| annesi açlık grevinde ve babası da, ordu, hücreyi ele geçirirken ölmüş. | Open Subtitles | الأم ماتت أثناء إضرابها عن الطعام والأب لمّا قام الجيش باسترجاع المكان. |
| Müthiş bir ebeveynlik örneği, gerçek bir yılın annesi hikayesi. | Open Subtitles | ,بعضاً من الأبوّة الرائعة الجميلة وشكل فريد من حنوّة الأم |
| Anneler günü için annemi Kansas City'ye götürmüştüm ve biriktirdiğim paraları harcamıştım. | Open Subtitles | أخذت أمي لمدينة كانساس في عيد الأم وإستخدمت ما إدخرته من مصروفي |
| Affedersin ama onlar bir işe yaramaz. Sadece anneyi suçlarlar. | Open Subtitles | اعذريني لكنهم لا يفيدون إنهم يلقون اللوم على الأم فحسب |
| Rahibe çöreğini görmek isteyen herkesden beş dolar alıyor. Ta ki Rahibe Teresa'nın avukatından bir ihtarname alana kadar. | TED | يطلب خمسة دولارات للشخص للسماح برؤية كعكة الراهبة حتى ارغم على التوقف من قبل محامي الأم تيريزا. |
| Annem bir adamla kalıyordu. Birkaç yıl içinde sen de kalacaksın. | Open Subtitles | بقيت الأم مع رجل في غضون سنوات قليلة، يجب عليكي ذلك |
| Kızını, annesinin dininin savunucusu olarak yetiştirmenin, benim görevim olduğunu varsayıyorum. | Open Subtitles | ..اعتقد انه من واجبي بذلك, أن أهدي الأبنة الى إيمان الأم |
| Annen bu gece daha fazla anlatamayacak. | Open Subtitles | الأم فقط لا يمكن ان اقول لكم بعد الآن هذه الليلة. |
| Eğer evlenmeden önce hamile kalırsa, anne suçlanır ve cezalandırılırdı. | TED | إذا حملت قبل الزواج، ينحى باللائمة على الأم ، وتعاقب. |
| Yemek pişiremiyorum, çok çalışıyorum ve yılın annesi de sayılmam. | Open Subtitles | أنا لا أطبخ, أعمل كثيراًً لست الأم المثالية في السنة |
| Çocuk ve annesi ikisi de babasına olanlardan sonra mahrum edildiler. | Open Subtitles | كل من الأم والابن حرموا من حقوقهم بعد ما حدث للوالد |
| annesi de 5-10 metre altından ona göz kulak oluyor. | Open Subtitles | ستكون الأم على مسافة 5 أو 10 أمتار تحت تُراقبها. |
| Bir çocukla annesi arasında daha güçlü bir bağ yok. | Open Subtitles | لايوجد هناك رابطة أقوى من تلك التى بين الأم وطفلها |
| Senin yarışacağını duydum. Bende bunu "Anneler Günü Haftası" programıma aldım. | Open Subtitles | سمعت أنك هنا لتتسابقن فنسّقت هذا في جدولي الأسبوعي لعيد الأم |
| Geçen Anneler günü, bana biraz simit atıp adına yatakta kahvaltı dedin. | Open Subtitles | .. في عيد الأم الماضي ، أعطيتني كعكة وسمّيتها الإفطار في الفراش |
| Anneler gününden bir gün önce başka bir külüstür gelecek gibi görünüyordu. | Open Subtitles | إذا، تبقى يوم واحد قبل عيد الأم وكان يبدو كعملية فاشلة آخرى |
| İşleri hızlandırmalıyız. Ölen anneyi, sana tam gün ihtiyaç duyduklarına ikna etmelisin. | Open Subtitles | علي تسريع الأمور، أقنعت الأم التي تحتضر أنهم يحتاجونك لدوام عمل كامل |
| Ben Rahibe Teresa değilim tabii ki zamanımın çoğunda hâlâ bencil biriyim. | TED | لا أقصد أنني الأم تيريزا، فما زلت أحتفظ بأنانيتي لمعظم الوقت. |
| Bu örnek anneme Anneler Günü kartını gönderdikten sonra Annem Scratch öğrenmeye karar verdiğinde ortaya çıktı. | TED | هذا مثال حدث بعد أن أرسلت بطاقات عيد الأم لوالدتي، فقد قررت أنها تريد تعلم استخدام سكراتش. |
| Sanirim sacsizlik annesinin tarafinda var ve cag atliyor. Ah tabiki. | Open Subtitles | أظن أن الصلع متوارث من ناحية الأم ويتخطى جيلاً هذا صحيح |
| Ve Annen yeni doğan çocuğu kaybettiği anlayamamış. | Open Subtitles | و فشلت الأم فى الاٍنتباه لاٍختفاء اٍبنها |
| Diğer yarısına baktığımızda hamileliğin anne ve çocuğu garip durumlara soktuğunu görüyoruz. | TED | أما النصف الآخر فإنه يكشف أن الحمل يضع الأم وجنينها في صراع. |
| Herhangi bir profesyonel atlete sor. Antrenör anneden önce gelir. | Open Subtitles | حسناً، اسألي أي رياضية محترفة، المدرب يتغلب على الأم دائماً. |
| Caitlin, Dr. Wells'in Zıt Flash olduğuna ve Barry'nin annesini öldürdüğüne inanıyoruz. | Open Subtitles | كيتلين، فإننا نعتقد أن الدكتور ويلز هو عكس فلاش وقتل الأم باري، |
| Taşıyıcı annelik hakkında bir şey hatırlamıyorsun ama bütün saç kesimi geçmişini biliyorsun. | Open Subtitles | لا يمكنكِ تذكر شئ عن الأم البديلة لكن لديك حوار قَصة الشعر بالكامل |
| annecik küçük meleğine John Travolta kalitesinde bir oda yaptırmış. | Open Subtitles | تبني الأم لملاكها الصغير فقاعة نظيفة جداً |
| ben anneyim ben söylicem hangisi bablu ancak bir anne oğlunu tanır. | Open Subtitles | أنا يمكنني بما أني الأم الأم فقط يمكنها أن تتعرف على ابنها الوحيد |
| Hayatlarının ilk iki yılında yavrular onu Anneleri olarak düşünecekler. | Open Subtitles | لأول سنتين من حياتهم, ستعتقد هذه الكتاكيت انه هو الأم, |
| Tedavinin yokluğunda annenin bir sonraki çocuğunun ölme ihtimali 7 kat daha fazla. | TED | في غياب العلاج، الأم لديها فرصة أكبر بسبع أضعاف أن يموت رضيعها القادم. |