ويكيبيديا

    "بداخل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • içinde
        
    • içeride
        
    • içindeyim
        
    • içerisinde
        
    • içindeydi
        
    • içinden
        
    • o
        
    • içindeyken
        
    • da
        
    • içi
        
    • içindekini
        
    • olduğunu
        
    • içindeler
        
    • içindeyiz
        
    • kendi
        
    Bu iki zıt tarafın içinde bu işin tercüme edilmesinde bir giz var. TED كل ما يمكنك تخيله. بداخل ذلك، على الجانب المعاكس لهما، هناك سر الترجمة.
    Yüzlerce yıldır, kirli düşünceler ve kirli işler bu duvarların içinde işlendi. Open Subtitles لمِئات السنين إن الأفكار الكريهة والأعمال الكريهة قد إرتُكِبَت بداخل حيطانه وجُدرانه
    Ama yaklaştığımda, resmin içinde, kalenin içinde bir adam gördüm. Open Subtitles ولكن عندما اقتربت أكثر رأيت رجلاً بداخل اللوحة، في القصر
    Bu ailenin içinde, ortaya çıkmayı bekleyen, daha iyi bir aile olduğunu biliyordum. Open Subtitles عجبًأ، كنت أعلم أن بداخل هذه العائلة أن هناك عائلة أفضل تحاول الخروج
    Senin şu küçük çılgın kafanın içinde dönenlere meftun oluyorum. Open Subtitles على عكس ذلك أنا مفتون بما يحدث بداخل رأسك الصغير
    Birileri anılarımı çaldı. Kafamın içinde, ben hala 10 yaşındayım. Open Subtitles أحدهم سرق ذاكرتي بداخل رأسي، أنا في العاشرة من عمري
    Faturalar ya da dosyalar arasında saklanmış hamiline bir senet olabilir, ya da buradaki elektronik aletlerden birisinin içinde mücevher halinde saklanmış olabilir. Open Subtitles يمكن أن تكون في سندات مخبّأة في فواتير أو ملفات أو على الأرجح، في شكل مجوهرات مخبّأة في مكان ما بداخل هذه الإلكترونيّات
    Evde onları bekleyen çantanın içinde ne olduğunu görene kadar bekle. Open Subtitles إنتظروا حتى يروا ما بداخل تلك الحقيبة التي تنتظرهم في بيتهم
    Tüp içinde kaldığımız sürece güvendeyiz. Bakın, prens. Acele edin. Open Subtitles طالما نحن بداخل الانبوب نحن بأمان انظر , الامير اسرع
    Zehir'in içinde olan kişi, biliyorsunuz, orada sıkışıp kalan Harry Osborn. Open Subtitles الشخص الذي بداخل فانم المحبوس كما تعلمون هناك هو هاري أوسبورن
    Yine de bu çocuğun içinde yaşanan bir şeyler var. Open Subtitles ولكن لا يزال هناك أمر ما يدور بداخل جسد الصبي.
    Yani bu devasa Alman çikolatasından yapılmış pastanın içinde kimse saklanmıyor? Open Subtitles إذا لا يوجد شيء مختبئ بداخل كعكة الشوكولاته الألمانية العملاقة ؟
    Ve her zaman kafanın içinde olacak kadar yakınında olacağım. Open Subtitles وسأكون قريبة بما يكفي كي أكون بداخل رأسك طوال الوقت
    Bu kardeşinin içinde senin istediğinden daha fazla kalmam demek, ikimizin de istediğinden. Open Subtitles مما يعني أنني سأظل بداخل شقيقك لفترة أطول مما تريد أو يريدها كلانا
    Bekle biraz, yani Doom'un aslında zırhın içinde olmadığını mı söylüyorsun? Open Subtitles أنتظر , اتقول بأن دووم ليس في الواقع بداخل الدرع ؟
    İçeride bana inanmıştın. Dışarı çıkınca hepsi palavra mı oldu? Open Subtitles تؤمن بداخل الكنيسة فحسب وفي الخارج تقول أنـّه مـُجرّد هراء؟
    Ben büyük bagajlı ve motoru güçlü bir arabanın içindeyim. Open Subtitles أنا بداخل شئ يوازي شاحنة كبيرة ذات قاطرة اسطوانية كبيرة
    Lakin beni bu devasa kasanızın içerisinde ne olabilir diye düşünmeye itti. Open Subtitles لكنه قادني للتفكير بما يمكن أن يكون بداخل هذه الخزنة الضخمة خاصتك
    Aslında kafası ta başından beri onun içindeydi. Open Subtitles في الواقع رأسها كان بداخل جسدها طوال الوقت.
    Eğer bu kutunun içinden çıkacak olan şeyi engelleyebilirsem, evlerine dönecekler. Open Subtitles ان أمكنني منع ما بداخل هذا الصندوق من الخروج سيغادرون جميعهم
    Elini o çantaya koyup Hope'un çenesini açana kadar ölüm cezasına karşıydı. Open Subtitles قبل أن يدس يده بداخل الكيس ليخرج فكها كان ضد عقوبة الإعدام
    Sen kafamın içindeyken ben de senin hakkında bir şeyler gördüm. Open Subtitles أتعرفين, عندما كنتِ بداخل رأسي كان بإمكاني رؤية أشياء عنكِ أيضاً
    Bunu takıyor olsam da güçlerim olmasa da bir insanın kalbine nasıl bakılacağını hala biliyorum ve ben yüzlerce kızın kalbine baktım. Open Subtitles بالرغم من ذلك من دون قوايّ. لازال يُمكننى أن أرى ما بداخل القلوب و نظرت إلى قلوب مئات الفتيات لأننى أريد فتاه.
    Evet, evinin içinde içi bozuk para dolu bir çorapla bekliyormuş. Open Subtitles أجل، انتظره بداخل شقته بجورب ممتلئ بالعملات المعدنية.
    İkimizin de içindekini biliyorum ve dışarıya çıkmak için nasıl sabırsızlandığını da. Open Subtitles أنا أعلم ما بداخل كلٌ منا وأعلم درجة الشر التى تريد الخروج
    Ama içine bakmalısın ruhunun derinliklerine ve kim olduğunu bulmalısın. Open Subtitles يجب ان تنظر بداخل نفسك انظر بالداخل لتعرف من انت
    - Bir zarfın içindeler. Negatifler ve bazı kopyaları. Open Subtitles هي بداخل ظرف، هناك فيلم للصور وبعض الطبعات
    Buradayım. Binanın içindeyiz, saklanamayız. Bizi bulacaklar. Open Subtitles أنا هنا، إنهم بداخل المبنى، لا يمكننا الاستمرار في الاختباء، سيعثرون علينا
    Her çocuk ilk robotun bilinmeyen seri numarasını fırınına aktardı ve kendi rastgele, özgün seri numarasını dışına kazıdı. TED ورث كل ابن سلسلة الأرقام المجهولة للأصل بداخل فرنه، وأمتلك سلسلة أرقام عشوائية ومميزة خاصة به منقوشة على غلافه.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد