Bu şeyler yalnızca bir grup insana değil, nerdeyse herkese neşe veren şeyler. | TED | هذة الأشياء ليست مبهجة لقلة من الناس فحسب؛ بل إنها مبهجة لجميعنا تقريبًا. |
Bu şiirde de, adam bir bambu yer yatağına takılmış. | TED | و فى هذة الحالة يكون الرجل قد تعلق بالمرتبة الخيزران. |
Bu riskler doğrudan Bu ülkenin sürdürülebilirliğini ve devamlılığını etkiler . | TED | هذه المخاطر, تؤثر تأثير مباشر علي بقاء هذة الامة و استمراريتها. |
O zaman onun yanına gidip geç vakitte bir kadeh içerim. | Open Subtitles | فى هذة الحالة , سأذهب إلى هناك وأنضم إليه فى السهرة |
Belediye başkanları dünyayı yönetseydi dediğimde, Bu söz ilk defa aklıma geldiğinde, fark ettim ki, aslında Bunu yapıyorlar. | TED | عندما اقول لو ان المحافظين حكموا العالم اول مرة اختلقت هذة الجملة يخطر علي بالي انهم بالفعل يحكمون العالم |
kabullenme. Aslında, Bu durumlarda gözlemlediğim 3 farklı model var. | TED | في الواقع هناك ثلاث انماط لاحظتها في كل هذة الحالات |
Böylece Bu şişe üzerinde çalıştık ve her yönden tamamen simetrik. | TED | لذلك. قمنا بتصميم هذة القنينة، وهي متشابهة الشكل من جميع الاطراف. |
Bu stromalitler tarafından salınan oksijen, bugün hepimizin soluduğu şeydir. | TED | الأوكسجين الذى ينبعث من هذة الستروماتوليتس هو الذى نتنفسه اليوم. |
Sıkı estiğinde Bu çöl arka ayakları üzerine dikilir sanki. | Open Subtitles | عندما تهب بشدة , تصبح هذة البلاد الصحرواية فى ورطة |
Ne istediğinizi biliyorum Profesör. Bu demirden gemi, aklınızı başınızdan almış. | Open Subtitles | أعرف ما تريدة , أيها الأستاذ ما بداخل هذة الرأس الحديدية |
Amacın Bu meseleyi çözmek mi, yoksa beni küçük düşürmek mi? | Open Subtitles | هل أنت مهتم بحل هذة القضية أم بجعلى أبدو أحمقاً ؟ |
Amacın Bu meseleyi çözmek mi, yoksa beni küçük düşürmek mi? | Open Subtitles | هل أنت مهتم بحل هذة القضية أم بجعلى أبدو أحمقاً ؟ |
Bunu, Bu binada daha önce yaşamış bir adamdan aldım. | Open Subtitles | أشتريتها من رجل كان يعيش هنا , فى هذة الشقة |
Ama yarın gece, tünelde O kadar adamla birlikte... kesin Bu sefer aklımı kaçırırım... ve her şeyi berbat ederim. | Open Subtitles | لكن ليلة الغد فى النفق مع كل هؤلاء الرجال أخشى أننى ربما هذة المرة سأفقد رأسى وأفسد خطة الهروب للجميع |
Bu bayanlar da ancak O saate kadar kalabileceklerini söylediler. | Open Subtitles | 00 صباحاً فى هذة الفترة , هؤلاء السيدات سيكونوا ضيوفكم |
Bu, FlAT'ın zırhlı kervanı. Her hafta hava meydanından yola çıkıyor. | Open Subtitles | هذة هى قوات الحراسةالخاصة بشركة فيات التى تغادر مطار تيرن اسبوعيأ |
Bahsettiğim savaş ruhu Bu işte! Şu adamı bir dinleyin! | Open Subtitles | هذة الروح القتالية التى كنت أتحدث عنها إستمعوا لهذا الشخص |
Savaşın parçaladığı Libya'nın barışa ulaşmak için umutsuzca ihtiyacı olan idealler Bunlar olmalı. | TED | هذة هي المثل التي مزقتها الحرب في ليبيا في حاجة ماسة لتحقيق السلام. |
böyle domdom kurşunları iyi yara açması için sıkıştırılarak düzleştirilir. | Open Subtitles | رصاص دمدم مثل هذة تتسطّحْ عند الإصطدام اتعمل الجرح الأقصى. |
Burası korunan bir işletme. Hayalarını domates sosu içinde bulursun. | Open Subtitles | هذة عملية محمية,سينتهي بك الأمر مع خصيتيك في صلصة الاسباغيتي |
Biraz garip gelecek, ama Bunun sen de kalmasını istiyorum. | Open Subtitles | يبدوا هذا غريبا قليلا ولكنى اريدك ان تحصل على هذة |
Gördün mü Bunları geri vermeliydik, şimdi hepsini ödemek zorundayız. | Open Subtitles | من المفترض أن نُعيد هذة الأشياء أما الأن فسندفع ثمنهم |
Hem O manyak adamın baskısı altındaydı... hem de benim. | Open Subtitles | وكانها تحمل هذة الشنطة علي ذراع وتحملني علي الذراع الاخر |