ويكيبيديا

    "لي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Lee
        
    • bir
        
    • ben
        
    • benimle
        
    • benden
        
    • miyim
        
    • alabilir
        
    • benim
        
    • beni
        
    • bana göre
        
    • ve bana
        
    • arkadaşım
        
    • aklıma
        
    • bu bana
        
    • dedi
        
    Gözleri iyi görmüyor da, Bn. Lee'ye yakından bakmak istiyor. İzin verildi. Open Subtitles السيد برتشارد لا يرى جيدا و يود رؤية السيدة لي عن قرب
    Soo Jung, Çavuş Lee hakkında çok da kaygılanmıyorsun, öyle mi? Open Subtitles سو جونغ , ألا تبدين أي قلق تجاه الرقيب لي ؟
    Hayatlarına inen bir ışık olduğunu söylüyordu. Bize umut getirdi. TED حيث قال لقد انارت هذه المسيرة نفسي جلبت لي الامل
    Sonuçta; bilinç gibi bir şey hakkında insanların fikrini değiştirmek çok zordur, ve bunun neden bu kadar zor olduğunu sonunda anladım. TED إنه من الصعب جدا أن نغير عقول الناس عن شيء ما مثل ا لإدراك و تبين لي بشكل نهائي السبب في ذلك
    Ve anlayabileceğiniz üzere, burada ben bir yatırım fonu için analisttim. Sosyal değeri olan bir iş yapmak benim için çok garipti. TED لذا يمكنك أن تتخيل كنت هنا محلل مالي في صندوق هيدج كان غاية في الغرابة بالنسبة لي فعل شئ ذا قيمة إجتماعية
    Bu benim için doğal. ben ve arkadaşlarım, onlara kolayca bağlanabilirim. TED هذا طبيعي بالنسبة لي. أنا وأصدقائي, أستطيع أن أتواصل معهم بسهولة.
    Söylediğine göre benimle bir sorunu yokmuş ama bir köşe yazarını karşısına alamazmış. Open Subtitles ولم يجد ضدي شيء ، وقال لي أنه لا يستطيع أن يُعادي الصحفيين
    Er Lee Lemon gördüğüm en iyi acemi asker olabilir. Open Subtitles لي ليمون قد يكون أفضل مجند رأيته طوال سنوات خدمتي
    Mesela şu: "Lee ve Stan kırk beş yıldır evliler. Open Subtitles هكذا ' شيء نوبةِ مثل، لي وستان تُزوّجَ 45 سنةَ
    - İnsan Kaynaklarından Lee bu konuşmamız için tanık olarak burada. Open Subtitles لقد طلبت لي من الموارد البشرية أن أكون هنا كشاهد لحديثنا.
    Dr. Lee'nin söylemeye çalıştığı şey şu; hastayı yatıştırmamız gerekiyor... Open Subtitles ما يحاول قوله الدكتور لي أنه علينا أن نسكن المريض
    Sahip olduklarımız bir buluta dönüştükçe, bulanık bir çizgi ortaya çıkıyor, benim olan ile senin olan arasında ve bizim olan arasında. TED الأن كما هو الحال ممتلكاتنا تختفي في السحاب، هنالك خط ضبابي يظهر بين ما هو لي وما هو لكم، وما هو لنا.
    dedim. Babam bir gün, "İki nokta arasındaki en kısa mesafe nedir?" TED وذات يوم قال لي .. ما هي اقصر مسافة بين نقطتين ؟
    Doğduğumda, hastane odasını inceleyen gözlerimde, diyor annem "Bu mu? Bunu daha önce de yapmıştım." gibisinden bir bakış varmış. TED عندما ولدت ، أمي قالت لي أني تطلعت حولي في غرفة المستشفى بنظرة تعبر على أنني كنت هنا من قبل
    Yahudi olan birini arıyordum, çünkü ben Yahudiyim ve bu benim için önemliydi. TED كنت أبحث عن رجل يهودي، فأنا كذلك، و هذا أمر مهم بالنسبة لي.
    ben kişisel olarak, bu Whitopia'da daha rahattım, söz gelişi, Colorado'dan veya Idaho'dan ya da Boston banliyölerinden bile. TED وبالنسبة لي شخصيا، كنت أشعر براحة في هذه المدينة لنقل أكثر من كولورادو أو ايداهو أو حتى ضواحي وسطن.
    Ve iste şahsen ben bu şekilde yeni fikirlere ulaşıyorum. TED و بالنسبة لي, أصبحت قاعدة لي لإكتشاف أفكار جديدة انتجها
    bir zamanlar bana bir şey demiştin. benimle evleneceğini söylemiştin. Open Subtitles لقد قلت لي شيئاً من قبل لقد أخبرتني أنك ستتزوجني
    Hiç uyumazdım, benden bile daha az uyuyan arkadaşlarım vardı. Open Subtitles لم أنم أبداً وكان لي أصدقاء ينامون أقل مني حتى
    Saçları sizin kadar güzel başka bir kadın görmediğimi söyleyebilir miyim acaba? Open Subtitles هـلّ لي أن أقـول أنّنـي لم أرّ إمرأة شعرهـا جميـل من قبـل
    Üç parça tavuk, biraz salata ve fasulye, bir de kola alabilir misin? Open Subtitles أيمكنك أن تجلب لي طبق قطع الدجاج الـ3 وسلطة الملفوف وبعض الفاصولياء والكولا؟
    Çünkü bacaklarım beni engellemedi, tam tersine beni engelsiz kıldı. TED لآن ساقاي لم تمثلا عائقاً لي بالعكس فقد مكنتني أكثر.
    Sizi bilmem ama bana göre, bu fikir fazlasıyla sıkıcı. TED لا أعلم بشأنكم، لكن هذه الفكرة مملة للغاية بالنسبة لي.
    ve bana bir kadeh kırmızı şarap koyuyorlar ve küvette banyo yapmamı öneriyorlar ve böyle binlerce gecem oldu. TED وهم يصبون لي كاسا من النبيذ الأحمر وتقترح لي ان استحم. ولقد امضيت آلاف ليال مثل هذا ومثل هذا.
    arkadaşım olan bir müzisyene karşı kötü konuşmak ister miyim? Open Subtitles فخامتك، لا أحب التكلم عن موسيقار زميل لي بالطبع لا.
    Fakat yeni gelişmeler ışığında, aklıma bir işbirlikçisinin olabileceği geldi. Open Subtitles لكن على ضوء التطورات تبادر لي ربما كان لديه مساعد
    İstersen bana çatlak de ama bu bana reddetme gibi geliyor. Open Subtitles أعني، لا بأس بمناداتكم لي، بالمخبولة لكن هذا يبدو لي رفضاً
    Hemen sonrasında, çok uzun bir tartışma oldu, ve sonunda yönetici bana gelip dedi ki, ''Çok özer dilerim.Bizde şeker yok.'' TED وبعد هنية من التحدث المُمًعمع فيما بينهم قدم الي المدير وقال لي انا اعتذر بشدة .. لقد نفد السكر من عندنا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد