"bir şey" - Traduction Turc en Arabe

    • شيء
        
    • شيئاً
        
    • أي شئ
        
    • أمر
        
    • شيءٌ
        
    • أمراً
        
    • بشئ
        
    • أيّ شئ
        
    • أى شئ
        
    • أي شيئ
        
    • هناك ما
        
    • لشيء
        
    • اي شئ
        
    • أى شىء
        
    • هناك شئ
        
    İşin temelleriyle birlikte ortaya çıkan başka bir şey daha var. TED وهناك شيء آخر من الاعتراضات يأتي مع قصة الاساسيات تلك ..
    Sonuçta; bilinç gibi bir şey hakkında insanların fikrini değiştirmek çok zordur, ve bunun neden bu kadar zor olduğunu sonunda anladım. TED إنه من الصعب جدا أن نغير عقول الناس عن شيء ما مثل ا لإدراك و تبين لي بشكل نهائي السبب في ذلك
    Benliğin gerçekten yaşayan bir şey olduğunu farz etmekte haklı olabilirdik. TED كنا لنكون صائبين في الاعتقاد أن الذات هي شيء موجود وحي.
    ve bu anlamda İbrahim'in Yolu' bir oyun-değiştirici. Size sadece bir şey göstereyim. TED وكل هذا من طريق إبراهيم انه مغير للمعطيات دعوني أريكم شيئاً ما ..
    Bir kere New York'tayken taksiye bindim, arka koltuğa oturdum ve önde bir oyunla ilgili bir şey gördüm. TED مرة كنت في نيويورك و ركبت سيارة أجرة. جلست في المقعد الخلفي، و أمامي رأيت شيئاً ما مرتبط بمسرحية.
    Bir sonraki adımda olacağınız kişi için bir şey yapın, bir yatırım yapın. TED افعلي شيئاً يعد استثماراً في من قد تودين أن تصبحي في المرحلة التالية.
    Papaz okulunda rahip olmak için eğitim alırken başıma bir şey geldi. TED حدث شيء ما بينما كنتُ أدرس في المعهد الديني وأتدربُ لأصبح كاهنًا.
    Böylece size çekinmeden bir şeyi açıklayacağım, benim için güzel bir şey. TED لذا سوف اعرض لكم بكل خجل شيء اعده جميل جداً بالنسبة لي
    Çöplük öncelikli olarak yok olmayan bir şey ve büyüyor. TED الآن، مكب النفايات هو شيء لن يزول أساسًا، بل ويكبر.
    Pardon. İşinize yarayabilecek diğer bir şey ise beş saniye kuralı. TED آسف. يوجد شيء آخر يمكنكم استعماله، أطلق عليه قاعدة الخمس ثوانٍ.
    Programın yarısı bitmiştir, ama bir şey sizi içine çeker ve merak edersiniz. TED هي بالفعل في منتصف الطريق، لكن هناك شيء قد جذب انتباهك وأنت تهتم.
    Doğaya bakın, büyüme harika bir şey, yaşamın sağlıklı kaynağı. TED نعم، انظر إلى الطبيعة والنمو شيء رائع، ومصدر صحي للحياة.
    Ancak, o zamana kadar Ebola ile ilgili görmediğimiz bir şey oldu. TED و لكن ما حدث لاحقاً كان شيئاً لم نعهده سابقاً مع الإيبولا.
    Ayrıca o zamanki haberlerde yer almayan başka bir şey var. TED وإليكم شيئاً آخر لم يكن ضمن روايتنا للقصة في ذلك الوقت.
    Daha hızlı bir şey istiyorsak, Ketamine yönetim tarafından zaten onaylandı. TED فإذا ما أردنا شيئاً عاجلاً، كيتامين موافق عليه من قبل الإدارة.
    Tüm bu yatırımcılarla konuşma sürecinde, ilginç bir şey fark ettim. TED حسنا، في عملية التحدث لكل هؤلاء المستثمرين لاحظت شيئاً مثيراً يحدث
    Bunu becermeyi gerçekten de deneyeceğiz: gerçeten canlıymış gibi gürnen bir şey üretmeyi. TED و سنحاول بأقصى جهدنا أن نحقق هذا أن ننتج شيئاً يبدو حياً بجد
    Kesin bir şey istiyorsanız iltica talebinde bulunmak kesinlikle yasaldır. TED وإذا كنتم تريدون شيئاً قطعي، فطلب اللجوء أمرٌ قانوني حتماً.
    Soldakinin daha uzun olduğu dışında bir şey görebilen var mı? TED هل يستطيع أي شخص رؤية أي شئ سوى أن اليسرى أطول؟
    Ve anlamsız bir evrende bence bu harika bir şey. TED وفي كون غير ذي نفع، ذلك، بالنسبة لي، أمر مذهل.
    Etik, Güç Düğümünü güvende tutması için Hedge'e verdiğinde inanılmaz bir şey oluyor. TED حين أعطت إيثيك العقدة إلى هيدج ليحفظه بشكل آمن، حدث شيءٌ لا يصدق.
    Hiç utanç verici bir şey hatırladığınızda ufak, tuhaf bir ses çıkardınız mı? TED هل سبق وأن أصدرت صوتاً منخفضاً ، وغريباً عند تذكرك أمراً محرجاً ؟
    Yasemin, ben de seni seviyorum ama olmadığım bir şey olmaya çalışmaktan vazgeçmeliyim. Open Subtitles ياسمين أنا أحبك فعلا لكن يجب أن أتوقف عن التظاهر بشئ لا أكونه
    Ya da sana güvenmeme, veya senden bir şey beklememe. Open Subtitles أو أن أعتمد عليك أو أن أتوقّع أيّ شئ منك
    Sana otelin telefonunu veriyorum. Eğer bir şey duyarsan, beni arayacaksın. Open Subtitles سأعطيك رقم تليفونى فى الفندق إتصل بى إن سمعت أى شئ
    Burada onun psikopat olduğunu veya kızı olduğunu gösteren bir şey yok. Open Subtitles ليس هناك أي شيئ هنا يدل على نفسٍ مريضة أو اختطاف إبنة.
    Onun durumunda, hayatını kurtarmak için yapabileceğim bir şey olmadığını biliyordum, TED كنت أعلم أنه لم يكن هناك ما يمكن فعله لإنقاذ حياتها.
    Bir parçamız ya da teknolojide bulduğumuzdan daha büyük bir şey Tanrı'yı arzuluyor. TED إنه الجزء الذي يتوق لمعرفة الله، أو لشيء أبعد مما نجد في التكنولوجيا
    Babam konuştuğunuzda benim hakkımda size bir şey söyledi mi? Open Subtitles هل اخبرك والدي اي شئ عني حين تحدثت اليه ؟
    Onu odaya sokmamak dışında yapacağımız başka bir şey yok Open Subtitles نحن لن نفعل أى شىء سوى منعه من دخول الغرفة
    İşin kahramanlığında değilim. Bence ölümden daha kötü bir şey yok. Open Subtitles لا أدّعى البطولة, لا أعتقد ان هناك شئ اسوأ من الموت

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus