ويكيبيديا

    "الأمر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • oldu
        
    • Sorun
        
    • oluyor
        
    • işi
        
    •   
    • her
        
    • şeyi
        
    • olduğunu
        
    • şeyler
        
    • bu
        
    • şey
        
    • bunun
        
    • bunu
        
    • konu
        
    • konuda
        
    Ve bu, benim bakıcılarımın benimle ne yapacaklarını düşünmeme neden oldu. TED لكن الأمر جعلني أفكر، فيم سيقوم به مقدمو الرعاية بالنسبة لي؟
    Başlayalı iki buçuk, üç ay oldu ve gerçekten çok eğlenceli gidiyor. TED بدأنا منذ شهرين و نصف أو ثلاثة أشهر, و الأمر ممتع حقا.
    Ve 27 yaşına gelene kadar bu bir Sorun değildi. TED و لم يكن الأمر مهم بالنسبة لي حتى عمر ال27.
    Hayır, George. Çantayı aldığıma göre bu artık Sorun değil. Open Subtitles لا يا جورج الأمر ليس مهما طالما أنني إستعدت الحقيبة
    ABD'de beyaz bir adam şiddet eyleminde bulununca, yalnız kurt oluyor, zihinsel hasta oluyor veya sebebi park tartışması oluyor. TED عندما يقوم رجل أبيض بفعل عنيف في أميركا، يُسمى الأمر حالةً فردية، أو مريض عقلي أو خلاف بخصوص مواقف سيارات.
    Böylece, bu işi başarmak için ne lazım diye düşündüm. TED لذا فكرت، حسنا الآن ماذا يتطلب الأمر لإنجاح هذا الموضوع؟
    Ama söz konuşu olunca, benim için fark etmez. Open Subtitles ولتعلم ان قدومي إلى هنا لا يغير في الأمر شيئاً
    Kara deliklerin evrendeki her şeyi yuttuğuna dair bir efsane vardır, ama onun içine düşmeniz için çok fazla yaklaşmanız gerekir. TED هنالك خرافة تنص على أن الثقب السوداء تلتهم كل شيء في الكون، لكن في حقيقة الأمر يجب الإقتراب كثيرا للسقوط فيها.
    Açılmasını sağlayan o bilek güreşi değil, ona yaşattığım küçük şaşkınlık oldu. TED ليس الأمر في تلك المصارعة، و لكن في مفاجأة الضيف المعني قليلاً.
    Eğlence olarak başladı, korkunçlaştı ve sonra sadece bir ihtiyaç oldu. TED لقد بدأ الأمر كتسلية، لقد أصبح مخيفاً، وبعد ذلك، صار ضرورياً.
    Sen bizim dikkatimizi çektiğin şu teorini kanıtlayan bir şey oldu. Open Subtitles الأمر الذي قد يثبت تلك النظرية التي كنت تحاول تقعنا بها
    Bir kere oldu bu. Bende yangın söndürme aleti var. Getir onu. Open Subtitles حدث هذا الأمر مرة فقط وإسمع لديك طفاية حريق لما لا تحضرها
    Haftalar oldu Amir Yardımcısı buradaki işleri ben daha bilmeden e olduğunu biliyor. Open Subtitles الأمر يحصل منذ أسابيع نائب رئيس العمليات يعرف ما يجري في الوحدة قبلي
    Sorun değil, ama bakmaya devam et, epey zamanımız var. Open Subtitles الأمر على ما يرام واصلي البحث لدينا الكثير من الوقت
    Tamam tamam, unut gitsin. Sorun yok. Öyle demek istemedim. Open Subtitles حسناً، حسناً، انس الأمر لا عليك، لم أقصد ما قلت
    Hayır, sana söyledim. Sorun para değil. Ben önemli biri olmak istiyorum. Open Subtitles كلّا، لقد أخبرتك، الأمر لا يتعلق بالمال أريد أن أصل لشيء ما.
    Böylece olası bir yangın yayıldığında kaşlarınızın hafifçe yanması gibi bir etkisi oluyor. TED و بهذه الطريقة, حين تشتعل النيران فإن الأمر يشابه حين تحترق أطراف حاجبيك
    bu işi kolaylaştırın ve bir kilo mercimek verin. aşı oranını 6'ya katlayın. TED أجعل الأمر سهلا وأعط كيلو من العدس، وستتضاعف نسب التطعيمات بمعدل ست مرات.
    Biliyorum, pis bir bu. Ama başka seçeneğin yok. Open Subtitles أنا أعرف أنه الأمر قذر ولكن ليس القرار في يدك
    bu ekonomik güçle başlar, bu her daim böyle başlar. TED الآن هذا يبدأ بسلطة اقتصادية، لكن هكذا يبدأ الأمر دائما.
    bunu burada bırakacağım, çünkü yani, her şeyi kendisi söylüyor, değil mi? TED سأترك الأمر عند هذا الحد، بسبب، أعني،أنه يوضح كل شئ، أليس كذلك؟
    ve bunlar genellikle size en başında bunun çok seksi olduğunu söyleyen insanlar. TED و هؤلاء هم غالبا الأشخاص الذين سيخبروك، بأن الأمر مثير جدا في البداية.
    Yine de işin sonunda bir şeyler eksik gibi hissediyorsunuz. TED لكن في نهاية الأمر كله، تشعر أن شيئا ما مفقود.
    bu yüzden dinlemek bize kalmış ve bu kolay olmayabilir. TED إذن الأمر متروك لنا للاستماع، وهذا قد لا يكون سهلاً.
    bu ebeveynelerinin ya da öğretmenlerinin onlara söylediği bir şey değil. TED إنه ليس الأمر الذي يخبرهم به والديهم، أو يخبرهم به مدرسيهم.
    RD: Demek istediğim, kısmen bunun mümkün olup olmadığını merak ettik. TED أعني، بشكل جزئي، كنا نتسائل إن كان من الممكن إنجاز الأمر
    Ama ben de oldukça gerilmiştim. Çünkü bunu yapacak olan bendim. TED أما أنا فقد بدأت أتوتر، لأنني الشخص الذي سيعمل على الأمر.
    Ama bütün konu yetiştirmek üzerine değil çünkü hepimiz bu yapbozun parçalarıyız. TED لكن الأمر لا يتعلق فقط بالزراعة، لأننا جميعنا جزء من هذه الأحجية.
    bu konuda düşünürken ve meselerin ne olduğunu düşünürken çok zaman harcıyoruz. TED نمضي وقتا طويلا في التفكير في هذا الأمر وفي ماهية المشاكل المطروحة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد