| Ertesi sabah, o gitti ve ben buradayım, onu bekliyorum. | Open Subtitles | . لقد غادر في الصباح التالي . وأنا هنا بإنتظاره |
| Sert çocuk o kadar aşağılanmıştı ki arkadaşlarını orada bırakıp gitti. | Open Subtitles | ذاك الرجل القوي المحلي تعرض لمذلة شديدة و غادر مع أصدقائه |
| Ofisten ayrıldı ve geri gelmeyecek, yani ikinci bir emre kadar yönetim bende. | Open Subtitles | لقد غادر المكتب ولن يعود وهذا يعنى اننى سأكون المسؤول حتى اشعار آخر |
| On saniye, Tamam mı? Paranı alacaksın. - Sadece git. | Open Subtitles | عشر ثواني, وتحصل على نقودك فقط غادر, ولا تؤذي احد |
| Prens Henry bu sabah erken çıktı, Baroness. Nereye gittiğini kimse bilmiyor. | Open Subtitles | قد غادر الأمير مبكراً هذا الصباح، ولا أحد يعرف إلى أين ذهب |
| Vaiz erkenden gelmişti, Dinah'yla konuşuyorlardı sonra somurtarak çıkıp gitti. | Open Subtitles | كان هنا قبلا كان يتحدث معها و ثم غادر بسرعة |
| Jimmy o akşam çok iyi oynuyordu Cal aceleyle çıkıp gitti. | Open Subtitles | لكن جيمي أدار الطاولة تلك الليلة، و كال غادر على عجالة |
| Çocuklar, Clay az önce Becca ve pezevengiyle uyuşturucu almaya gitti. | Open Subtitles | يا رفاق، كلاي غادر لتوه للحصول على المخدرات مع بيكا وقوادها. |
| İlk adım olarak, hekim yaklaşık altı aylığına gitti. | TED | الخطوة الأولى, غادر الطبيب لفترة ستة شهور |
| Sonunda bir fiziksel şiddet uygulamadan gitti. Ama kanunları çiğnediğimiz bilgisi onun bizi korkutmasına yetti. | TED | في النهاية غادر دون وقوع أي عنف جسدي، لكن معرفته أننا نخرق القانون خولته أن يهددنا. |
| Unutulmayacak bir yaz sona erdiğinde ikinci favori mekanına gitmek için Teksas'tan ayrıldı. | Open Subtitles | ..وعندما إنتهى غادر تكساس لثانى أفضل الأماكن بالنسبة له في العاشر من سبتمبر |
| Gece aniden evden ayrıldı ve bir daha geri dönmedi. | Open Subtitles | لقد غادر الليلة الماضية بشكل غير متوقع و لم يعد |
| Dışarıda dövüştüğün an bu iş biter. Hemen git buradan. | Open Subtitles | لقد قاتلت خارج الصالة الرياضية و انتهى أمرك غادر حالاً |
| Eğer faşistlerin seni öldürmesini istiyorsan git şimdi. | Open Subtitles | .إذا كنت ستُقتل من قِبل الفاشيين .غادر من الآن إذن.. هيا اذهب |
| Ama ormanda bulduğum, şu kurbağa kılıklı adam... çadırdan sağ çıktı. | Open Subtitles | لكن الآخر الذي يشبه الضفدع غادر الخيمة التي وجدتها في الغابات |
| Ya buradan ortağımız olarak çıktı, ya da gözlerim beni yanılttı. | Open Subtitles | إن لم يكن من غادر المكان حليفاً فإن عيني قد خدعتاني |
| Kadınları taşıyan tren, Plaszow'dan ayrılmış durumda buraya varması fazla uzun sürmez. | Open Subtitles | قطر النساء غادر الان بلازو سيصلون الى هنا في وقت قصير جدا |
| - Gece gitmiş olmalı. - Hiçbir at izi yok. | Open Subtitles | مؤكد انهُ غادر في الليل ليسَ هناكَ اي اثارٍ لحصانٍ |
| İyi bir eğitim almasını istediğim için mi evi terk etti? | Open Subtitles | هو غادر لإني اردتُ له ان يحصل على تعليماً جيداً ؟ |
| - Beş dakika önce çıkmış olması lazım. - Bu taraftan çıkmadı. | Open Subtitles | ـ لقد غادر مُنذ 5 دقائق ـ لم يخرج من هذا الطريق |
| Şamata yapmadan, hatta davul bile çalmadan tenha sokaklardan çık! | Open Subtitles | غادر من الشوارع الغير مطروقة بدون نفخ الأبواق و بدون حتى دق الطبول |
| Partinin olduğu gece Bay Caspere'in evinizden kaçta ayrıldığını hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تتذكّر الوقت الذي غادر فيه السيّد كاسبير منزلك ليلة الحفلة؟ |
| Sana daha da beterini etmeden bu evi terk et. | Open Subtitles | قبل أنّ ندعك تفعل ما هو أسوأ غادر هذا المنزل |
| Lütfen gidin! Bir an önce gitmenizi bekliyorum! | Open Subtitles | غادر رجاءً لا استطيع أن انتظر لرؤيتك تغادر |
| Ama yani babam gittiğinden beri sanki annem benim sorumluluğumda. | Open Subtitles | الأمر فقط، منذ ان غادر أبي شعرت أني مسئول عنها |
| Adamı öldürdükten sonra New Orleans'ı terketti. Diğer adamı tanımıyorum. | Open Subtitles | غادر نيو اورليانز بعد ان قتل رجلا الرجل الآخر أنا لا أعرفه |