İletişim alanındaki açılımlar insan kültüründe hep dönüş noktası oldu. | TED | شكّلت الاختراقات في مجال التواصل نقطة تحوّل في الثقافة الإنسانيّة. |
Ya iletişim bilimini kullanarak yalanların kendisini incelemeye yönelik bir yaklaşıma bürünseydik? | TED | ماذا لو اتخذنا نهجًا مباشرًا أكثر، باستخدام علم التواصل لتحليل الأكاذيب بذاتها؟ |
Belki Naboo'daki Anakin ile iletişim kurabiliriz. Çok daha yakın. | Open Subtitles | ربما يمكننا الاتصال بـ آنيكين في نابو فهو أقرب بكثير |
Onlara bunu yapmaları söylendi; iletişim ağını izleyin, iletişimi denetleyin, internet trafiğini denetleyin. | TED | هذا ما كانوا يقولون لنا عمل اشارات استخبارية برصد الاتصالات رصد تحركات الانترنت |
elektromanyetik dalgalardan daha kullanışlı ve karmaşık başka iletişim araçlarını keşfedecek. | TED | يكتشفون بسرعة تكنولوجيات اتصال أكثر تطورا وعملية بكثير من الموجات الكهرومغناطيسية. |
Çocuklarımızdan birçoğu, bizimle iletişim halinde kalmak için yılın bu aylarında fotoğraflarını yollarlar. | Open Subtitles | العديد مِنْ أطفالِنا، يُرسلونَنا صورَ حول هذا الوقتِ مِنْ السَنَةِ للبَقاء على إتصال. |
Yalnızca fikirlerini onayladığımız insanlarla iletişim kuruyoruz ve sosyal medya sayesinde kalanları susturabiliyor, takip etmeyi bırakabiliyor ve engelleyebiliyoruz. | TED | نحن نميل للتواصل مع الناس الذين يتفقون معنا، وبفضل وسائل التواصل، يمكننا إخراس، وعدم متابعة ومنع أي شخص آخر. |
İçinde silah ve her şeye erişebilecek bir iletişim sistemi kurulu. | Open Subtitles | و لديها نظام أسلحة و نظام اتصالات يمكنه قرصنة أي شيء |
Ancak bu çalışmalar aynı zamanda göstermiştir ki, iletişim ortak bir zemine dayanır. | TED | ولكن تكشف هذه الدراسات أيضاً على أن التواصل يعتمد على أسس ومفاهيم مشتركة. |
Bu büyük yeraltı iletişim ağının yani diğer dünyanın sağlam kanıtını bulmuştum. | TED | ولقد وجدتُ الدليل الراسخ من شبكة التواصل المكثفة تحت الأرض، العالم الآخر. |
Günümüzden bir kaç yüzyıl önce de, iki yönlü haberleşmede devrim gerçekleşti. İletişim medyası: Önce telegraf, sonra da telefon. | TED | كان هناك أبتكار في التواصل من جهتين الإعلام المحادثي ، أولا التلقراف ، ثم الهاتف وببطء ، حوارات برسائل نصية |
Gözlerinizde oluşan çok yoğun bir duygusal iletişim söz konusu. | TED | لذا فإن هناك الكثير من التواصل العاطفي الذي يحدث هناك. |
Bir aktörün sorumluluğu, iletişim kurmak gerçeği aksettirmek iç dünyayı anlayıp, ifade etmektir. | Open Subtitles | مسؤولية الممثل هي التواصل. حمل الحقيقة. فهم و تعبير حياة داخلية, حافز شخصي. |
Yani, ailem New York'tan benimle iletişim kurmayı denemiş olabilirler. | Open Subtitles | اعني.. ربما يكون والداي يحاولن الاتصال بي من خلال الانترنت |
