ويكيبيديا

    "أنها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olduğunu
        
    • o
        
    • Bu
        
    • bir
        
    • onun
        
    • çok
        
    • ki
        
    • olduğu
        
    • gibi
        
    • olduğuna
        
    • kız
        
    • da
        
    • olduğundan
        
    • göre
        
    • diye
        
    Ve Ticaret odasında, Kızılhaç'ın genel müdürü olduğunu iddia etti. TED وادعت أنها المدير العام لمنظمة الصليب الأحمر في الغرفة التجارية
    Tüm desenleri görebilmelerini sağlayan bir yetenekleri olduğunu gösteren bir modelimiz var. TED لذلك لدينا نموذج، يظهر أنها تخلق القدرة لهم لرؤية كل هذه الأنماط.
    Ama Márquez'de ise öyle değildir. o, çevirmenlerin versiyonlarının kendi versiyonundan daha iyi olduğuyla övülmüştür. ki Bu, harika bir iltifattır. TED ولكن الأمر لا يكون كذلك مع ماركيز والذي أشاد بترجمات أعماله على أنها أفضل من أعماله الأصلية، وهي مجاملة رائعة منه.
    11 Afrika hükümeti Bu teknolojiyi kullanarak daha az bağımlı hale gelebileceklerini gördüler. TED 11 حكومة أفريقية شهدت أنها يمكن أن تصبح أقل اعتمادا باستخدام هذه التكنولوجيا.
    Ama kostarika alanıyla ilgili ilginç olan buranın kalıcı bir yer olmadığı. TED ولكن ما ليس مألوفاً بالنسبة للكوستاريكا هو أنها ليست مكاناً دائماً لها
    o hedefine tutkuyla bağlıydı ve o hiçbir silah ve engeli tanımayacak kadar netti, hiçbir büyük kuruluş onun yolunda duramazdı. TED كانت متحمسة لتحقيق ذلك الهدف وكان من الجليّ أنها لن تترك لا الجيش ولا العواقب ولا المؤسسة الكبرى تقف في كريقها.
    Bence, her şey insanların bunun bir ayrım noktası olduğunu anlaması ile başlıyor. TED ولكن أعتقدُ أنها تبدأ مع الناس الذين يدركون أن هذه هي نقطة التحول.
    ve Bu yüzden blog yazarına bir e-posta atmışlar ve onun eski bir versiyonu incelemiş olduğunu düşündüklerini söylemişler. TED لذلك كتبوا لها هذه الرسالة، يدافعون فيها عن قضيتهم جاعلين حجتهم أنهم شعروا أنها قد أجرت تقييماً لنسخة قديمة.
    Öyle düşünmüyorum, çünkü en nihayetinde Bu problemin teknolojiyle alakalı olduğunu düşünmüyorum. TED لا أعتقد ذلك، لأنني لا أعتقدُ في نهاية اليوم أنها مشكلة تقنية.
    Ayrıca teneffüste de diğer kızları oyun için takımına seçenin o olduğunu gördüm TED و في الفسحة، لاحظت أنها الفتاة التي تختار الفتيات الأخريات ليكنّ في فريقها.
    Sanki daha önce zaman harcayıp, o insanı tanımışsınız gibi. TED أنها مثل تخصيص بعض الوقت لتعرف عليك قبل الإجتماع بك.
    Ve eğer hayatımı bir söze göre yaşadıysam, o söz budur. TED وإذا عشت حياتي بأي نوع من العقيدة، فمن الأرجح أنها تلك.
    Bu itirazda ki sıkıntı şudur o da yerel ekonomilerde herkesin birbirine ne kadar bağlı olduğuna dair yanlış anlamalar var. TED والمشكلة في ذلك الاعتراض أنها تعكس سوء فهم تام حيال كيف أن الاقتصادات المحلية تؤثر على كل من يكون مرتبطاً بها.
    Bütün Bu biyolojinin harika tarafı, aynı zamanda olağanüstü bir ölçek ekonomisini yansıtmasıdır. TED لذلك ,الشيء الأجمل إطلاقاً في علم الأحياء هو:أنها تعبر عن ميزان اقتصادي استثنائي
    Ve Bu nedenle, buraya gelmek için Inverleith Row'daki kestirme yolu kullanmış. TED ولذلك لابد أنها سلكت طريقاً مختصراً عبر ايفيرليث رو لتصل إلى هنا.
    Işığın bir dalgaboyundan daha küçükler, Bu yüzden onları direkt olarak gözlemleyemiyoruz. TED أنها اصغر من الطول الموجي للضوء لذا لايوجد اي طريقة فعلية لمراقبتها
    Şefkatin ikinci çekici yararı ilham verici bir işgücü kurması. TED الفائدة الجلية الثانية من الشفقة أنها تخلق بيئة عمل ملهمة.
    çok daha önemlisi, çok büyük çapta ilk çok kültürlü, çok inançlı devletti. TED والأكثر أهمية، أنها كانت أول دولة متعددة الثقافات ومتعددة الديانات على مقياس ضخم.
    ve sıradışı olan çocukları. 2 çeşit kimlik olduğu fikrine ulaştım. Dikey kimlikler, TED وفكّرتُ، إنه نفس الحالة: عائلة تعتقد أنها طبيعية مع طفل يبدو أنه استثنائي.
    Ve bana ne düşündürüyor biliyor musunuz, biraz rahat ve pofuduk gibi; bir yatağın üstüne serilmiş yorgan gibi. TED وتعرفون ما الذي تجعلني أفكر به هو أنها نوعاً ما دافئة ومنتفخة كما لو أنها لحاف منتشر على سرير
    Farz edelim ki erkek kızın değil de kız erkeğin peşini bırakmıyor. Open Subtitles بدلاً من أن يلاحق الرجل الفتاة لنفترض أنها كانت هى من تلاحقه
    Ve şimdiye kadar, şu anda olduğundan daha emin olmadılar. Open Subtitles أنها لم تكن أبدا أكثر يقيناً مما هيا عليه الآن.
    CA: İçten söylersen, bir beş yıl daha alacak diye düşünüyor musun? TED كريس: هل تعتقد في داخلك, أنها ستحتاج على الأقل خمسة أعوام أخرى؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد