"dokuz" - Traduction Turc en Arabe

    • تسعة
        
    • تسع
        
    • التاسعة
        
    • التسعة
        
    • التسع
        
    • تسعه
        
    • التاسع
        
    • لتسعة
        
    • لتسع
        
    • التاسعه
        
    • بتسعة
        
    • بالتاسعة
        
    • بتسع
        
    • وتسعة
        
    • ناين
        
    Çok basit, bu tür deneylerde oldukça öngörücü dokuz maddelik anket. TED ببساطة فإن دراسة من تسعة بنود تنبأ تماما في هذه التجارب.
    Ancak öğrendiklerimin temelinde şu var, şu ana dek, depresyon ve anksiyetenin dokuz farklı nedenine ilişkin bilimsel kanıtımız var. TED ولكنني أعتقد أن أهم ما تعلمته هو أن لدينا أدلة علمية على تسعة مُسببات مختلفة للإصابة بالاكتئاب والقلق حتى الآن.
    [Olumsuz Düşünceyle Savaş] Kemoterapi başladıktan dokuz hafta sonra kardeşimin CAT tarama sonuçları geldiğinde yanındaydım ve elini tutuyordum. TED بعد مرور تسع أسابيع منذ أن بدأ العلاج الكيماوي، أجرى أخي فحصًا مقطعيًا، وكنت بجانبه عندما حصل على النتائج.
    dokuz defa 27 metrelik direğin en üstüne kadar tırmandım. TED تسلقت قمة ذلك الجبل والتي تبلغ ٩٠ قدم تسع مرات.
    Cuma akşamı saat dokuz için terasta bir masa istiyorum. Open Subtitles أستمع, أريد مائدة على التراث يوم الجمعه في تمام التاسعة
    Geçtiğimiz dokuz ay içinde, bana en çok sorulan soru "neden" oldu. TED خلال الشهور التسعة الماضية كان السؤال الذي يطرح علي بشدة هو لماذا.
    Ben bir sürü dağınık fikirle başladım, yaklaşık sekiz veya dokuz yıl önce. TED لقد بدأت بالعديد من تلك الافكار الفضفاضة تقريبا ثمانية او تسعة سنوات مضت
    dokuz Ölümsüz ve yaşadıkları yerin asitle oyulmuş resmi var. Open Subtitles لقد وجدتُ نقش من الخالدين تسعة والمكان الذي يعيشون فيه
    Dinleyin, demek istediğim bir çocuk bile görmeden sekiz dokuz ay geçirebilirsiniz. Open Subtitles اسمعوا، الذي أعنيه هو تمُرّ ثمانية، تسعة أشهر و لا ترى طفلاً
    Ben çocukken, dokuz kişi bu büyüklükte bir kulübede oturuyorduk. Open Subtitles إبان طفولتي, كنا تسعة نعيش في غرفة أصغر من هذه
    dokuz bin dolarlık öğle yemeği alıştığın yemekler gibi çabuk bitmez. Open Subtitles تسعة ألف دولار لا تَشتريك الغداء المُترف الذي هو يُستَعملُ ل.
    dokuz ülkeden istihbarat işliyoruz, ve sanırım bu iş bitti. Open Subtitles نحن نعالج الامر من تسعة دول واعتقد انها نهاية مسدودة
    dokuz yıl önce Walgreens'te dilenmekten tutuklanan bir adamla tanıştım. TED التقيت رجلاً، اعتُقِل قبل تسع سنوات بتهمة التسول في ولغرين.
    Bana 22 bin papel, artı dokuz yıllık faiz borcu var. Open Subtitles إنّه مدين لي بـ 22 ألفاً بالإضافة إلى فوائد تسع سنوات
    Ama duyduğuma göre dokuz yıl önce onu bulan Amerikalıların hepsi ölmüş. Open Subtitles نعم،ولكنى قد سمعت أن العلمء الذين وجدوة منذ تسع سنوات ماتوا جميعاً
    Senin gibi katil güdüleri olan biri son dokuz delikte işimize yarayabilir. Open Subtitles بامكاننا ان نستغل احدا عن طريق تفكيرك القاتل عند التاسعة اوه، طبعا
    dokuz yaşındayken annesiyle babasını kaybetti ve ailem onu yanımıza aldı. Open Subtitles لقد فقدت ابويها وهى بعمر التاسعة وقد قامت عائلتى بالأعتناء بها
    Yeni bir müvekkille buluşmam gerekiyordu dokuz yaşındaki bir çocuğa yanlış teşhis koymuş ve neredeyse onu öldüren bir pediyatrist. Open Subtitles ليس هنالك محاكمات كان من المفترض أن ألتقي بموكّل جديد طبيب أطفال أخطأ في تشخيص طفل في التاسعة من عمره
    Diğer dokuz bankayı, tereyağından kıl çeker gibi hallettik. 200 milyonundan biraz fazla. Open Subtitles التسعة الآخرين تمّ سقوطهم دون وقوع حوادث. ما يزيد قليلاً عن مئتي مليون
    Gittiği her bir mülteci kampında eli silahlı askerlerle uğraştı. Askerler, dokuz yaşındaki ağabeyim Mark'ı asker yapmak istiyorlardı. TED وفي كل مخيم، إضطرت أن تواجه الجنود الذين أرادوا أن يأخذوا أخي الكبير، مارك، ذو التسع سنين وجعله جندي.
    Kurtardık zaten hem de bir değil dokuz hayat kurtardık. Open Subtitles آجل ، لم ننقذ حياة واحد فقط ، أنقذنا تسعه
    Ama burada beşiğin içindeki yaratık artı dokuz bir kaka canavarı. Open Subtitles إلا أن الوحش بداخل المهد هو وحش تغوط من المستوى التاسع
    Gelecek elbette çok büyük bir sorunu içeriyor; dokuz milyar insanı beslemek. TED حسناً، المستقبل بالطبع يواجهه تحدياً هائلاً، وهو توفير الغذاء لتسعة بلايين فرد.
    Tamam. Önümüzdeki dokuz saat boyunca doğum günün olmadığını biliyorum. Open Subtitles حسناً، اعلم انها ليست حفلة عيد ميلادك لتسع ساعات آخرى
    dokuz yaşındaki çocuğun önemli bir yazışmayı ileteceğinden emindiniz yani? Open Subtitles أذآ أنتِ أعطيتِ طفل في التاسعه من عمره رساله مهمه
    dokuz dolarlık pasta alacaksın, ağacı süsyeleceksin, al sana parti! Open Subtitles نشتري كعكة بتسعة دولارات، ونُعلّق لافتة على شجرى، ويبدأ الإحتفال
    dokuz yaşında bir çocuk 11. koridorda çapalı külotunu giymeye yelteniyor. Open Subtitles الامن طفل بالتاسعة من عمره يبدل ملابسه الى الملابس الداخلية بالمراسي
    Davalı, dokuz adet malzemeyi yatak odasındaki dolabın içinden çıkardı. Open Subtitles أتت المتهمة بتسع أدوات من الرف الأعلى بخزانة غرفة النوم.
    Gözyaşı bombasının dumanları dağıldığında... 31 mahkûm ve dokuz rehine ölmüştü. Open Subtitles وعندما زال الغاز مسيل الدموع. واحدٌ وثلاثون سجيناً وتسعة رهائن قُتلوا.
    Yirmi dokuz Palmiye* Çeviri: Fraghera Open Subtitles "تونتي ناين بالم" "تسعة وعشرون نخلة"

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus