"شيء" - ترجمة من عربي إلى تركي

• şeyi
• bir şey
• birşey
• şeyim
• yok
• şeyleri
• mı
• birşeyler
• var
• şeyle
• şeydi
• şeyin
• hiçbir şey
• bir şeyler
• şeye

Kara deliklerin evrendeki her şeyi yuttuğuna dair bir efsane vardır, ama onun içine düşmeniz için çok fazla yaklaşmanız gerekir.
هنالك خرافة تنص على أن الثقب السوداء تلتهم كل شيء في الكون، لكن في حقيقة الأمر يجب الإقتراب كثيرا للسقوط فيها.

Arabalarımızın, etraflarındaki her şeyi inanılmaz bir şekilde görmelerine ve sürüşle ilgili tüm kararları vermelerine olanak sağlayan sensörleri var.
سيارات تحوي مجسات تمكنها بصورة سحرية ان ترى كل شيء من حولها وتتخذ القرارات في كل منحى من مناحي القيادة

Ve sonra düşündüm ki, Meksika ve kızlar için her şeyi yapabilirdim.
و هكذا فكرت في المكسيك والفتيات الجميلات بامكاني ان افعل اي شيء

İşin temelleriyle birlikte ortaya çıkan başka bir şey daha var.
وهناك شيء آخر من الاعتراضات يأتي مع قصة الاساسيات تلك ..

Sonuçta; bilinç gibi bir şey hakkında insanların fikrini değiştirmek çok zordur, ve bunun neden bu kadar zor olduğunu sonunda anladım.
إنه من الصعب جدا أن نغير عقول الناس عن شيء ما مثل ا لإدراك و تبين لي بشكل نهائي السبب في ذلك

Bu en kötü günümde bile birazcık iyi hissetmek için, biraz üretken hissedebilmek için yapabileceğim herhangi birşey olabilirdi.
والتي كانت أي شيء يمكنه حتى في أسوأ أيامي أن يجعلني أشعر أفضل ولو قليلاً أكثر انتاجية بشكل بسيط

Böylece biz bu şeyi bir bütün olarak nasıl ortaya çıkaracağımızı düşünüyorduk.
لذا كنا نحاول التفكير ، كيف يمكن أن نجعل كل شيء ينبع.

Böylece size çekinmeden bir şeyi açıklayacağım, benim için güzel bir şey.
لذا سوف اعرض لكم بكل خجل شيء اعده جميل جداً بالنسبة لي

Tehlikeye dönüşen her şeyi yok etmeye hazır bir hâlde öylece oturuyor.
هو مجرد الجلوس هناك استعدادا لطمس أي شيء يمكن أن يصبح تهديدا.

Son yok etme iterasyonu gerçekte var olmayan bir şeyi üretmeye çalışmak üzerineydi.
آخر تكرار للتدمير كان محاولة إنتاج شيء أن لم يكن موجوداً من الأساس.

Çok heyecan verici olduğunu düşündüğüm bir şeyi paylaşmak istiyorum.
حسنًا، أريد أن أخبركم عن شيء أعتقد أنه مثير حقًا.

Yani, doğada bu renkte gördüğüm bir şeyi düşünemiyorum, bu tona benzer.
لا يمكنني التفكير في أي شيء تراه في الطبيعة يبدو بهذا اللون.

Ben şimdiye kadar yaptığım en tehlikeli şeyi biliyorum çünkü NASA hesapladı.
أنا أعرف ما أخطر شيء قُمتُ به لأن ناسا تقوم بعمل الحسابات.

Benliğin gerçekten yaşayan bir şey olduğunu farz etmekte haklı olabilirdik.
كنا لنكون صائبين في الاعتقاد أن الذات هي شيء موجود وحي.

Papaz okulunda rahip olmak için eğitim alırken başıma bir şey geldi.
حدث شيء ما بينما كنتُ أدرس في المعهد الديني وأتدربُ لأصبح كاهنًا.

Çöplük öncelikli olarak yok olmayan bir şey ve büyüyor.
الآن، مكب النفايات هو شيء لن يزول أساسًا، بل ويكبر.

Nerede başladğını görüyormusunuz? 2001 Eylül, gerçekten gerçek olan birşey olduğunda korkmamızı gerektiren.
هل ترون أين تبدأ؟ سبتمبر 2001 عندما كان لدينا شيء حقيقي لنخاف منه.

Bütün sorulara cevap vermeye hazırım. Gizleyecek bir şeyim yok. Derdin ne?
أنا على إستعداد إجابة كافة الأسئلة، ما من شيء أخفيه، ما هي؟

Genlerimizde Müslüman veya Meksikalılardan nefret etmeye dair hiçbir şey yok.
لا يوجد شيء في حمضنا النووي يجعلنا نكره المسلمين أو الكمسيكيين.

Örnekler gösterip duruyorum, herkes var olan şeyleri yeniden kullanıyor.
أواصل عرض أمثلة حيثُ يعيدُ الجميع كل شيء في الموقع.

Hepsini bir anda mı farkettin yoksa teker teker mi oldu?
هل أدركت كل شيء مرة واحدة، أم حدث ذلك على مراحـل؟

Ama kötü bir gün geçirdiğimizde ve korkunç birşeyler olduğunda onu nadiren yaparız
ولكن نحن نادراً ما تفعل ذلك عندما نواجه يوما سيئاً، ويحدث شيء فظيع.

Daha azıyla daha fazla üretmeye çalışmak hiçbir şeyle bir şey üretmek neredeyse.
الكثير من القليل هو المبدأ المفضّل هذه الأيام بعد مبدأ شيء من اللاشيء.

Ses 2: O bizim paylaştığımız, bizi birleştiren bir şeydi.
الصوت الثاني: هو شيء نتقاسمه، أو بالأحرى شيء يجمع بيننا.

Ve hayatımda ilk defa benden daha büyük bir şeyin parçası olduğumu hissettim.
و شعرت لاول مرة في حياتي كنت جزءا من شيء اكبر من نفسي

Bu yüzden bir kara deliğin arkasına hiçbir şey saklayamazsınız.
و بذالك لا يمكن إخفاء أي شيء وراء ثقب أسود.

Hikâye kurgusunda büyüleyici bir şeyler var ki biraraya getirildiğinde, onu duyan kişi tarafından özümsenebilir ve yeniden hatırlanabilir.
هناك شيء ما سحري في تركيبة القصة مما يجعلها عند تجميعها سهلة التلقي ومن ثم التذكر من قبل المُتلقي.

Belki farkında değilsiniz ama şu anda oldukça nadir bir şeye bakıyorsunuz.
من المحتمل أنك لا تدرك أنك الآن تنظر إلى شيء نادر نسبياً.