ويكيبيديا

    "يجعل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yapar
        
    • bu
        
    • yapıyor
        
    • yüzden
        
    • kılıyor
        
    • yapmaz
        
    • oluyor
        
    • benim
        
    • hale
        
    • beni
        
    • onu
        
    • ediyor
        
    • sağlıyor
        
    • seni
        
    • için
        
    Yani, bu evrimi aniden Darwinci tanımından çıkarıp Lamarckiancı yapar. TED وهذا ما يجعل التطور أقرب الى لامارك منه الى دارون
    Tamam mı? bu, insanların ilgisini bilime çekmiyor çünkü neyle ilgili olduğunu anlayamıyorlar. TED حسنا ؟ إذا هذا لن يجعل العالم يهتمون بالعلوم لأنهم لا ستطيعون فهمه.
    bu kıyafetler vücut ısısını izole ediyor, ve adamlarımızı görünmez yapıyor. Open Subtitles هذه البزات تعزل حرارة الجسم ما يجعل الفريق خفيا بالنسبة للمخلوق
    Aslında, bu yüzden daha fazla insan bir silaha sahip olmayı seçiyor. TED في الحقيقة، هذا هو السبب الذي يجعل أناساً أكثر يختارون امتلاك أسلحة.
    Ama böyle bir bağlantı başlangıç hikâyemizi daha da ilginç kılıyor. Open Subtitles و لكن هذا النوع من الإتصال يجعل قصة أصلنا أكثر إقناعاً
    bu sizi akıllı yapmaz, sadece daha az aptal yapar. Open Subtitles هذا لا يجع منكي ذكية, هذا يجعل منكى اقل غباء.
    Bir evin bu şekilde tamamen dağılması istikrarsız ve dengesiz düşüncelere sebep oluyor. Open Subtitles يجعل الشخص لا يشعر بالأستقرار، بشكل موقت، مع المنازل المهدمة من جميع الجوانب.
    Ama sebepsiz yere ona bağırmak bu beni kötü baba yapar. Open Subtitles و لكن الصراخ في وجهه بدون سبب يجعل مني أباً سيئاً
    Hız ve büyük boyutun birleşimi çatalkuyrukluyu obur bir balık sürüsü avcısı yapar. Open Subtitles هذا المزيج من السرعة و الضخامة يجعل من الحوت الأحدب صياداً شرها للأسماك.
    Sıvı yakıtlara bağımlılığımız, bu salınımları önlemeyi gerçekten zor hale getiriyor. TED يجعل اعتمادنا على الوقود السائل هذه الانبعاثات من الصعب جدًا تجنبها.
    bu sadece sağduyu değil aynı zamanda ticari anlam ifade eder. TED إنه ليس مجرد تفكير سليم، بل يجعل التجارة ذات معنى أيضاً.
    Süper bir insan olmasını ve.... O'nu süper güçlü, dayanıklı ve zeki yapıyor. Open Subtitles الزوج الزائد يجعل منها قوية جدا تتلائم مع اى شىء و ذكية جدا
    Fakat annelik yeteneği ya da başka bir şey o şeyi durdurulamaz yapıyor. Open Subtitles لكن يبدو أن غريزة الأمومة أو ما شابه يجعل هذه البقرة مستحيلة الإيقاف
    Her zaman diğerinden daha fazla seven biri vardır. bu yüzden çok zordur. Open Subtitles شخص واحد دائما ما يحب بقدر أكبر، هذا ما يجعل الأمر صعبا جدا
    Gördüğünüz gibi, 4. çeyrekteki mali tahminler bu işi çok önemli kılıyor. Open Subtitles لذا، وكما ترون، التوقعات المالية للربع الرابع يجعل هذا الشيء كالضربة القاضية
    Ama en sonunda, vücudu kesip biçmek onu daha iyi yapmaz. Open Subtitles و لكن في النهاية، تشريح الجسد لا يجعل منه أفضل بحقّ.
    Yazılar Cree alfabesi, yani Navaho fonetiği ama çevirisi çok anlamsız oluyor. Open Subtitles إنّ الكتابة كري، نافاجو صوتية، لكن لا يجعل التفسير الحرفي أيّ إحساس.
    benim pozisyonumdaki bir adam da gülünç düşemez! İtibar meselesi. Open Subtitles و رجل بمركزى لا يحتمل أن يجعل منة أحد اضحوكة
    onu daha az sıkıcı yapacak şey ne, biliyor musun? Open Subtitles روس , أتعلم ما الذي يجعل الأمر أقل مللاً ؟
    Çünkü kulüp sahibinin bize para vermek istemesini bu sağlıyor. Open Subtitles لأن هذا هو ما يجعل النادي يقبل بأن يدفع لنا
    seni sadece softball maçı için istiyor çünkü ailemizi aptal durumuna düşürmeye çalışıyor. Open Subtitles لقد أرادك فقط من أجل المباراة أنه يحاول ان يجعل عائلتنا غبيه المظهر
    Daha rahat ve dostça sohbetler için biçilmiş kaftandır bence. Open Subtitles إنني أجد أنه يجعل المحادثات أكثر وداً و إرتياحاً ..

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد