"الحرب" - Translation from Arabic to Turkish

• savaşta
• savaşa
• savaş
• Savaşı'
• savaşında
• savaşın
• savaştan
• savaşının
• savaşmak
• savaşlar

En son savaşta, generalin biri, düşmanının resmini duvara asmıştı.
في الحرب الأخيرة، قد يعلق جنرال صورة عدوه على الحائط

Ailemizin hali vakti yerindeydi ama savaşta her şeyimizi yitirdik.
أنا من عائلة وثيرة لكننا فقدنا كل شيء في الحرب.

Er ya da geç biz de bu savaşa katılacağız.
عاجلاً أم آجلاً سندخل هذه الحرب سواء وافقنا أم لا

Bu sırada savaş devam ediyordu ve babam 15 yaşındayken annesi öldürülmüştü.
واثناء فترة الحرب توفيت والدته عندما كان بلغ ال 15 من عمره

Hayat çok güzel olabilir, Harry. savaşta da bu mümkün.
الحياه يمكن ان تكون هنيئه جدا, هارى حتى اثناء الحرب

Ki savaşta insanların bu inançla harekete oldukça eğilimli olduğunu düşünüyorum.
الأمر الذى أعتقد أنه فى الحرب يميل الناس لفعله بسهولة تامة

...Ve inançsızlıkla savaşta gerekli olan kaynakları kilisenin hiçe saymasını.
وشن الحرب على الكفار وتنسون أن حتى أعظم تمثالٍ لربنا

Büyük savaşta öldürüldü. bir el bombasını elinde fazla tutmuş.
قُتل في الحرب الكبرى، أمسك بقنبلة يدوية أطول مما يجب

Fark, savaşta adam öldürmüş olmam. Artık eve gitmek istiyorum. Gayet basit.
الفرق هو اننى قتلت اشخاصاً خلال الحرب والأن اريد العودة إلى وطـنى

Zannediyorum savaşta olduğu gibi "Kablosuz"da da her şey mübah.
اظن ان كل شئ مشروع في اللاسلكيه كما في الحرب

İngiltere'nin savaşa girmesinin en büyük sebebi, imparatorluğu ve ticaret ağıydı.
كانت الإمبراطورية البريطانية وشبكة تجارتها أكبر مصدر موارد منفرد دخل الحرب

Birkaç ay içinde de 18 ile 35 yaş arası herkesi savaşa çağıracaklar.
خلال بضعة شهور أخرى الحرب ستأخذ كل من سنه بين 18 و 35

Ülkenizin savaşa girmesinin iyi bir fikir olduğunu mu düşünüyorsunuz?
وتعتقد إنها فكرة صائبة لتدخل بلدكَ في هذه الحرب ؟

savaşa gidecek olursan büyük ve kötü şeyler kaderin olacak.
،إن ذهبتَ إلى الحرب فالقدر يخبيء لك حظاً سيئاً للغاية

Bu savaşa karşı koymak için bize kudretli biri gerekir.
نحتاج شخص ما ذو قوة ليقف فى مواجهة هذه الحرب

Benim için şarkı söylesinler diye mi bu savaşa girdim sence?
هل تظنين أنني أقاتل في هذه الحرب لينشدو أغانيهم من أجلي؟

Vannevar Bush savaş sırasında Birleşik Devletler Hükümeti’nin baş bilimsel danışmanı idi.
كان فانيفار بوش أكبر مستشار علمي للحكومة الأمريكية خلال الحرب العالمية الثانية.

Ve iç savaş, baskı gibi olayların gelişmesi Soğuk savaş'tan sonra azalmıştır.
واحتمالات حصول الحروب الاهلية و حملات القمع انخفضت منذ انتهاء الحرب الباردة

Vietnam Savaşı sırasında savaş esiri olmuş Amiral Stockdale'in tecrübesine dayandım.
واستخلصت من تجارب الأدميرال ستوكديل، والذي كان أسيراً في الحرب الفيتناميّة.

ve dev ordular geceleri Cennet ve Cehennemin ebedi savaşında çarpıştılar.
وجيوش عظيمة تتقاتل طوال الليل في الحرب القديمة بين الخير والشر.

savaşın parçaladığı Libya'nın barışa ulaşmak için umutsuzca ihtiyacı olan idealler bunlar olmalı.
هذة هي المثل التي مزقتها الحرب في ليبيا في حاجة ماسة لتحقيق السلام.

Bu adam, benim gördüklerim içinde o savaştan en kötü etkilenenlerden biri.
وقد كان واحدا من أكثر الأشخاص المتضررين قد رأيت ذلك في الحرب.

Birinci Dünya savaşının başında Almanya, İngiltere'nin en büyük zaafını anlamıştı;
منذ بداية الحرب العالمية الأولى.. استغلت ألمانيا نقطة الضعف البريطانية الأكبر

Örneğin, erkek gibi görünen kadınlar Amerika İç Savaşı sırasında savaşmak üzere orduya alındı.
خذوا على سبيل المثال النساء اللواتي تم تقديمهن كرجال لكي يتمكن من القتال في الحرب الأهلية الأمريكية.

Çünkü savaşlar, uzun yıllardır bizimle, biz de, savaş eylemlerinden kimin sorumlu tutulması gerektiğini çözmek için yasalar koyuyoruz.
لأن الحرب كانت ملازمة لنا منذ فترة طويلة، فلدينا قوانين لنحدد من يجب أن يتحمل مسؤولية أعمالهم أثناء القتال.