ويكيبيديا

    "ye" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الى
        
    • ب
        
    • تناول
        
    • ل
        
    • كُل
        
    • كلي
        
    • إلى
        
    • تناولي
        
    • أخبر
        
    • إلي
        
    • نخب
        
    • الي
        
    • أكل
        
    • تأكل
        
    • سأخبر
        
    Ve elleri o kadar kötü kangren olmuştu ki İngiltere'ye dönmek zorunda kaldı. TED و كانت يداه قد لسعها البرد بشكل سيء فتحتم عليه العودة الى انجلترا.
    Arabayla Iron City'ye giderken, tegmen olay hakknda konustu mu? Open Subtitles ي طريقكم الى المدينة ، هل تكلّمْ الملازم عن القتل
    Aman Allahım, o zaman A.P.Y.'ye 8 bin dolar borcum var, öyle mi? Open Subtitles يا إلهي، لذلك أنا حقا أدين للتحصيل ب 8 الاف دولار اليس كذلك؟
    Salatanı ye hayatım. Bir şekilde başarırız, hep yaptık. Open Subtitles تناول السلطة يا عزيزى,سنمر من المحنة كما نفعل دائما
    Şimdi o ana kadar, düşündüm ki, 50'ye gelmiş biri olarak, gerçekten çuvalladığım hayat becerilerinden bir tanesi ayakkabılarımı bağlamaktı. TED الآن حتى تلك اللحظة، كنت اتوقع، بوصولي ل 50 سنة، بأن احد مهارات الحياة التي فعلا اتقنتها كانت ربط حذائي.
    Eti avla, eti öldür, eti ye. Bu erkek cinsiyetini özetliyor. Open Subtitles صِد اللحم،إقتل اللحم، كُل اللحم هذه هى الفكرة الجنسية عند الذكور
    Bobby, başardın. Elbisenin içine girdin, harika görünüyorsun. Bir şeyler ye. Open Subtitles بوبي , لقد فعلتيها لقد عدتي الى ثوبك الان كلي شيئا
    Neruda, mültecilerin İspanya'dan Şili'ye naklini sağlayarak 2 bin kişinin hayatını kurtardı. TED نظّم نيرودا إخلاء للاجئين من إسبانيا إلى تشيلي، منقذاً حياة 2000 شخص.
    Muhammed el-Hayır, cani, Mehdi'ye dönüştü, kıyı boyuncaki tüm kabileleri kendine bağladı. Open Subtitles محمد الخير الوغد ذهب الى المهدى آخذا كل القبائل على طريق الساحل
    Görevli Kamal'i Heathrow'a kadar izledi. Delhi'ye giden uçağa bindi. Open Subtitles رجلنا قام باتباعه الى هيزرو حيث استقل طائره الى دلهى
    Uçaklarımızın yaylalardan, eroinin üretildiği Vientiane'ye afyon taşımak için kullanıldıklarından şüpheleniyoruz. Open Subtitles نشك أن طائراتنا تستعمل لنقل الأفيون من المناطق المرتفعة الى فيانتياتن
    Noktaları birleştiriyoruz: A noktasını B, B noktasını C'ye. TED نحن نربط النقاط: النقطة أ مرتبطة بالنقطة ب والنقطة ب بالنقطة ج.
    Bir kurtulma emaresi görmedim, 4500 m.'ye kadar çıktım, aşağımdaydı, yaklaşık 3600. m.'ye yerleşmiş diyebilirim. Open Subtitles ولا يبدو اثار لناجين وقد تسلقت الى ارتفاع 4500 م وها نحن اسفل من قمة الجبل ب 3500م
    Sekiz yaşımda A'dan başladım, şimdi T'ye geldim. Open Subtitles بدأت ب أ عندما كنت بالثامنة والآن وصلت إلى ت
    Haydi gel ve ye. Yemeden balık tutamazsın. Open Subtitles هيا و تناول الطعام لا يمكنك الصيد دون أن تتناول الطعام
    Hadi git ve yemeğini ye. Aşçıya senin için sıcak yemek bulundurmasını söylemiştim. Open Subtitles اذهب و تناول عشاءك ، لقد طلبت من الطاهية أن يبقى لك على شئ ساخن
    Mesele Audrey'ye bir şey kanıtlamak değil kendime bir şey kanıtlamak. Open Subtitles هذا ليس لأثبات اى شىء ل اودرى هذا لكى اثبت نفسى
    Masumsan adil bir şekilde yargılanacaksın. O yüzden ye. Open Subtitles إن كنت بريئا فستقام لك محاكمة عادلة، حتى إلى ذلك الحين، كُل
    Benim eşim için ise: istersen üç katı ye hiçbir zaman kilo almayacaksın, demek. TED بالنسبة لزوجتي: كلي ٣ اضعاف ذلك ولن يزيد وزنك ابداً
    Basit örneğimize dönelim, gerçekten kolayı Pepsi'ye tercih ediyor musunuz? TED فلنعد إلى توضيحنا السابق هل حقًا تفضل الكوكا على الببسي؟
    - Sonra tüm soğanı ye ve koltuk altlarına sür, Open Subtitles ومن ثم تناولي حبة بصل كاملة وضعي واحدة تحت ابطيك
    Joe senin için çok mutluyum, ama Kelly'ye daha bundan bahsedemedim. Open Subtitles جو أنا مسروره بخصوص ماحدث لك لكنى لم أخبر كيللى بعد
    Bir bilgi toplumunda, bu oran şu anda 427'ye 1'dir. TED في مجتمع المعرفة ، هذا العدد الآن 427 إلي 1.
    O zaman Kraliçe Vashti'ye içelim, ülkenin en güzel kadınına. Open Subtitles اذاً دعنا نشرب نخب الملكة وشتي أكثر نساء الأرض جمالاً
    Araba kirala, Reno'ya git ve sonra San Jose'ye uç. Open Subtitles استأجري سياره الي رينو ثم اذهبي بالطيران الي سان جونس
    Bir şeyi çok fazla ye, onu bir daha istemezsin. Open Subtitles الإفراط أفرطي في أكل شيء ما وستكرهين طلبه مرة أخرى
    ye deyince ye, otur deyince otur, evlen deyince evlen. Open Subtitles تأكل الطعام عندما تقرر، تجلس عندما تقرر تتزوج متى تقرر.
    Baş Rahibe'ye öyle bir şekilde söyleyeceğim ki sizi eve gönderemeyecek. Open Subtitles سأخبر الأمّ المسؤولة بطريقة لا تجعلها ترسلكِ للوطن.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد