"عليكِ أن" - Traduction Arabe en Turc

    • gerek
        
    • zorunda
        
    • zorundasın
        
    • gerekiyor
        
    • lazım
        
    • gereken
        
    • Bana
        
    • gerekir
        
    • etmelisin
        
    • gerekecek
        
    • gerekmiyor
        
    • vermelisin
        
    • gerektiğini
        
    • iyi
        
    • zorundasınız
        
    Ruhani yaşamını tazelemek için sessiz birkaç ay geçirmen gerek. Open Subtitles يجب عليكِ أن تحصلي على بضعة أشهر لتُجدّدي حياتكِ الروحيّة.
    - Hızlıca düzeltirim. - Oh, hayır, hayır, bunu yapmana gerek yok. Open Subtitles ـ سوف أرتبها بسرعة ـ لا، لا، ليس عليكِ أن تفعلي ذلك
    Ve ayrıca biz geri gelmek yoksa Elders aramak zorunda. Open Subtitles وأنه يجب عليكِ أن تنادي الشيوخ في حال لم نعد
    Ama tarafsız olmak zorundasın ve tokat iddiasının şerefini her şeyin önünde tutmalısın. Open Subtitles لكن عليكِ أن تكونِ محايدة و وضع أمانة رهان الصفع فوق كل شئ
    Gümüşle değil mi? Kafayı kalpten ayırmak gerekiyor. Gümüş yalnızca çok acı verir. Open Subtitles لا, فى الحقيقة عليكِ أن تفصلى الرأس عن القلب الفضة تؤذى كثيراً فقط
    Üzerini değiştirip, duş alman lazım. Bana da yemek için 10 dolar ver. Open Subtitles عليكِ أن تبدّلي ملابسكِ وتستحمي ويجب أن تعطيني 10 دولارات من أجل الغداء
    Ona ilk buluşmanızda iç çamaşırlarını göstermene gerek yok ki. Open Subtitles ليس عليكِ أن تريه ملابسكِ الداخلية فى أول موعدٍ غرامي.
    - Ama sen de tehlikede olabilirsin. O yüzden bilmen gerek. Open Subtitles ولكن قد تكونين عرضة للخطر أيضًا، لهذا السبب عليكِ أن تعلمي
    Üç parmağının da yay kirişini aynı anda bırakması gerek. Open Subtitles عليكِ أن تسحبي الثلاث أصابع من الوتر في نفس الوقت
    Evet. Sosun her yere saçılacağını hatırlaman gerek bu yüzden yavaşça al. Open Subtitles أجل، عليكِ أن تتذكري أن الصلصة في كل مكان، لذا، أفعليها ببطء.
    Bir şey soracağım. Her cümlene "Chan" ile başlamak zorunda mısın? Open Subtitles اسمحي لي، هل عليكِ أن تبدأ كل جملة بقول تشان ؟
    Neden,misafirlikte bütün bir gece uyumamak zorunda olduğun için mi Open Subtitles لماذا ، لأن عليكِ أن تسهري طوال الليل خلال مناوبتكِ؟
    Çok üzgünüm, tavşan suratlım. Yemeğini tek başına yemek zorunda kalacaksın. Open Subtitles أنا آسف جدّاً يا عزيزتي، سيكون عليكِ أن تتناولي الغذاء لوحدكِ.
    Tanrım, neden onlar için bu kadar endişe etmek zorundasın? Open Subtitles يا إلهي، لما يجب عليكِ أن تقلقي بشأنهم هذا القدر؟
    O halde bir yere yiyecek bulmak için gitmek zorundasın. Open Subtitles إذن عليكِ أن تذهبي إلى مكان ما للبحث عن الطعام.
    O koridora dönmen gerekiyor. Küçük kızı orada tek başına bıraktın. Open Subtitles عليكِ أن تعودي إلى الرواق لقد تركتِ تلك الفتاة الصغيرة، لوحدها
    'Çünkü sen her birinin ne yaptığına bakıyorsun çünkü onlara ayak uydurman gerekiyor. Open Subtitles لأنكِ تظلي تطلعي لمّا تفعله باقي الجُزر، لأنه عليكِ أن تظلي يقظة، مُتسائلة،
    Onu duymama imkan yok bu yüzden beni hızlı sarsman lazım. Open Subtitles هناك فرصة معدومة بأن أسمع ذلك، لذا عليكِ أن تهزيني بشدة.
    Endişelenmen gereken zaman bunları sevmediğim zamandır. Open Subtitles عليكِ أن تقلقي عندما أقول أنني لا أحب هذه الاشياء
    Bana dün gece neyin onu bu derece değiştirdiğini anlatmalısınız. Open Subtitles عليكِ أن تخبريني بما حدث ليلة البارحة وجعل حالها يتغير
    Bunu bilmen gerekir Myrtle Mae. O kadar saf olma. Open Subtitles "عليكِ أن تعرفى ذلك "ميرتيـل مـاى لا تكونى بهذة السذاجة
    Yani, o adamla evlenmediğin için Bana teşekkür falan etmelisin. Open Subtitles عليكِ أن تشكريني أنكِ لم تكملين حياتكِ مع هذا الرجل.
    Bir şey merak etmiyordum ama sanırım bir ara karar vermeniz gerekecek. Open Subtitles لم أكن أفكر بأي شيء، ولكن عليكِ أن تقرري في وقت ما
    Ve Bana Depo'nun sistemine nasıl girdiğini detaylı olarak yazman gerekmiyor mu? Open Subtitles ألم يكن عليكِ أن تكتبي مخطط تقني كامل عن كيفية إختراقك لمستودعي؟
    Ben, sana yardım etmeye çalışıyorum. Bana biraz zaman vermelisin. Open Subtitles بين، أحاول مساعدتك ولكن عليكِ أن تمهلني مزيدًا من الوقت
    Tanrı'nın seni çağırdığını, rahibe olman gerektiğini? Open Subtitles بأنَ الرَبَ قد ناداكِ و أنهُ عليكِ أن تكوني راهبَة؟
    Dikkatli olsan iyi olur, bir adam senin tarafından takip edildiğini düşünebilir. Open Subtitles عليكِ أن تكوني أكثر حذراً، فلو كان شخص آخر لأعتقد بأنكِ تُلاحقينه
    Üzgünüm ama profesör bir şey söylemedi. Geri dönene kadar beklemek zorundasınız. Open Subtitles أنا آسف , البروفسور قد غادر دون أن يصدر أية تعليمات , عليكِ أن تنتظري حتى عودته

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus