ويكيبيديا

    "çok" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • جداً
        
    • للغاية
        
    • هذا
        
    • أنا
        
    • لقد
        
    • أكثر
        
    • ذلك
        
    • أنت
        
    • جزيلاً
        
    • كبير
        
    • بكثير
        
    • كبيرة
        
    • انا
        
    • انه
        
    • إنها
        
    Eşsiz,... ...çok çok özel,... ...bireyci ve çoğunlukla da... ...baştan çıkarıcı.... ...bazı kadın karakterlerle fazla zaman... ...harcamak benim kaderim. TED الآن قُدِرَ لي تمضية الكثير من الوقت مع بعض الشخصيات الفريدة, خاصة جداً, فردية , و احياناً خواص أنثوية مغرية.
    Tabii ki yavru babun çok masumdu,... ...geri dönmedi ve koşmadı. TED وطبعاً .. ان القرد الصغير كان بريئاً جداً ولم يهرب حينها
    ve bu konuşmalar yalnızca dört kelime ile özetlenebilir, çünkü aslında bize gösterdiği şey bu: "bizim sezgimiz çok kötü". TED وتلك المحادثات يمكن أن تلخص أساسا في أربع كلمات، لأن ذلك أساسا هو كل ما يعرضه علينا، بداهتنا سيئة للغاية.
    Ve böyle çok hızlı bir şekilde hangi hastaların pozitif hangilerinin negatif olduğuyla ilgili ikinci bir fikrimiz oluyor. TED وبذلك، هذا سريع جدا، فإننا يمكن أن نحصل على استشارة ثانية لمعرفة أي من المرضى مصاب، وايهم غير مصاب.
    çok büyük. Onun denekleri için 15 buçuk saniye ortalama süredir. TED للمتابعين في تجربته هناك أنا أحب هذه . سوف أنهي بهذه
    RG: O zamanlar çok farklı bir web sitemiz vardı. TED روفوس جريسكوم : لقد كنا حينها .. ندير موقعاً آخر
    Birkaç öğrenci ailesinin de içinde olduğu kişiler, okul öğrencilerin gitmesini engellemek için daha fazlasını yapmadığından çok öfkeliydi. TED والبعض، بما في ذلك بعض عائلات الطلاب، كانوا غاضبين أن المدرسة لم تفعل أكثر من ذلك لمنعهم من المغادرة.
    İşte Çinlilerin devlet algısı bu, bizimkinden çok ama çok farklı. TED هذه هي نظرة الصينين لحكومة الصين وهي مختلفة جداً عن نظرتنا
    Bu iki cihaz, Sürücü Kavrama ve Hız Şeridi çok kullanışlılar. TED وبالتالي فإن هذان الجهازان مقبض المحرك وقطاع السرعة ، فعالان جداً
    O günlerde tek başınasınız. İnsanlar herhangi bir kişiye dokunmaktan çok korkuyorlardı. TED في تلك الأيام كنت وحيداً. الناس كانوا خائفين جداً من لمس أحد.
    İlk ortaya çıktıklarında çok basit şeylerdi, öyle ışıltılı harika şeyler değil. TED عندما جاءوا لأول مرة ، كانت بسيطة جداً وليس براقة بشكل خاص.
    Plastiklerin ise birbiriyle örtüşen ve çok dar bir aralıkta değişen yoğunlukları vardır. TED ولكن أنواع البلاستيك لديها كثافة تتداخل مع بعضها البعض على نطاق ضيق جداً
    Bu durumda değil, çünkü bu çevresel olarak çok sağlam bir teknoloji ürünü. TED حسناً في هذه الحالة هو ليس كذلك لانها تكنولوجيا بيئية نظيفة مفيدة جداً
    çok kısa bir süre içinde 18 cm yağmur yağdı TED 7 بوصات من المطر تساقطات على مدى فترة قصيرة للغاية.
    Yani, bu çok küçük bir örnek; bundan genellemeye gidilmemeli. TED أعني، هذه عينة صغيرة للغاية. لا ينبغي عليكم التعميم منها.
    Bu, çok sevdiğim bir şekil. Bradley, Petrie ve Dumais. TED هذا الشكل الذي أحبه : برادلي و بيتري و دوماي
    Oturduğumuz yere göre her birimiz bu sesi çok, çok farklı şekillerde algılayacağız. TED كل شخص منا، إعتماداً على أين يجلس، سيسمع هذا الصوت الخافت، بصورة مختلفة.
    Ve bence gerçekten gerimizde olduğundan daha çok yenilik önümüzde var. TED أنا أظن أن هناك الكثير من الإبتكار أمامنا أكثر مما خلفنا.
    Ben, iş hayatında evdekinden daha çok aiama kaydettiğimize ikna olmuş durumdayım. TED لقد اصبحت مقتنعة اننا احرزنا تقدما اكثر في العمل اكثر من المنزل.
    Ancak artistik ve dekoratif hünerler aslında bunlardan çok daha eskidir. TED لكن المهارات الفنية والزخرفية هي في الواقع أقدم من ذلك بكثير.
    Yani genomunuzu okuyarak, aileniz hakkında sizin bildiğinizden çok daha fazlasını öğrenebiliriz. TED و بقراءة الجنبيوم, ربما نتسطيع معرفة الكثير عن عائلتك مما تعرفه أنت.
    Söyleyebileceğim tek şey çok teşekkür ederim Sebastian, ben çok ama çok minnettarım. TED لذا فكلُّ ما بإمكاني قوله هو: شكراً جزيلاً سيباستيان إنّني حقّاً ممتنٌّ لك.
    O küçük yaşımda bile benim çok ilgimi çekiyordu. Ve tüm o çevre koruma görevi, temelinde bile, bana nüfuz etti. TED وايضا وبالرغم من السن المبكرة, كان لذلك صدى كبير في داخلي و فكرة الحماية البيئية كاملة, وبصورة اساسية غاصت في أعماقي.
    Az çelik kullandığımız için çok daha fazla güneş alıyorduk bu da kışın ısınmak için daha az ısı gereksinimi duyacağımız anlamına geliyordu. TED وهذا يعني دخول ضوء شمس اكثر وهذا يعني انه لايجب ان نستخدم وسائل التدفئة بصورة كبيرة في الشتاء .. بسبب دخول ضوء الشمس
    Bu listeye baktığımda -- benim için yaşayanların Zebur'u gibiydi -- farkına vardım ki, bunu kızlarımız için yapmış olsakta, biz de beraberinde çok değişmiştik. TED وكما انظر اليه اليوم .. انه يبدو كما لو انه ترنيمة عيش لقد ادركت .. ان ما كنت اقوم به لبناتي قد غيرني انا ايضاً
    Peki, kafamda çok fazla gürültü ve karmaşa vardı, ta ki ben bunun dört ana faktörden dolayı olduğunu anlayana kadar. TED حسناً قد كان هناك الكثير من الضجيج والتعقيد في رأسي، حتى أدركت انه في الواقع ماكان يحدث بسبب اربعة اشياء اساسية
    SP: Doris en çok katkıda bulunan kişilerden biri; o bir uzay arkeoloğu. TED س. ب: دوريس هي واحدة من أكبر المساهمين لدينا. إنها عالمة آثار فضائية.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد