ويكيبيديا

    "جميع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tüm
        
    • her
        
    • hepsi
        
    • herkes
        
    • bütün
        
    • herkesin
        
    • hepsini
        
    • herkesi
        
    • de
        
    • herkese
        
    • hep
        
    • hepsinin
        
    • kadar
        
    • dört
        
    • tümü
        
    Bu sistem tüm ulaşım araçlarını tek bir ödeme sistemine bağlıyor. TED ذلك النظام يربط معا جميع متعلقات النقل في نظام دفع موحد
    Birincisi şu: biz hastaların tüm önemli ilaçlara erişiminin olmasını istiyoruz. TED الأول: نريد أن يكون للمرضى قدرة الحصول على جميع الأدوية الهامة.
    Nüfusumuzun yüzde biri, dünya üzerindeki tüm mal ve hizmetlerin yüzde kırkına sahip. TED واحد في المئة من لنا تملك 40 في المائة من جميع السلع والخدمات.
    İşimle Avrupa ve Amerika Birleşik Devleti'nde seyahat ettiğimde, her zaman aynı soru karşıma çıkıyor: Filistinli Gandi nerede? TED عندما أسافر لعملي في جميع أنحاء أوروبا والولايات المتحدة ، سؤال واحد يأتي دائما : أين هو غاندي الفلسطيني؟
    ELA: İnsanlar bunu her türlü eğlenceli şey için kullanıyorlar. TED إ. ل. أ: الناس كانوا يستخدمون جميع أنواع أغراض المتعة.
    tüm dinlerdeki bağnazlar gibi, onların soruları yok, sadece cevapları var. TED مثل الأصوليين من جميع الشرائح الدينية، لا تساؤلات لديهم، فقط إجابات.
    tüm eğlenceler biraz ürpertici bir tehlike taşır, kötü olabilecek bir şey, ve koruma olduğunda yine de bunu seviyoruz. TED جميع التسليات تحتوي على جانب من الخطورة، شيء ما قد يحدث بشكل خاطئ، ورغم ذلك يعجبنا الأمر حين تتواجد الحماية.
    tüm dünya insanları evrendeki bu cennette birleşecek ve sonsuza dek mutlu yaşayacaklar. TED ستكون جميع شعوب العالم متحدة في جنة الأرض هذه وسيعيشون في سعادة دائمة.
    Bu ölçekli modeller tüm yerli mimaride evrensel değil midir? TED أليست هذه النماذج المتكررة تشمل جميع الهندسات المعمارية للسكان الأصليين؟
    Aşağıya hedeflen tüm kameralar altlarında dönen Dünya'yı boydan boya yavaşta tararlar. TED ستوجه جميع عدساتها نحو الأرض وستمسح سطحها ببطء بينما هي تدور تحتها
    Ve bu şekilde evimize varabiliriz ve bunları tüm ülkede hapishanelere harcadığımız paranın çok altına maaliyetlere inşa edebiliriz. TED اعتقد اننا سنهنأ بهذه الاشياء واعتقد انه يمكننا ان نبنيها في جميع انحاء العالم بأقل مما سننفقه على السجون
    Bizim tasarımcıların tüm çizgileriyle çalışabilmemiz için tonlarca girdimiz var. TED لدينا الكثير من المدخلات لمصممين من جميع الشرائح للعمل معها
    Sadece çok daha eğitimli ve verimli şekilde satın alma yapmakla kalmayıp aynı zamanda borsadaki tüm karmaşık finansal işlemleri yapabilecektiniz. TED و ليس شراء أشياءٍ أكثر بطريقة حضارية و فعالة أكثر فقط، بل الإنخراط في جميع التعاملات المالية المتقدمة في سوق الأسهم.
    O zamandan beri fotoğrafçılık, matematiğin ve bilimin tüm alanlarına girdi. TED ومنذ ذلك الحين، وجد التصوير طريقه إلى جميع مناحي الرياضيات والعلوم
