقراطيتنا أفضل من اى وقت مضى. |
CH: Bence bu iyi. | TED | كريس: أعتقد انه أمر جيد. |
CH: Söz kesen sensin, ben dinleyenim. | TED | كريس: تفضلي فنحن هنا لنسمعك. |
CH: Senin için son soru Christinane. | TED | كريس: كريستيان هذا أخر سؤال. |
(Gülüşmeler) CH: İşte budur. Hakikat ve aşk. Yaymaya değer fikirler. | TED | فكل شئ يتعلق بالحقيقة. (ضحك) كريس: حسناً، الحب والحقيقة. أفكار تستحق الإنتشار. |
Bu harikaydı. (Alkışlar) CA: Teşekkürler: CH: Bu gerçekten çok güzeldi | TED | (تصفيق) كريستيان: شكراً كريس: كان وقتاً ممتعاً. |
CH'ing-ti mutlu olacak ve lanetim kalkacak. | Open Subtitles | -أبداً و سيكون (تشينغ تاى) سعيداً وستزول عنى لعنتى |
Birileri CH'u'nun oğlunu halletmiş. | Open Subtitles | شخص ما قتل أبن "شيو" |