Vahşi bir hayvanın içeriye bir yol bulduğu çok açık. | Open Subtitles | من الواضح ان هناك حيوان متوحش وجد طريقه الى الداخل |
açıkça görülüyor ki göğüs kanserine yatırımımız sonuçlar ortaya çıkardı. | TED | من الواضح أن استثمارنا في سرطان الثدي قد أثمرعن نتائج. |
Açıkçası uzay ve onun hakkındaki her şeyden etkilenirdim, fakat onun içine mühendislikle girdiğimde daha da fazla etkilendim. | TED | من الواضح أنني كنت معجبا ومهتما بالفضاء وبكل ما يتعلق به، ولكنني كنت مهتما بالهندسة والمستوى الذي وصلت إليه. |
Yorgunsun. Bütün gece arandın durdun. Görünüşe göre beceremiyorsun da. | Open Subtitles | بحثت عنه طوال الليل ومن الواضح أنك لا تجيد البحث |
En azından bana göre bu sorunun cevabı kesinlikle evet. | TED | والجواب على هذا السؤال، بالنسبة لي، من الواضح سيكون نعم. |
Anlaşılan benim ülkedeki en iyi at terbiyecisi olduğumu bilmiyorsun. | Open Subtitles | من الواضح أنك لا تعلمين أننى أفضل حاكم للخيول بالبلد |
- Bence nedeni çok açık! "Angarya iş mi var? | Open Subtitles | حسنا، أود أن أقول هو لعنة جميلة من الواضح لماذا. |
Oh, sonunda ne olduğu gayet açık. ondan sorasını özel efekt uzmanı halledecek. | Open Subtitles | من الواضح جداً ماذا سيحدث في النهاية ثم سيتولى جماعة التأثيرات الخاصة الباقي |
Bu zavallı yaratığın nerede olduğu konusunda bir fikrin olmadığı çok açık. | Open Subtitles | من الواضح أنه ليس لديك أدني فكرة عن مكان هذا المخلوق المسكين |
açıkça görülüyor ki bir şehir değil. Bir çeşit karakol gibi. | Open Subtitles | من الواضح أنّها ليست مدينة، بل موقع خارجي من نوع ما |
açıkça, kurulu dağıtıp oybirliği ile seçim fikri çok sert tepkilere yol açtı. | Open Subtitles | من الواضح أنّ اقتراح حلّ المجلس ..لانتخاب أعضاء جدد قد أنتج معارضة قوية |
İrlanda'da en gözde seçim askerlik ama Açıkçası pek de hoş değil. | TED | في أيرلندا الاختيار الواضح هو الجيش ولأكون صريحا إنها في الواقع مريعة |
Açıkçası, biliyorsun prosedürle ilgili meseleleri seninle tartışmak için yetkili değilim. | Open Subtitles | من الواضح .. انته تعرف اننى لست حرا لمناقشه إجرائاتى معك |
Görünüşe göre daha önce burada bulunmuşsun. Herhangi bir şey hatırlıyor musun? | Open Subtitles | من الواضح أنك أتيت هنا في السابق هل تتذكر أي شيء ؟ |
Görünüşe göre, ölülere yakın olmak cinsel dürtüleri harekete geçirebiliyor. | Open Subtitles | من الواضح ان بعض المثارين جنسياً ينفعلون بالقرب من الموت |
Yani bugün denizde kesinlikle cesamet var... ve bize doğru yaklaşıyor. | Open Subtitles | ومن الواضح أنه هناك بعض الأرتفاع في الماء وهو يتجه إلينا |
İkimizin de haberi olmadan seni kardeşimle buluşturmuş. Pek de iyi gitmemiş Anlaşılan. | Open Subtitles | هينسقتلك موعداًمعاخيضدرغبتنا , و من الواضح أن الامر لم يسير على ما يرام |
Hiçbiri işe yaramadı tabii ki. Çünkü kendisi salağın teki. | Open Subtitles | ولم تنفع تلك الإقتراحات , من الواضح أنها كانت غبية |
Şurası kesin ki üzerinde çalıştığım konu tamamen cinselliğe dayanmakta. | Open Subtitles | و من الواضح أن موضوع دراستي مبني كليا على الجنس |
Belki de yapılacak tek şey, ortada olan şey problemden kurtulmak. | Open Subtitles | ولكنه الشئ الوحيد الواضح الذى يمكن فعله هو التخلص من المشكله |
Yanlış numara olduğu bariz değil mi? Ne sanıyorsun ki? | Open Subtitles | من الواضح انه كان رقما خاطئا ماذا كنتِ تفكّرين ؟ |
Görünen o ki, bu bıyıklı tüy yumağı Prens değil. | Open Subtitles | حسنا، من الواضح إن ذلك الماكر ليس الأمير أنت أبله |
Eve hırsızlık yapmak için giren birinin işi gibi görünüyor. | Open Subtitles | من الواضح أنه كان لصاً اقتحم المنزل وسرق بعض ممتلكاتها |
Bir şeyleri yanlış yapmışsınız gibi davranıyorsunuz ama her şeyi doğru yaptığınız aşikâr. | Open Subtitles | تتصرفين كأنك قمتي بشيئ خاطى بينما من الواضح أنك قمت بكل شي صحبح |
Nişancılığın hakkında söyleyebileceğim tek şey belli bir adama yoğunlaştığın apaçık. | Open Subtitles | لماذا أثني على هدفك أيتها المبتدئة. من الواضح أن رجلواحديستحوذعلى كلتركيزك. |
Elbette daha hızlı ilerleyebiliriz ama geçmişte yaptığımız bir dizi saçna şeyi durdurmayı gerektiriyordu. | TED | من الواضح أنه يمكننا التحرك أسرع، لكن هذا تطلب التوقف عن بعض الأشياء الغبية التي كنا نفعلها في الماضي. |