    yatağın altında saklanan canavarlar olmadığını, ve her depremin binaları yıkmadığını öğreniriz. TED ونكتشف لأنه لا توجد عفاريت أسفل مضاجعنا ولا تهدم جميع الزلازل المباني
    Ve böyle projeler şehrin birçok yerinde yaptık her türlü muhitte. TED ولقد قمنا بهذه المشاريع في جميع انحاء المدينة وفي جميع الاحياء
    Şehrin her yerinden insanlar gelmişlerdi bu parkları görmek için. TED جاء الناس من جميع أنحاء المدينة ليكونو في هذه الحدائق.
    Annelerin hepsi Çin'de yaşarken büyük zorluklar yaşamışlar ve çocuklarına Amerika'da daha iyi fırsatlar verebilmek için usanmadan çalışmışlar. TED جميع الأمهات مررن بتجارب صعبة أثناء عيشهن في الصين، وقد عملن بلا كلل لمنح أطفالهن فرصاً أفضل في أمريكا،
    Ve kelimenin tam anlamıyla her konuşmayı kaydediyoruz. Böylece herkes her şeyi görebiliyor. Bu şekilde yapmasaydık, bir fikir meritokrasisi oluşturamazdık. TED ونقوم بتسجيل جميع المحادثات حرفياً والسماح للجميع برؤية كل شيء. لأننا إن لم نفعل ذلك، لن نتمكن من نشر ثقافة الجدارة.
    Tuğladan duvarları bu gezegenin üzerine yıktığımız bütün sorunlar olarak düşünün. TED تصور جدران الطوب هي جميع المشاكل التي سببناها على هذا الكوكب.
    Katkıda bulunan herkesin burada listelendiğini görüyorsunuz ve bu, insanların gerçek isimleri ile sistemdeki isimlerinin garip bir karışımından oluşuyor. TED سترون أنه قد تم ذكر جميع من ساهموا بالأسفل، وهو مزيج غريب من أسماء الناس الحقيقية وأسماء تسجيل الدخول لهم.
    Kırık kalbinizi iyileştirmek için hayatınızdaki o boşlukları bulmalı ve doldurmalısınız, hepsini kastediyorum. TED لعلاج تحطم قلوبكم، عليكم تحديد هذه الفراغات في حياتكم وملؤها، وأقصدٌ جميع الفراغات.
    UA: Enfekte olan insanlar bile evdeki herkesi enfekte etmiyor. TED أوري ألون: لا يُعدي الأشخاص المصابون جميع من في المنزل.
    Çoğu zaman nefes alması çok zor, özellikle de ağır film ekipmanlarını taşırken. TED في بعض الأحيان يكون التنفس صعب، خاصة عند حمل جميع معدات التصوير الثقيلة.
    Ve sen de bu evliliği haber kanallarında herkese açıklayacaksın. Open Subtitles وعليك أن تعلن عن هذا الزفاف على جميع القنوات الإخبارية
    Büyürken, sürekli yanında top taşırdı hep yanında olurdu, ne olursa olsun. Open Subtitles عندما كانَ يكبُر، اعتادَ أن يحملَ كُرةً في جميع الأوقات، مهما كان
    Suda yaşayan hayvanların hepsinin tüysüz olduğu söylenemez. Mesela deniz samuru tüylüdür. TED لا يمكن القول ان جميع الحيوانات المائية عارية انظر الى ثعلب الماء
    Şimdiye kadar yapılmış olan tüm filmleri bu tüpün içine koyabilirim. TED يمكنني وضع جميع الأفلام التي صُنعت لحد الآن، داخل هذا الأنبوب.
    Ve ülkenin dört bir yanından gelmişlerdi, çünkü seslerinin duyulmasını istiyorlardı. TED لقد جاءوا من جميع المناطق القريبة والبعيدة، لرغبتهم في توصيل أصواتهم.
    Muhtemelen... ...bu ürünlerin tümü atık alanlarından... ...biri olan Manila’da, hayatları sonlanacaktır. TED و جميع هذه المنتجات تنتهي في مكب للنفايات كهذا الموجود في مانيلا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد