ويكيبيديا

    "durum" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • حالة
        
    • الوضع
        
    • الحالة
        
    • الموقف
        
    • موقف
        
    • أمر
        
    • حاله
        
    • الحال
        
    • حالتك
        
    • الامر
        
    • الحالات
        
    • الظروف
        
    • الموضوع
        
    • ظروف
        
    • امر
        
    Burada tipik bir durum var, erkek ve dişi birleşir,bir çok döl oluşur. TED إذن هنا حالة نموذجية، ذكر يقابل أنثى، وينتج عن ذلك العديد من الذرية.
    Bir yanlışlık olduğunu düşündüler, ancak bu durum 3 ay boyunca sürdü TED واعتقدوا أن تلك كانت حالة شاذة، لكن الأمر تكرر لثلاثة شهور متتالية.
    Bunun sonucu olarak, şu acayip durum var ki, seçkinler seçmenlerin kontrolünden çıktı. TED ونتيجة لذلك لدينا هذا الوضع الغريب الذى خرجت فيه النخبة عن سيطرة الناخبين.
    Heteroseksüel tek eşlilik kesinlikle doğada süregelen bir durum değil. TED فالزواج الأحادي من الجنس المغاير ليست طبيعتها في الوضع الحالي.
    Buradaki durum; insanın yerine bilgisayarın geçmesi değil birlikte çalışmaları. TED وهذه الحالة ليست لإحلال الكمبيوتر مكان البشر ولكن للعمل معاً
    durum şu ki, silahları benimkilerden daha büyük ve sayıca fazla. Open Subtitles الموقف هو أن مدافعهم أكبر من مدافعي ولديهم عدد كبير منهم
    Ancak bu durum halkın, ne kadar çaresiz bir durumda olduklarını anlamasını sağladı. Open Subtitles لكنها كانت حيله بارعه جعلت الناس تدرك أننا جميعاً فى موقف ميئوس منه
    Ancak kutu açıldığı zaman tek bir belirli durum gözlenir. TED فقط عندما يتم فتح الصندوق يمكننا رؤية حالة واحدة محددة.
    EM: Otonomi özellikleri hakkında dikkatli olmak istediğimiz bir durum bu kesinlikle. TED هذه بالتأكيد حالة يجب فيها الحذر من الإفصاح عن ملامح القيادة الذاتية.
    -Çok zayıf görünüyor Doktor. -Bu şaşırtıcı bir durum Bayan Holmwood. Open Subtitles يبدو عليها الضعف الشديد دكتور انه حالة محيرة مدام هلون وود
    ataletimizin temel sebebini yalnızca soğukkanlı bir durum tahliliyle bulabiliriz. Open Subtitles فقط بالتحليل العقلاني يُمكننا الوصول إلى صميم حالة الخمول هذه.
    Ortak hat olduğunu biliyorum, ama acil bir durum var, polisi aramam gerekiyor. Open Subtitles نعم, انا اعرف انه خط الحزب, ولكنها حالة طارئة يجب ان اتصل بالشرطة
    Sen gelirsen, 3 kişiyiz, durum güvenli. Sen gelmezsen, iki kişiyiz. Open Subtitles معك نحن ثلاثة , الوضع يكون آمن، أما بدونك فنكون إثنان
    Ama en azından böyle bir durum olursa beraber karar verebileceğimizi düşünüyordum. Open Subtitles ولكننى ظننت أنه على الأقل يمكننا مناقشة الأمر عندما طرأ هذا الوضع
    Hazırlık ya da ne olur olmaz diye acil durum planı yapılmış olmalıydı. Open Subtitles كان يجب أن يكون هناك خطة إحتياطية إذا ما حدث مثل هذا الوضع.
    İki saattir durum bu şekilde ve tansiyon yeni yeni artmakta... Open Subtitles انهم بهذه بهذه الحالة منذ ساعتين ، ان التوتر قد بدء
    Burada acil durum söz konusu, hemen bir yardım ekibi istiyorum. Open Subtitles أنا عندي الذي أبدو مثل الحالة الطبية الطارئة. طلب إي. إم.
    durum iğrenç, hiç tavsiye etmiyorum. Savaş planı nasıl gidiyor? Open Subtitles إنَّ الموقف مريع، ولم أستطِع تحسينه كيف تسير الأمور البطولية؟
    - Ciddi bir sorun... - Bir durum var... Aman Tanrım. Open Subtitles نواجه مشكلة خطيرة يا سيدي سيد كلامب، لدينا موقف خطير ..
    - Hiç unutacak gibi değiller. - Hiç hoş bir durum değil. Open Subtitles ان الناس لا ينسون, خاصة فى هذه البلدة انه أمر غير لطيف
    Bu özel bir durum ve özel olarak hapsedilmesi gerekiyor. Open Subtitles أنه حاله غير تقليديه و يحتاج الى حجز غير تقليدى
    Bu benim bir parçam. Evde durum nasıl olduğunu biliyorsun. Open Subtitles انها جزء منى أنتِ تعرفين كيف كان الحال فى منزلى
    Evet, bayan, burası acil durum merkezi, talebiniz nedir? Open Subtitles نعم يا سيدتي، هذا هو مركز إرسال الطواريء ما هي حالتك الطارئة؟
    Olmuyor. Bu durum, durmadan araştırma yapmaya devam etme hevesimi kırdı. TED هذا الامر جعلني اعزف عن مواصلة البحث ثم البحث ثم البحث
    Bu, hiç boş portrenin olmadığı çok az rastlanan bir durum. TED هذا واحد من الحالات النادرة حيث لا يوجد لدي صور فارغة.
    Bazı insanları yaşam şartları kötü yapar, durum öyle gerektirir, anlarım. Open Subtitles بعض الناس يأثمون كرهًا، تدفعهم الظروف صوب ذلك الاتّجاه، أعي ذلك.
    Bu durum ortaya çikarsa ikimizin de kariyeri biter" dedi. Open Subtitles قال إن الأمر سيفسد مهنة كلانا لو ظهر هذا الموضوع
    O... ailevi bir durum söz Acil matkap yok muafiyet. Open Subtitles طرأ لهُ ظروف عائلية فجأة. لا توجد إعفاءات للحالات الطارئة.
    Evet ama benim eserim de çalınmıştı. Hoş bir durum değil. Open Subtitles اجل , وايضا قد سرق مني عملي انه ليس امر جميل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد