ويكيبيديا

    "تسمح" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • izin
        
    • müsaade
        
    • miyim
        
    • Alabilir
        
    • sağlıyor
        
    • sağlayan
        
    • sağlar
        
    • lütfen
        
    • kabul
        
    • olur
        
    • sağlayacak
        
    Evrim yoluyla maddenin rekabetine izin veren itici bir güç var mı? TED هل ثمة قوة دافعة من خلال التطور تسمح للمادة أن تتنافس ؟
    Bunu küçük prefabrik parçalarla inşa ediyoruz bunlar hava ve ışığın kontrolü bir şekilde içeri girmesine izin veren pencereler. TED ونحن بصدد بناءه مع هذه القطع الجاهزة الصغيرة وهي النوافذ التي تسمح بدخول الهواء والضوء بطريقة متحكم بها داخل المبنى
    Çoklu evrenin çoğunda hiçbir şey yoktur ve biz fizik kanunlarının bir şeylerin olmasına izin verdiği birkaç yerden birinde yaşıyoruz. TED في غالب الكون المتعدد لا يوجد شئ، ونحن نعيش في واحد من الأماكن القليلة حيث تسمح قوانين الفيزياء بوجود شئ ما.
    Belki de paradoks bu: Sınırlar sınırlamıyor, mükemmel özgürlüğe izin veriyor. TED ربما هذا هو التناقض: القيود لا تُحد، تسمح بحريّة كاملة ومثالية.
    Aksine aslında tenimizden, kaslarımızdan ve kan damarlarımızdan biraz ışığın geçmesine izin veriyor. TED وعوضًا عن ذلك، فإنها تسمح بمرور بعض الضوء عبر جِـلدنا، وعضلاتنا وأوعيتنا الدموية.
    Yeryüzünde izin vereceğin her şeye cennette de izin verilecek. Open Subtitles ومهما تسمح له على الأرض يكون مسموح لك في الجنة
    Bu adamların benimle böyle çalışmalarına nasıl izin verdiğini anlamıyorum. Open Subtitles لا أفهم كيف تسمح لهؤلاء الشباب بإذلالى بمثل هذا الشكل؟
    Birisinin yerini 10 ya da 20 dakikalığına kullanmamıza izin verir misiniz? Open Subtitles هل تسمح لنا باستخدام مكان شخص ما فقط ل 10أو 20 دقيقة؟
    Hep bir cerrah olmak istemişimdir ama heyet bana izin vermedi. Open Subtitles أردت دائماً أن أكون جراحاً و لكن السلطات لم تسمح لي
    Kızları vurmalarına izin verme. Bu kadarı çok fazla. Nişan almışlar. Open Subtitles لا تسمح لهم بقتلهما، هذا مُبالغ به، إنهم يوجّهون المدافع نحوهما.
    Eğer söyleseydim gelmeme izin vermezdi. O zaman buraya gelemezsin demektir. Open Subtitles إذا أخبرتها فلن تسمح لي بالقدوم هذا بسيط، لن تستطيع القدوم
    Korunmak için yukarıya kadar uzanan bir başka hileye izin vermez. Open Subtitles لتحمي نفسها لن تسمح بإحتمال وصول خداع آخر إلى مناصب عالية
    lütfen buna izin vermeyin. Yapabileceğiniz bir şey olmalı. lütfen. Open Subtitles أرجوك, لا تسمح بهذا حتماً هناك ما يمكنك فعله, أرجوك
    Kimsenin onu görmesine izin vermiyordu... fakat ben yine de gittim. Open Subtitles إنها لن تسمح لأى أحد بمقابلتها ولكننى دخلت على أية حال
    Kimsenin onu görmesine izin vermiyordu... fakat ben yine de gittim. Open Subtitles إنها لن تسمح لأى أحد بمقابلتها ولكننى دخلت على أية حال
    - Bana burada müziği öğretmek için müsaade edilmeyeceği söylendi. Open Subtitles لقد اُخبرت سيدي انك لن تسمح لي بتعليم الموسيقى هنا
    İyi günler memur bey. Bir şey söyleyebilir miyim acaba? Open Subtitles صباح الخير أيها الشرطي لو تسمح لي أن أتدخل للحظة.
    Acaba, efendim, bu bandajı ötekiyle karşılaştırmak için Alabilir miyim? Open Subtitles هل تسمح أن آخذ هذه الرزمة لأقارنها مع غيرها ؟
    Bu, sıradan mühendisliğin üretmemize imkan verdiğinden çok daha karmaşık şeyler üretmemize imkan sağlıyor. TED وتسمح لنا بالقيام بأُمور أكثر تعقيداً بكثير مما تسمح لنا الهندسة الاعتيادية بانتاجه.
    Şehir planlama normlarını açıkça ihlal eden, karanlığımıza mucizevi bir ışık demeti saçmamızı sağlayan bağımsız, düzensiz, biraz ufak pencereler var. Open Subtitles في انتهاك واضح لقواعد التخطيط المدني، هناك نوافذ قليلة غير منظمة و غير مسؤولة، تسمح لأشعة معجزات قليلة أن تخرج للضوء
    Uzun vadeli hafızamızdaki bilgilere ulaşmamızı sağlar ve ihtiyacımız doğrultusunda bazılarını ortaya çıkarıp, mevcut hedefimiz ışığında, karıştırır ve işleme alır. TED و تسمح لنا بالوصول الى ذاكرتنا طويلة المدى و سحب جزء منها عندما نحتاج, تخلطه و تعالجه على ضوء اهدافنا الحالية.
    Mahkeme ev sahibinin eski mağduriyetlerini kanıt olarak kabul etmiyor. Open Subtitles المحكمة لا تسمح بأن تكون شكوى المالك السابق ضمن الادلة
    Çocuğun kendine güveni yerine gelince yol göstericiliği biter ve yok olur. Open Subtitles و تسمح للطفل بتخطي الأمر بثقة حينما لا يكون الحامي ضروريًا بعدها
    Bunun yerine, diğer birçok insanın da hikayelerini anlatabilmelerini sağlayacak araçlar ortaya atmayla ilgileniyorum, dünya üzerindeki tüm insanlar yani. TED بدلاً عن ذلك، أنا مهتم ببناء أدوات تسمح لعدد كبير من الناس الآخرين ليرووا قصصهم، ناس من كل أنحاء العالم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد