ve diğer uzun tanımlayıcı ifadeler ve sana en kısa zamanda dönmek istiyorum, senin için orada olduğumu bilmeni istiyorum. | TED | وسلسلة طويلة من العبارات الوصفية الأخرى، وأريد أن أصل لك بأسرع وقت ممكن، أريدك أن تعلمي أنني سأكون بجوارك دائما. |
Bu partinin senin için böyle önemli olduğunu fark etmemiştim. | Open Subtitles | بولا, لم اكن اُدرك ان هذا الحفل يعنى لك الكثير |
Dinle, senin aklında ne olduğunu biliyorum. Bunu sana kanıtlayacağım. | Open Subtitles | اسمع, أنا أعرف كيف يعمل رأسك سوف أثبت لك هذا |
Sana gelince, seni aptal şey. Şunun yüzündeki ifadeye bir bakın. | Open Subtitles | أما بالنسبة لك ، فحديثك كان سخيفاً انظروا إلى تعبيرات وجهه |
Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, buna hakkım var mı onu da bilmiyorum... seni her zaman kendi çocuğum gibi gördüm. | Open Subtitles | جونى , لا أعرف كيف أقول لك هذا و لا أعرف حتى إن كان لى الحق ولكنى دائماً إعتبرتك كإبنى |
Söyleyebileceğim tek şey çok teşekkür ederim Sebastian, ben çok ama çok minnettarım. | TED | لذا فكلُّ ما بإمكاني قوله هو: شكراً جزيلاً سيباستيان إنّني حقّاً ممتنٌّ لك. |
Ama bu hikaye sizin hayal ettiğiniz veya düşündüğünüz şekilde olmadı. | TED | لكنها لم تحدث بالطريقة التي يمكن لك أن تتصورها أو تعتقدها. |
senin arkadaşın, can dostun olduğumu kanıtlamak için kızlardan birini ben alacağım. | Open Subtitles | ولأثبت لك أنني صديقك المقرب سأخلصك من واحدة من الثلاثة وآخذه منك |
Howard, hiç kimseye minnettarlık duyacağımı tahmin etmezdim ama senin inşa ettiğin evde geçirdiğim her an sana şükran duyuyorum. | Open Subtitles | هوارد، لم أتوقع أن أكون ممتناً لأى شخص ولكنى ممتن لك فى كل لحظة من اليوم فى المنزل الذى بنيته |
Tanrın senin için bu kadar önemliyse sana engel olmayacağım. | Open Subtitles | اذا كان الهك يعني لك الكثير لن اقف في طريقك |
Terry, limanda senin için güvenli bir yer kalmadı artık. | Open Subtitles | لم يعد هناك مكان امن لك على الشاطىء يا تيرى |
Evet. Önce onun, senin için yeterince iyi olmadığını düşündüm. | Open Subtitles | ذلك صحيح ، منذ البداية إعتقدت أنها ليست مناسبة لك |
Yemin ediyorum ki bu senin bu hattaki son işin. | Open Subtitles | اقسم ان هذه ستكون اخر رحله لك على هذا الخط. |
Sakın bana bu sabah seni Yaşlı Fırtına'ya bindirdiklerini söyleme. | Open Subtitles | لا تخبرني انهم حصلوا لك على الرعد القديم هذا الصباحِ |
Kendini bir pençeye çevirsen bile, bu seni iyi yapmaz. | Open Subtitles | تحولى إلى مخلب و ذلك لن يكون ذلك جيداَ لك |
Kralla barışık olmamın, hesap hanene kar olarak yazılacağına seni ikna ettim. | Open Subtitles | لقد أقنعتك أنني إذا تصالحت أنا والملك فسيوضع بموضع المدين لك بالعرفان |
- sizi temin ederim ki kuşun bir suçu yok. | Open Subtitles | اؤكد لك انها ليست غلطة الطائر يا سيدتى حقا ؟ |
-Teşekkür ederim, efendim. -Yola çıkmaya hazır mısınız, Albay? Hayır, teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكراً لك يا سيدى هل أنت مستعد للرحيل , أيها العقيد ؟ |
Hiç birisi esnedi diye sizin de esnediğiniz oldu mu? | TED | هل سبق لك وان تثاءبت لأن شخص آخر تثاءب ؟ |
bir hastaneye gelirseniz size bakmak için kaç klinisyen gerektiğini ve bunun zaman içinde nasıl değiştiğini araştıran bir çalışma yapıldı. | TED | وهناك دراسة حيث أنهم يتطلعون في العيادات كم استغرق العناية لك إذا وصلت إلى مستشفى، كما أنها تغيرت مع مرور الوقت. |
- Şimdi. Güvenlik Amiri, sen de onu hastaneye götür. | Open Subtitles | الان، أما بالنسبة لك يا قائد فريق الآمن، خذها للمشفى |
Kurgu ve gerçeklik arasındaki farkı söyleyen birkaç test var. | TED | هناك العديد من الأختبارات لتحكي لك الفرق بين الحقيقة والخيال. |
- Sana ne kadar minnettar olduğumu anlatamam. - Saçmalama Bob. | Open Subtitles | لا اعرف كيف اعبر عن مدى امتنانى لك هراء يا بوب |
Belki de seninle evlenmek zavallı yüzümü bu hale getirmiştir. | Open Subtitles | ان اكون زوجة لك لا عجب ان يتدمر وجهي المسكين |
Dr. Reid bunu soracağınızı tahmin etmişti ve size bir cevabı var. | Open Subtitles | لقد ظن د.ريد انك سوف تسأل عن ذلك وقد جهز الاجابه لك. |
size ne olduğunu biliyoruz, sizin uzaylı bir ortakyaşama konukçu olduğunuzu biliyoruz. | Open Subtitles | و نحن نعرف ما حدث لك و أنك كنت المضيفة لسيبميوت فضائى |