Kim sana evi terk edip böyle bir yerde kalmanı söyledi? | Open Subtitles | من اخبركِ ان تغادري المنزل و تبقي في مكان كهذا ؟ |
Pekala, sen bakmaya devam et, ben gidip kahve getireceğim. | Open Subtitles | حسنا، عليك أن تبقي النظر، سأذهب الحصول على بعض القهوة. |
Önümüzdeki iki hafta boyunca seni takip edebilmemiz için burada kalman gerekecek. | Open Subtitles | لا بدّ أن تبقي هنا طيلة الأسبوعين القادمين كي تبقي تحت المراقبة |
Bu zavallı küçük marullar bol bol atılıyorlar, çünkü sebze çekmeceleri gerçekten de sebzeleri taze tutmak için tasarlanmamış. | TED | يرمى هذا الخس المسكين شمال , يمين , وسط لأن ادراج الهشاشة هذه لم تصمم لكي تبقي الخس رطبا |
Başın dertteyse, en iyisi burada kal ve göze batmamaya çalış. | Open Subtitles | إن كنتِ في مشكلة، فالأفضل أن تبقي هنا متخفية عن الأنظار |
Sana konuk odasını hazırladı, yani kalıp geceyi burda geçirebilirsin. | Open Subtitles | لقد جهزت غرفة الضيوف، لذا عليكِ أن تبقي وتقضي الليلة. |
Akılını ve kalbini açık tut ve hiçbir zaman karşılaşamayacağın bir adamla karşılaşırsan onun ortağı ol ve ona tek olmadığını hissettir. | Open Subtitles | حسناً، اترك قلبك وعقلك مفتوحين وإذا لم تقابل أحد هؤلاء الذين لم أقابلهم يمكنك أن تبقي كل صحبة ولن تكون وحيدا جدا. |
Şu uyutuculardan kaldı mı? | Open Subtitles | هذه هي النهاية هذه هي النهاية هل تبقي معك اقراص المهدئ؟ |
Yönetim kurulu kararına göre bizimle kalmanı senden rica edeceğiz. | Open Subtitles | نيابةً عَنْ مجلسِ الإدارة، نوَدُّ أَنْ نَطْلبَ مِنْك ان تبقي معنا |
Şimdi, Burada kalmanı ve dışarı gelmemeni istiyorum. - Bunu bana borçlusun, Bayan. | Open Subtitles | أقرب مما تتخيّلين والآن أريدكِ أن تبقي هنا ولا تخرجي |
Birkaç gün daha buralarda kalmanı söyledi. | Open Subtitles | لقد طلب مني أن أطلب منك أن تبقي متماسكة بضعة أيام |
Numara yapmaya devam mı edeceksin yoksa hile yapmaya başlayacak mısın? | Open Subtitles | هل تريد أن تبقي خداع أو كنت تريد أن تبدأ القوادة؟ |
Ama hayatında bir değişiklik yapmak istiyorsan ben sana terapiye devam etmeni öneririm. | Open Subtitles | ولكن، إذا أردتِ أن تحدثي تغييراً في حياتك فأقترح أن تبقي في العلاج |
Hayır, senin için daha güvenli olan meydanda kalman gerekiyor. | Open Subtitles | كلا, يجب عليكِ أن تبقي .في الأماكن الرئيسية إنها آمن |
Sicilini temiz tutmak için nakil talebinde bulunmazsan, bunu ben isteyeceğim. | Open Subtitles | لو أنك لم تطلب النقل كي تبقي سجلك نظيفاً.فأنا سوف أطلبه |
Sadece ayık kal ve ev işlerinde ona yardım et. | Open Subtitles | عليك فقط أن تبقي دون مخدرات وتسـاعديهـا في شؤون المنـزل |
Bu yüzden burada kalıp bizi beklemeni istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | لهذا اريدك ان تبقي هنا وتنتظرينا , حسنا ؟ ؟ |
Beynin kana ihtiyacı yok, ıslak tut yeter. | Open Subtitles | الدماغ لا يحتاج الدم، تبقي فقط فلدي الدماغ الرطب. |
Geride kalan insanlar gezegeni terk etmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | ما تبقي من البشري اُِضُطرَ لمغادرة الأرض |
Ortak noktada buluştuğunuzu görmek istiyorsan, uzun süre içinde kalmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تبقي فيه لفتره طويله حتى يمكنك رؤيته متماسكا |
Şu su bardağını görüyor musun? Dişlerini onun içinde tutuyor. | Open Subtitles | هل ترى كأس الماء الذي هناك انها تبقي أسنانه بداخله |
Benim ürettiğim gazı kabul etmedi, onda ayakta durmanı sağlayacak madde vardı. | Open Subtitles | انه إزالة الألغام الغاز والشيء الوحيد الذي يمكن أن تبقي أنت ذاهب |
Mağara girişinde bulunan bir zavallıdan arta kalan son şey. | Open Subtitles | هذا ما تبقي من الرجل المسكين الذي وجدناه في الكهف |
O gece... ondan benimle kalmasını istedim, böylece yatağın altında ne olduğunu görebilecekti. | Open Subtitles | تلك الليلة لقد طلبت منها ان تبقي معي لتري ماذا يوجد اسفل السرير |
Bazen çalışması için düğmeyi bir süre basılı tutman gerekebilir. | Open Subtitles | سيتحتم عليك أن تبقي ضاغطة على المقبس لفترة كي يعمل |
Burada kalabilirsin Kee. Burası çocuğunu doğurmak için güvenli bir yer. | Open Subtitles | يمكن أن تبقي هنا يا كي إنه مكان آمن لإنجاب طفلك |