Onu bulduğun zaman ona zarar verme bu kötü olur | Open Subtitles | لكن إذا تَجِدُه، لا يَآْذي ه لأن ذلك سَيَكُونُ خاطئَ |
ona söyle, Albay Haki'ye desin ki H-A-K-İ, İstanbul'da başım belada. | Open Subtitles | قل لهم ان يخبروا الكولونيل هاكى ه أ ك ى فى اسطنبول اننى فى ورطة |
Görmeyecekler çünkü Onu göl kenarında gün batımını izlemeye çağıracaksın. | Open Subtitles | هم لَيسوا ذاهِبينَ إلى. أنت سَتَدْعو ه لمُرَاقَبَة الغروبِ بالبحيرةِ. |
H.M.'nin hippokampının kaldırılmasından dolayı, onun uzun süreli hafıza oluşum yeteneği de zarar gördü. | TED | بسبب إزالة حصينه، قدرة ه.م. على تكوين الذكريات طويلة الأمد تأذت أيضًا. |
Berbat bir şey. Her neyse, Bill bunun bir blöf olduğuna inanıyordu. | Open Subtitles | سوف تكون ص ن في إدارة شؤون نزع السلاح ه قريبا ن ه الكرات الرمادية تأتي في وجهك؟ |
Darrin, ben buralara bakınırım. | Open Subtitles | ف ه هل اتخذت الأمومة الخاص بك؟ |
Hakalugi ve Kaşı Kazan'ın ona hiç saygıları yok. | Open Subtitles | هاكلوجيه وليتشي الخشن يُشوّفُ بالتأكيد بأنّ ه لا إحترامَ. |
Katil önce ona ulaşamadı ama Havez'i öldürdü. | Open Subtitles | القاتل لم يصل إلى ه أولا، لكنّه قتل هافيز. |
Sanırım bu akşam ona söyleyeceğim. | Open Subtitles | أَحْزرُ بأنّني سَأُخبرُ فقط يَجِبُ أَنْ ه بعد ظهر اليوم. |
Sonra kendime geldim ve ona kimliğimi gösterdim. "Fox Mulder, FBI". | Open Subtitles | لذا ثمّ يضربني، أومض ه شارتي: "فوكس مولدر، مكتب التحقيقات الفدرالي." |
ona asla tuvalet eğitimi vermemeliydik. | Open Subtitles | نحن لا يَجِبُ أبَداً أنْ لَهُ مجنونُ التّدريبُ ه. |
Onu birinci elden almıştık, ve lanet olası Arap'ı vurdular mı? | Open Subtitles | كَانَ عِنْدَنا ه على الجزيرةِ، وهم ضَربوا ربعَ برميلي ' عربي؟ |
RH: Çoğunuz Onu tanıyor ya da gördü. | TED | ر.ه:حسنًا، أغلبكم يعرفه أو رأهه من قبل. |
Eğer Onu yakında çıkartamazak ölecek. | Open Subtitles | إذا أنا لا أَحصَلُ عَلى ه خارج قريباً، هو سَيَمُوتُ بالتأكيد. |
Samantha onun tatlı ve umut dolu gözlerine bakarken, birşeyin farkına vardı. | Open Subtitles | كما بدا سامانثا داخل ه الحلو وعيون الأمل، أدركت شيئا. |
herhangi bişi olabilir, onun için çok önemli olduğu anlaşılmıştır. | Open Subtitles | هي يمكن أن تكون أيّ مادة، بشرط أن من المهم جدا ه. |
Yapma, onun, senin oğlun olabilmesinin tek yolu, 15 yaşında doğurmuş olman. | Open Subtitles | الطريق الوحيد هو يُمكنُ أَنْ يَكُونَ إبنَكَ إذا كَانَ عِنْدَكَ ه متى أنت كُنْتَ 15. |
Çok fazla düşünüyorsun Bill. Beni istemene bir itirazım yoktu. | Open Subtitles | كان لي "في عينيك" ص ه ك، كنه توفي البطارية. |
Tamam Darrin, eğil. Her yerde insan var. | Open Subtitles | - هناك ه م ت و ه ز اعادة ما لا يقل عن ساعتين. |
H, Honesty - dürüstlük, tabi ki, dediklerinizin doğru, açık ve net olması. | TED | حرف"ه" يمثل الصدق بالطبع أن تتحرى الصدق فيما تقوله، أن تكون واضحاً وصريحاً. |
İ, inşaat, Y ise yıkımmış. | Open Subtitles | (ال (ب) من (بِناء (و (ه) من (هدم |
A takımı, B takımı C takımı, D takımı, E takımı, F takımı. | Open Subtitles | (الفريق (أ) ، الفريق (ب (الفريق (ج) ، الفريق (د (الفريق (ه) ، الفريق (و |
Adı, Bay R.H. Curry. | Open Subtitles | ه. |
Prenses, Rus alfabesinde büyük "N" harfinin Batıda kullanılan "H" harfi gibi yazıldığı doğru değil mi? | Open Subtitles | اليس كذلك يا اميرة,وكذلك فى الابجدية الروسية ,فان حرف "ن"النون يكتب مثل حرف"ه"الهاء فى اللغة الغربية ؟ |