"birlikte" - Translation from Turkish to Arabic

    • معاً
        
    • سوية
        
    • معك
        
    • برفقة
        
    • مع
        
    • مَع
        
    • معكِ
        
    • معا
        
    • ومع
        
    • كنا
        
    • معنا
        
    • بصحبة
        
    • بين
        
    • بجانب
        
    • معًا
        
    Buradaki durum; insanın yerine bilgisayarın geçmesi değil birlikte çalışmaları. TED وهذه الحالة ليست لإحلال الكمبيوتر مكان البشر ولكن للعمل معاً
    Yunanlılar birlikte ağlamanın insanlar arasında bir bağ oluşturduğuna inanırlardı. TED اعتقد اليونان بأن النحيب معاً والعويل يخلق رابطاً بين الناس.
    Bu yapıyı çevreleyen diğer birkaç organ hep birlikte boşaltım sistemini oluşturur. TED ويحيط بهذا الهيكل عدة أعضاء أخرى والتي تشكلُ معاً الجهاز البولي بالكامل.
    ve evi olanlar da beş aile birlikte çürük binalara tıkılmış durumda. TED وأولئك بمآوي تجدهم مكدسين في مبان عفنة، إلى حد الخمس عوائل سوية.
    Sadece maddenin 12 taneciği, doğanın dört kuvvetiyle birlikte yapışık duruyor. TED فقط 12 جزيئ من المادة. ملتصقة معاً بأربع قوى من الطبيعة.
    Bakalım kendimizi kaptırıp bu şarkıyı birlikte icra edebilecek miyiz... TED لنرى إن كان بإمكاننا أن نغني معاً ونندمج مع الإيقاع
    Haydi dönüp, eve gidelim. ve birlikte çözelim bu işi. Open Subtitles لنعود ونذهب إلى منزلنا ونرى ماذا سنفعل حيال ذلك معاً
    - Chick, arayacağız tamam, ikimiz birlikte. - Ha şöyle. Open Subtitles ـ تشيك , سنفتش هذا المكان معاً ـ الآن إتفقنا
    #Türkler gibi fes ve çarık giydiler... #...aynı yiyeceği yediler... #...birlikte sıkıntı çektiler... #...yük işlerinde, ulaşımda eşekleri kullandılar. Open Subtitles كانوا يرتدون نفس الملابس التي يرتديها الأتراك الطربوش و الصندل يأكلون من نفس الطعام و يعانون من الحرارة معاً
    Devamlı birlikte olmaya devam edersek yakında bir isklete döneceğim. Open Subtitles أنا سوف أنتهي إلى هيكل عظمي إذا بقينا معاً دائما
    birlikte kitap yazmak, o da kötü bir fikirdi. Ama bu... Open Subtitles الكتاب الذي حاولتم تأليفه معاً كان الفكرة السيئة , لكن هذا
    birlikte yaşarken kısa bir süre sonra birbirimizin sinirini bozmaya başlayabileceğimizi düşünüyorum. Open Subtitles أخشى لو أننا عشنا معاً لفترة أننا قد نثير غضب بعضنا البعض.
    ve onu İngiltereye davet etti, ve yıllarca birlikte çalıştılar, Open Subtitles و أحضره إلى أنجلترا و من ثم عملوا معاً لسنوات
    ikinizde aynı yere gidecekmişşsiniz niye kavga ediyorsunuz oraya birlikte gidin işte Open Subtitles كلاكما يريد الذهاب إلى نفس المكان إذن ما المشكلة ؟ فلتذهبا معاً
    Bill Gates: Yani, sanırım hayatımızda bu parayı nasıl geri vereceğimizi bulmak için birlikte çalışacağımız bir dönem olacağı için heyecanlıydık. TED بيل: حسنا، أعتقد أننا كنا متحمسين أن تكون هناك مرحلة من حياتنا حيث نعمل سوية وأن نعرف كبفية إعادة هذا المال.
    Adını bilmiyoruz ama Greg ve Ruby'nin birlikte kaçtıklarını iddia etmişti. Open Subtitles نحن لَمْ نَحْصلْ على اسمِها، لَكنَّها إدّعتْ هَربَ جريج وروبي سوية.
    Seni tanımıyorum da ne demek, seninle birlikte madenlerde çalıştım, arkadaşım! Open Subtitles ماذا تعني بأنك لاتعرفي ؟ كنت أعمل بالمنجم معك وكنا أصدقاء
    Büyük baloda, kraliçe ile birlikte gireceksin ama devlet yemeğinde eşlik edilmeden gireceksin. Open Subtitles في الإحتفالات الكبيرة .. تدخلين برفقة الملكة ولكن في حفلات العشاء بالإمارة ..
    İşin temelleriyle birlikte ortaya çıkan başka bir şey daha var. TED وهناك شيء آخر من الاعتراضات يأتي مع قصة الاساسيات تلك ..
    Pekâlâ, Bayan Quested tutuklu ve rehberle birlikte tepeye tırmandınız. Open Subtitles الآن، يا آنسة كويستد قمت بصعود المنحدر مَع السجينِ والدليل
    Seninle birlikte olmak çok hoş ama önce iş güzelim. Open Subtitles العمل قبل المتعة يا عزيزتى حتى ولو كانت المتعة معكِ
    İyi çalışmaları desteklemek için öğretmenlere birlikte çalışmaları için uygun ortam sağlıyorlar. TED كما توفر المناخ المناسبالذي يمكن المدرسين من العمل معا لخلق ممارسات جيدة.
    Bununla birlikte yaşadığım tüm travmaları düşündüm: şiddet, taciz, tecavüze uğramam. TED ومع ذلك، فقد كنت أفكر بجميع صدماتي: العنف، سوء المعاملة، اغتصابي.
    Ulus olarak başarısız olduk. Yahudilerle birlikte sosyal bir çevre oluşturmadık. Open Subtitles لقد فشلنا كأمة فى إيجاد بيئة معيشية واحدة تستوعب اليهود معنا
    17 yaşında, arkadaşı Al Diaz ile birlikte sanat dünyasına ilk girişini yaptı. TED في عمر الـ17، خطى أولى خطواته الناجحة في عالم الفن بصحبة صديقه ألدياز،
    A.B.D. Çin ile birlikte en büyük iki karbon salıcısıdır. TED الولايات المتحدة هي أحد أكبر أثنين في الإنبعاثات، بجانب الصين.
    Bence hep birlikte, bu gerçekliği yaratabiliriz, ve umuyorum yapabilirsiniz de. TED وأعتقد أننا معًا يمكننا خلق هذا الواقع، وآمل أن تفعلوا ذلك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more