Herkes babamın yanına taşınmamın benim için en iyisi olacağını düşündü. | Open Subtitles | و الجميع ظن انه سيكون من الافضل ان ابقي مع والدي |
Hadi dostum, solo takılarak büyük bir yıldız olacağını düşündü. | Open Subtitles | هلم يا رجل، ظن انه سيلمع نجمه عندما يغني بمفرده |
Bak bu çocuk benim gibi tuhaf bir yaratığı 12 yıl babası sandı. | Open Subtitles | طوال إثنا عشر عاماً ظن هذا الصبي أن مخلوقاً غريباً مثلي هو أبوه |
Onu iki eşcinselle aldattığımı düşünüyordu. Zeki olduğu konusunda hala ısrar ediyor musun? | Open Subtitles | لقد ظن أنني اخونه مع اثنين من الشواذ انت متأكد انه حاد الملاحظة؟ |
Onların da saldırdığını düşünmüş olmalı. Lefferts silah sesini duyunca içeri daldı. | Open Subtitles | ظن غالباً بأنهم كانوا يهجمون أيضاً سمع ليفيرتس كل إطلاق النار ذاك |
Bu harika. Anthony buralarda hiç fakir insan olmadığını sanıyordu. | Open Subtitles | هذا رائع، فقد ظن أنتوني بأنه لا يوجد فقراء هنا |
Ama daha önce düşündüğü kadar zeki olan bir gösteriş düşkünüyle hiç tanışmadım. | Open Subtitles | لكن سأخبرك شيئاً أنا لم أقابل متباه كان بالذكاء الذي ظن نفسه عليه |
Kestler, Smith'in kurbanlarının onu yakalamak için geri geldiğini düşünüyor. | Open Subtitles | كيسلر ظن أن ضحايا سميث القدامى كن أتيات لينالوا منه |
1951 de, Escher bu çizimi yaptı. Bir hayvan fantazisi oluşturabileceğini düşündü. | TED | في عام 1951 رسم إيسكر هذه الصورة وقد ظن أنه يقوم بخلق حيوان خيالي. |
Kendi zihninde renkdaşlarına leke sürüldüğünü düşündü ve buna izin veremezdi. | TED | ظن أن وجهة نظره قد أُهينت، ولم يكن ليسمح بذلك |
Elbette ki son çalışmamdan bahsettiğim herkes delirdiğimi düşündü; yine de biliyorum ki bunu değiştirmeye yardımcı olabilirim. | TED | وبالطبع، كل من أخبرته عن محاولتي الأخيرة ظن أنني مجنونة؛ ولكنني على أية حال أعرف أن هذا ما يمكنني فعله للتغيير. |
Aslında, İş yerimde ki herkes, benim onun erkek arkadaşım olduğu mu sandı. | Open Subtitles | في الحقيقة عندما ظن جميع زملائي في العمل أنه يحبني و أنه خليلي |
Bir paket buldu. Sigara sandı ama içinde dinamit vardı. | Open Subtitles | وجد كيس.ظن أنه مليئ بالتبغ ولكنه كان مليئ بملح البارود |
Harika biri olduğunu düşünüyordu ve bu da çok seksiydi. | Open Subtitles | ظن انه كان رائعًا، و ان هذا كان مثيرا جدًا. |
Haki, beni Karadeniz'den geçirerek Nazileri atlatacağını düşünüyordu. | Open Subtitles | هاكى ظن انه سيخدع النازيين بأن يقوم بأخراجى من تركيا عبر البحر الأسود |
Suçu başkasının üzerine atıyordu. Bu riske değeceğini düşünmüş olmalı. | Open Subtitles | يبدوا انهُ كان مُغَفَل، وانه ظن ان الامر يستحق لمخاطرة. |
Ajan Simms, kadınlara işkence etmekten hoşlanan bir cinsel sadist olduğunu düşünmüş. | Open Subtitles | العميل سيمز ظن انك سادي جنسي وانك تستلذ جنسيا بتعذيب اولئك النساء |
onun gözünde bir çocuktum ve böyle yaparak beni koruduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | ظن أنّي أخته الصغيرة , و أراد أن يعاملنى بهذهِ الطريقة. |
Şimdi her takım, diğer takımın berbat olduğunu düşündüğü bir fikre sahip ve onların görevi, bunu mükemmel bir şeye dönüştürmek. | TED | وأصبح كل فريق معه فكرة ظن الفريق الآخر أنها مريعة، ومهمتهم هي تحويلها إلى شيء رائع. |
Bazıları sadece kuş resimleri yaptığını düşünüyor lakin ilgisi yok. | Open Subtitles | ظن البعض أنه يرسم الطيور فحسب ولكن هذا ليس صحيح |
Bir de biri onu evinin üzerinde uçarken görüp uzay gemisi sanmış. | Open Subtitles | ورجل رآه يطير حول بيته لكنه ظن أنه مجرد سفينة فضائية رخيصة |
Kızı merdivenlere öldürdüğünü düşünmüştü bu yüzden arabasını almaya gitti. | Open Subtitles | ظن أنه قتلها على السلالم، لكن عندما ذهب إحضار سيارته |
Bana biraz bağlandı, eğer benim bırakılacağımı düşünürse, kilitleri çözülür ve konuşur, ağzından bir kaç laf alabilirim. | Open Subtitles | أعتقد بأنه سيتعلق بي أكثر في حال ظن بأنني سأغادر السجن و بالتالي فانه سيتشجع أكثر لكي يفصح لي |
Gettysburg söylevini Lincoln'ün yaşadığı yer sanmıştı. | Open Subtitles | لقد ظن ان عنوان عائله جيتيسبوج مكان اقامه لينكون |
Savaşın acılarını azaltığını sandığı bir şey tasarladığını sanıyordu. | TED | وقد ظن انه اخترع شيئاً سوف يقلل من فاتورة المعاناة في الحروب |
Belki de cenazeme geldiğini düşünmüştür. | Open Subtitles | ربما ظن انه سيحضر جنازتى بدلا من عيد ميلادى |
İnsanları hayal kırıklığına uğrattım. Ama onu uğratmayacağım. | Open Subtitles | لقد خيبت ظن الكثيرون يا أبت ولكنى لن أخيب ظنه |