Seni hiçbir zaman onu terk etmeye zorlamadım, böyle bir şey istemedim bile. | Open Subtitles | لم أرغمك أبدًا على تركها، في الواقع لم أطلب منك حتى تركها لأجلي. |
Oğlum, yaşamım boyunca şimdiye kadar hiç bir şey istemedim. | Open Subtitles | بني.. طوال حياتي لم أطلب أبداً شيئاً لنفسي، حتى الآن |
Dayı senden bir şey beklemiyorum, senden bir şey istemiyorum. | Open Subtitles | عمي، وأنا لا أطلب شيئا منك لا أريد شيئا منك |
Yıldönümü hediyeni sipariş verirken çok ilginç bir şey oldu. | Open Subtitles | لقد حدث أمر جنوني بينما كنت أطلب هدية ذكرى زواجنا |
Bu doğru, böyle bir niyetim yok talep etmem de. | Open Subtitles | هذا صحيح أنا لا أطلب ولا أنوي أن أطلب شيئاً |
Ekip arkadaşlarımdan size çıkışa kadar eşlik etmelerini isteyeceğim. - Şirin. | Open Subtitles | سوف أطلب البعض من أعضاء فريقي أن يرافقوك خارج هنا، حسناً؟ |
Ben sizden çevrenizdeki insanlara bilinçli ve maksatlı olarak bakmanızı istiyorum. | TED | أطلب منكم أن تنظروا إلى الناس المحيطين بكم، بشكل مقصود وهادف. |
Ne ile uğraştığını söyle benden senden başka bir şey istemeyim. | Open Subtitles | أخبرني ما تعمل عليه فحسب, و لن أطلب منك شيئاً آخر |
Ben senden böyle bir şey istemedim. Sen istediğini söyledin. | Open Subtitles | أنا لم أطلب منكِ ذلك، أنتِ قلتِ بأنّكِ تريدين ذلك |
Karısını terketmesini hiç istemedim. Fikir alması için onu destekledim. | Open Subtitles | لم أطلب منه ترك زوجته لقد شجّعته للحصول على التوكيلات |
Karısını terketmesini hiç istemedim. Fikir alması için onu destekledim. | Open Subtitles | لم أطلب منه ترك زوجته لقد شجّعته للحصول على التوكيلات |
Eğer bu davada, sizi temsil etmemi kabul ederseniz... kazanana kadar ödeme istemiyorum. | Open Subtitles | إن وافقت على أن أمثلك في القضية لن أطلب أي شيء حتى نربح |
Mutfak ve hesap makinesi ile başa çıkmayı iyi bilirim ve bana çok para ödemenizi istemiyorum, en azından şimdilik. | Open Subtitles | أعرف طريقي جيداً في المطبخ والحسابات ولست أطلب منكِ أن تدفعي لي أجراً كبيراً ليس بعد ، على أيّة حال |
Otur, bir şeyler sipariş et, Ben de bakayım onu bulabilecek miyim. | Open Subtitles | أختر كرسي و أطلب الطعام وسأرى إذا كنت أستطيع إحظارها إلى هنا |
Bu yüzden, her sipariş verdiğinizde detayları sorun ve ne yediğinize ve size ne verildiğine değer verdiğinizi gösterin. | TED | لذا في كل مرة تطلب فيها أطلب الحصول على التفاصيل وأظهر أنك مهتم بحق بما تأكل وما يتم تقديمه لك |
Daha doğrusu resmi olarak, talep ediyorum ki lejyonlarının kumandasından feragat et. | Open Subtitles | بالأحرى , يجب أن أطلب رسمياً . بأن تتنازل عن قيادة فيالقك |
Ama korkarım ailemi ve Clark'ı bir daha rahatsız etmemenizi isteyeceğim. | Open Subtitles | ولكن علي أن أطلب منك ألا تزعجي عائلتي أو كلارك مجدداً |
Ben sisteme girmeye çalışıyordum, ve bu ikisi aynı şey değil. | TED | كنت أطلب منها أن تسمح لي أن أشارك، وهذان أمران مختلفان، |
Daha fazla koşamıyorum. Bir teyzeye söyle de sırtında taşısın beni. | Open Subtitles | لا يمكنني الهرب الآن أطلب من عمتك كي تأخذني فى حضنها |
Bir daha gerçek olup olmadığını anlamadığında, sana vurmasını iste. | Open Subtitles | المرة القادمة عندما تظن أحدهم غير حقيقي أطلب منه ضربك |
Bu departman onun günahlarinin bedelini ödemek zorunda değil, ...o yüzden tekrar soruyorum. | Open Subtitles | هذا القسم لا يستحق أن يدفع ثمن مخالفاته، لذا فأنا أطلب منكَ مجدداً |
Ev sahibimiz kendim için bir şey istemek alışkanlığına sahip olmadığımı bilir. | Open Subtitles | مضيفنا يعلم جيداً أنه ليس من عادتي أن أطلب أي شيء لنفسي |
Ben sadece... Sana evlenme teklif etmeye layık biri olmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا أريد أن أكون ذو قيمة حتى أطلب منك أن تتزوجينى |
Sana daha önce hiç sormadığım bir şey sormak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أطلب منكِ شىء لم أطلبه منكِ من قبل |
Bu akşam birkaç saatliğine evin dışında olabilir misin diye sormak istedim. | Open Subtitles | كنت أود أن أطلب منك أن تخرجي من بيتك لبضع ساعات الليلة |
Ondan istemem için beni bekliyorsa, Havana buz tutarsa belki. | Open Subtitles | اذا كانت تنتظرنى أن أطلب منها فيمكنها الانتظار حتى تتجمد هافانا |
- İntihara meyilliyim desem? - Acil servisi ara derim. | Open Subtitles | ماذا لو قلت أننى كنت انتحارى سأقول أطلب الخط الساخن |