Ama ilanınızda ölülerle iletişim kurduğunuz yazıyordu. Nerede, ne zaman olmuşsa olsun. | Open Subtitles | ولكنّ إعلانكَ نصّ على أنّ بوسعكَ الاتصال بالموتى في أيّ زمان ومكان |
Bu hatları bizim 2 yollu iletişim paneline bağlayabilir misin? | Open Subtitles | أتستطيع ربط تلك الخطوط بنظام الاتصالات ثنائي الاتجاه الخاص بنا؟ |
Bende yakıtım bitene kadar hem gözlem yaparım, hem iletişim aracı olurum. | Open Subtitles | سأبقى هنا لمراقبة وتوسّط الاتصالات إلى أن ينفذ منّا الكثير من الوقود. |
Tollan uzun menzilli iletişim aracından direkt olarak aktarım alıyoruz. | Open Subtitles | نحن نتلقى اتصال مباشر من أداة تولان للإتصال بعيد المدى |
Bu tuhaf bir iletişim cihazı. Yani, şu zavallı kadınla konuşamıyorum. | Open Subtitles | هذا حهاز اتصال غرب لا يمكنني التحدث إلى هذه المرأة المسكينة |
Hala daha oradaki arkadaşlarımla ve köpek balıklarıyla iletişim halindeyim. | Open Subtitles | مازلت على إتصال ببعض من أولئك الرجال وبعض سمك القرش |
Ama kelimeleri kullanmak yerine birbirleriyle iletişim kurmak için sinyal moleküllerini kullanırlar. | TED | لكن عوضًا عن استخدامهم للكلمات، يستخدمون جزيئات إشارة للتواصل مع بعضهم البعض. |
Senin iletişim yöneticiliği kariyerinin aksine bu şarkı ölmeyecek gibi. | Open Subtitles | اذا تلك الأغنية، على خلاف مهنتِكَ كمدير اتصالات لن تمت |
Evet, kendisiyle her gün iletişim kuruyoruz ama hayır, kendisi sevgilim değil. | Open Subtitles | ونعم , نحن نتواصل بشكل يومي لكن لا , انها ليست عشيقتي |
15 yaşında evden kaçmış ve bir daha iletişim kurmamış ... bir adam ile Internet üzerinden tanıştı ve Uyuşturucu suçundan yakalandı. | Open Subtitles | لم تتواصل معهم منذ هروبها من المنزل منذ كان عمرها 15 عام مع رجل قابلته عبر الأنترنت قبض عليها بتهمة حيازة مخدرات |
Pentagon, iletişim kaybedildiğinde sizin bir uzaylı saldırısı altında olduğunuzu düşündü. | Open Subtitles | البنتاجون يظن أنكم كنتم معرضين لهجوم الغرباء عندما فقدنا الأتصال معكم |
Tüm hava kuvvetleri üsleri ve NASA'yla şifreli iletişim kurabilmek için AF Uydu İletişimi bağlantımız mutlaka olsun. | Open Subtitles | تأكدوا ان لدينا اتصال بالقمر الصناعي ساتكوم، للاتصالات المشفرة مع كل قواعد القوة الجوية وناسا |
Bu ise hiçbir zaman, köpük ile tam bir iletişim içinde olamayacağı demektir. | Open Subtitles | وهذا يعني أنه لا يمكن أبداً أن تجد وسيلة للاتصال بالفقاعة مرة أخرى |
Yani, bakterilerin tamamı türler arası iletişim için bu molekülü kullanıyor. | TED | اذا فجميعها يستخدم نفس هذا الجزيء للإتصال بين اصناف الجنس الواحد |
Şimdi insanlar iletişim kurarken nasıl çalıştığına bakalım. | TED | لنلق نظرة على طريقة عملها حين تقوم مجموعة من الناس بالتواصل مع بعضها. |
Göz attığım kadarıyla artık sosyal medya yoluyla iletişim kuruyorlar- | Open Subtitles | مما إستجمعته فأنهم يتواصلون أكثر من خلال وسائل التواصل الإجتماعي |