| Ama şeref sözü vereceksin. Tek bir el dahi oynamak yok. | Open Subtitles | و لكننى أريد منك كلمة شرف انك لن تلعب حتى مرة |
| Ben sadece gizli servisten bir astsubay bekliyordum. Bu ne şeref! | Open Subtitles | كنت فى انتظار ضابط شاب ما هذا شرف لم اكن اتوقعه |
| Eğer bizi izliyorsanız, dost Ve/Veya ailenizin Ulu Poultra'ya kurban edilmek üzere olma olasılığı yüksektir, bu gerçekten büyük onurdur. | Open Subtitles | إذا كنت تشاهد هذا فإن احبائك أو أقربائك أعلى وشك أن تكون ضحية لبولترا الجبار وهذا شرف عظيم في الحقيقة |
| Cinayetten ötürü sürgün edilme sebebi, kızının onurunu korumak içindi. | Open Subtitles | نفيا للقتل عندما كان يحاول أن يدافع عن شرف ابنته |
| Umarım... zaman zaman, asil varlığının huzurunda olma şerefine erişirim. | Open Subtitles | بأنني أتمنى في ..وقت ما بالحصول على شرف حضوره النبيل |
| Hayır! Sen eğlenesin diye savaşmayacağım. Bu onurlu bir şey değil. | Open Subtitles | لا، لن أقاتلك من أجل متعتك لا شرف لي في ذلك |
| Cece'nin onuruna bu akşam bir parti düzenlediğini biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعرف انها تقيم حفلا اليوم على شرف سيسي ؟ |
| Tanrının şerefi... yeteri kadar temizlendi mi? | Open Subtitles | هل تنظـّف شرف الرب وتطهـّر بهذا بما يكفي؟ |
| şeref konuğumuz ünlü ressam Martha Paxton'a hoş geldin diyelim. | Open Subtitles | دعونا نرحب جميعنا بضيفة شرف الليلة بالفنانة ذائعة الصيت,مارثا باكستون |
| Onur duydum, efendim, ve sizinle tanışmak bir şeref, Bay Poirot, gerçi sizi burada ilgilendirecek pek fazla bir şey olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | انه لشرف لنا يا سيدى وهو شرف ايضا ان اقابلك سيد بوارو رغم اننى لا اجد الكثير مما قد يثير اهتمامك هنا |
| Bana büyük şeref veriyorsunuz Lordum yine de sizinle gelmeyi isterdim. | Open Subtitles | هذا شرف عظيم لي يا مولاي، رغم أني ظننتك ستأخذني معك |
| Sizi evimde agirlamak benim için büyük bir onurdur Peder Lorenzo. | Open Subtitles | هو شرف عظيم لي أن تكون في بيتي أيها القديس لورينزو |
| İçini okumak istiyor. Buna izin vermemek saygısızlık olur. Bu büyük bir onurdur. | Open Subtitles | يودّ تحليل شخصيّتك، سيكون من الفظاظة عدم السماح له بذلك، إنّه شرف عظيم |
| Herkes kendi onurunu taşır. Bundan başka bir şeyimiz yoktur! | Open Subtitles | كل رجل لديه شـرف ورجل بلا شرف لا وجود له |
| Devam et, hadi. Aldatılmış, ezik, üzünçlü şeyinin onurunu savun. | Open Subtitles | هيّا، افعليها، دافعي عن شرف ذلك المُتوهم، المُتملّق، الذليل، الحانق. |
| Örnek alma şerefine eriştiğim en cesur, en tutkulu aktivist. | Open Subtitles | إنها أشجع ناشطة كان لي شرف تقليدها و أكثرهم عاطفة |
| Eğer bu sizin kaderiniz değilse... kalabalık sizden bir Romalı gibi onurlu davranarak... | Open Subtitles | علي اية حال,إن لم يكن هذا قدرك0 الجمهور سيعتبرونك نلت نهايتك بكل شرف |
| Sınıfımda eğitim verme onuruna sahip olduğum her öğrenci benim çocuğumdur. | TED | أيُّ تلميذ كان لي شرف تعليمه في صفي هو طفلي. |
| Seninle sahnede olma şerefi bana ait galiba. | Open Subtitles | لفد عرفت أنه سيكون لي شرف اصطحابك إلى المسرح الليلة يا راشيل. |
| Prensinizin şerefini korumak için gerekli olan her şeyi yaptınız. | Open Subtitles | بالفعل لقد قمت بكل شيء ضروري من أجل شرف أميرك |
| Alfa olmak şereftir. Her gün kazanman gereken bir şeydir. | Open Subtitles | شرف أن يكون المرء قائدًا، وعلى المرئ أن يستجدره يوميًّا. |
| Bay Six, çok memnun oldum. Sizin çok büyük hayranınızım. | Open Subtitles | السيد ستة ، هذا شرف لي لإني من أكثر المعجبين. |
| Yılda 5.000 ödemek, onun için bir onur meselesi vesaire, vesaire. | Open Subtitles | إنها مسألة شرف له لإعادة 5000 سنة و هكذا و هكذا |
| Tanıştığımıza memnun oldum Sam. Bayan Mayweather,sizi görmek herzaman büyük bir zevk. | Open Subtitles | سعيد بمقابلتك يا سام آنسة ماى ويزر،دائماً شرف لى |
| Tanrılara mesaj taşıyan birisi olarak ölmek bir insanın sahip olabileceği en büyük onurdu. | Open Subtitles | الموت كحامل رسالة إلى الآلهة يعتبر أعظم شرف قد يختبره رجلاً |
| Bugün de kalıp benim konuğum olarak ava katılırsanız gurur duyarım. | Open Subtitles | سيعتبر شرف لى ان تبقى اليوم وتكونى ضيفتى فى رحلة الصيد |