Günümüzde birleşen teknolojiler gerçek dünyayı görmem için bana yardım etmeye hazır. | TED | لذلك الآن فإن دمج التكنولوجيا قادر على مساعدتي في رؤية العالم الحقيقي. |
Sana yardım etmek büyük bir zevkti. - En azından, dişlerim hâlâ yerinde. | Open Subtitles | لقد كان من دواعي سروري أن أساعدك اذا كانت أسناني لا زالت موجودة |
Bunu, yeniden düzenlemeye yardım etmek ve dünyanın nasıl geliştiğini anlamak için yapabiliriz. | TED | يمكننا القيام بذلك للمساعدة في إعادة بناء وفهم كيف تتطور المناظر الطبيعية للأرض. |
- Sen benim kardeşimsin Sandy. Hayatımı değiştirmeme yardım etmelisin. | Open Subtitles | أنت أخي، يجب أن تساعدني بتعديل حياتي أنا في فوضى |
Amacım bizi kurtarmaya yardım edecek bu yaşamdan yeni teknolojiyi bulmak. | TED | هدفي هو إيجاد تكنولوجيا جديدة من هذه الحياة، تساعد على انقاذنا. |
Balık ve Av Hayvanları Koruma'da yardım edecek birileri olmalı. | Open Subtitles | ولابد ان يكون شخص ما يستطيع ان يمد يد المساعده |
Ve tabiki , nasıl şifrenin nasıl yazılcağını bilmeyip bu konuda yardım aldığımdan beri. İki lisans öğrencim vardı | TED | وبالطبع بما أنني لا أعرف كيف أكتب البرامج,حصلت على مساعدة في هذا المجال ساعدني اثنان من طلبة الدراسات العليا |
Hepinizden olduğunuz yerde kalmanızı istiyorum. Her an yardım gelebilir. | Open Subtitles | أريدكم أن تبقوا فى أماكنكم ستصل النجدة فى أى دقيقة |
Karınıza yardım etmek için her şeyi yapıyoruz. İçişleri Bakanını sıkıştırıyoruz. | Open Subtitles | إننا نعمل ما بوسعنا لمساعدة زوجتك وضغطنا على وزير الداخلية الفرنسى |
Arkadaşım olmaman çok kötü. Eğer olsaydın, bana yardım edebilirdin. | Open Subtitles | مؤسف أنك لست صديقي لو كنت صديقي لكان بإمكانك مساعدتي |
Göz göze geldik, garipti, bilirsin ve yardım etmem için bana yalvarıyordu. | Open Subtitles | لقد صنعنا الأيقونات لقد كان شيئاً غريباً و كانت تصرخ تطلب مساعدتي |
Bana yardım etmeye çalıştığını biliyorum ama beni burada tutamazsınız. | Open Subtitles | أعرف أنك تحاول مساعدتي لكن لا يجوز لك ابقائي هنا |
- Durun size yardım edeyim. Tüm bunlar Albatros'taki arkadaşça hizmetin birer parçası... | Open Subtitles | دعني أساعدك في هذه الحقائب يا صديقي كل الخدمات الرائعه هنا عند الباتروس |
Kore'de omuz omuza çarpışmıştık. Sana nasıl yardım edebilirim Sam? | Open Subtitles | لقد إلتقينا فى كوريا كيف يمكنني أن أساعدك ، سام؟ |
Ancak bir haberci günler sonra yardım için geldiğinde şüpheler yerini minnete bıraktı. | TED | ولكن عندما جاء الرُّسل طلباً للمساعدة بعد عدة أيام، تحولت شكوكهم إلى امتنان. |
Kendine yardım etsen iyi olur. Görünüşe göre... ihtiyacın da var. | Open Subtitles | أفضل لك أن تساعد نفسك من منظرك، أنت محتاج للمساعدة أيضا |
Bu çok çaba gösterdiğin anlamına gelir. Dinle Jackson, bana yardım etmelisin adamım. | Open Subtitles | يعني انا اجهد نفسي قليلا اسمع جاكسون , يجب عليك ان تساعدني اخي |
Daha sonra Amerika'ya yardım etmeye karar verdik, ne de olsa Amerika diğerlerine isteseler de istemeseler de sürekli yardım ediyor. | TED | ومن ثم قلنا لانفسنا .. ربما يتوجب علينا مساعدة امريكا لان امريكا كانت تساعد الجميع سواء كانوا يريدون المساعدة او لا |
Küçük bir reklâm ajansına yardım ediyorum. Belki orada bir iş bulabilirim. | Open Subtitles | انني أقدم المساعده في وكالة اعلام صغيرة ,ربما أحصل على وظيفة هناك |
Bugün, çok yıllar önce cömert yabancılar bana yardım etmiş olduğu için hayattayım. | TED | وأنا على قيد الحياة فقط لأنه منذ وقت طويل ساعدني بعض الغرباء الكرام. |
Belli belirsiz bir hezeyan, sanki yardım isteyen küçük bir insan. | Open Subtitles | صراخ صغير جداً و كأن شخصاً صغيراً ما كان يطلب النجدة |
Karşı çıkmalıyım. Programı şanssızlığa yardım etsin diye kötüye kullanmak üzeresin. | Open Subtitles | يجب أن أحتج، فأنت تسيء استخدام برنامج أنشئ لمساعدة سيئو الحظ |
Eğer hâlâ ona yardım edebilecek olsam bir saniye bile durmazdım. | Open Subtitles | إذا كان لا يزال هناك ما يمكنني مساعدتها به, سأفعله حالاً. |
Noel, sana yardım ediyorum. Eğer daha fazla su içersen, ölebilirsin! | Open Subtitles | نول انا اساعدك اذا شربت ماءا اضافيا من الممكن ان تموت |
Diyelim ki, örneğin, astım yüzünden hastaneye gidip gelen çocuklara yardım etmeye çalışalım. | TED | ولنقل، على سبيل المثال، لنحاول أن نساعد الأطفال الذين يرتادون المستشفى بمرض الربو |
Her yıl büyüdüğü yeri hatırlayıp yardım ettiğiniz için çok teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لكِ كثيراً على تذكّـركِ و مساعدتكِ للمكان الذي تربَّـت بهِ |
Yani bunun bana ne kadar yardım ettiğinden şüpheliyim, ama beni başka yerlere götürüyor bu sinyallerin geldiği yerlere. | TED | لذا لم اعد اعرف كيف سيفيدني ذلك ولكنه يساعدني في الوصول الى بعض النقاط التي تستثير الاشارات في الدماغ |
Ama bu hikayeyi kullanıyorum çünkü gerçekten bana yardım etmek istediler. | TED | ولكني ذكرت هذه الحكاية لأنهم أرادوا بالفعل تقديم يد العون لي. |