ويكيبيديا

    "şans" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • فرصة
        
    • الفرصة
        
    • حظاً
        
    • فرصه
        
    • حظا
        
    • التوفيق
        
    • الحظّ
        
    • فرصةً
        
    • محظوظ
        
    • فرصتك
        
    • للحظ
        
    • الفرص
        
    • الفرصه
        
    • خيار
        
    • فرص
        
    Bir mercanın şans verilirse ne kadar gelişip büyüyebileceğini hiç bilmiyordum. TED لم أكن أعرف ما يمكن للمرجان فعله عندما أُعطى فرصة للأزدهار.
    Bu bir şans. İhtiyacım olan şey bu. Lütfen izin ver de yapayım. Open Subtitles أنها فرصة , هذا ما أحتاج إليه رجاءً , دعنى أشترك فى هذا
    Bu kaçış yeni bir koloni, yeni bir hayat kurmak oğullarımıza yeni bir şans tanımak ve özgürlük için değil mi? Open Subtitles هل نهرب لأننا نحاولة إيجاد حياة جديدة في مُستعمرة جديدة ؟ ، نحاول منح أبنائنا فرصة للحياة فرصة ليكونوا أحراراً ؟
    Öğrenmem için bana bir şans ver. Hapiste adımı temize çıkaramam. Open Subtitles أعطنى الفرصة لتبرئة نفسى, لن أقدر على ذلك من خلف القضبان
    Ne yazacaktım peki, "Bol şans Henry ve Hermine" mi? Open Subtitles ماذا كان يفترض أن أكتب؟ , حظاً سعيد هنري وهيرماني؟
    Ona bir şans tanımamanız yanlış. Bunu herkes hak eder. Open Subtitles أنت تخطئين إذا لم تعطها فرصة أخرى ، الجميع يستحقها
    Eğer yasaya bir şans vermezsek, özgürlüğün hiçbir anlamı yok! Open Subtitles لو لم نمنح القانون فرصة ، فلا تستحق الحرية شيئا
    Haydi. Bana bir şans daha ver. Bir hafta kal. Open Subtitles هيا امنحينى فرصة أخرى، ابقى أسبوع وساعدينى فى تجهيز المكان.
    Sana zaten bir şans vermiştim ama yine yaptın ha. Open Subtitles آخر مرة أنت هاجمتك تلك الفتاة اعطيتك فرصة واحد اخيرة.
    Pekala, biz son sınıflar denedik, size bir şans verdik. Open Subtitles حسنا يا أصدقائي الخريجين ، لقد حاولنا لقد أعطيناكم فرصة
    Beni seç! Hayır, haklıydın! Evliliğime bir şans daha vermeliyim. Open Subtitles لا انت على حق يجب ان اعطى زواجى فرصة ثانية
    Bana bir şans daha ver, söz veriyorum sırrını tutacağım. Open Subtitles اعطني فرصة أخرى ، وسأثبت انني قادر على حفظ السر
    Her zaman başka bir şans vardır. Yani, bilemezsiniz değil mi? Open Subtitles هناك دائماً فرصة أخرى أعني أنك لا تعلم ، أليس كذلك؟
    Sana saygı duyduğum için ona bir şans daha vereceğim. Open Subtitles من باب احترامي لكي أنتي من تعجبينني سأمنحه فرصة أخيرة
    Yeteneğimi onlara göstermek hakkım, ama bana bir şans bile tanımıyorlar. Open Subtitles أنا مؤهل لأريهم ما يمكنني فعله ، لكنهم لم يمنحونني الفرصة
    Seninle bir daha konuşmak için şans bulabilir miyim; bilmiyorum Open Subtitles لا أعرف إن كانت ستتسنى لي الفرصة للحديث معك ثانيةً
    Sence bu şans ise, bir defa daha yap hadi. Open Subtitles اذا انت تظن انه حظاً دعني اقم بالأمر مرة آخرى
    Onların ayrılması, Domuz ve Köstebek Takımları için bir şans olabilir. Open Subtitles مع إنقسامهم قد تكون فرصه لفريق الخنازير و الخلد للحاق بهم
    Size şans dilemek isterdim ama siz onunla ne yapacağınızı bile bilmiyorsunuz. Open Subtitles أتمنى لكم حظا طيبا ولكنكم لا تعرفوا ما تفعلونه عندما تحصلوا عليه
    Her neyse, bana şans dile, her ne kadar ihtiyacım olmasa da. Open Subtitles على كل، تمنّ لي التوفيق رغم أنّني لا أظنّني سأحتاج إلى الحظ
    Bilirsin Buck, ben ve iyi şans birbirine hep yabancıydı. Open Subtitles أوه، جحيم، بوك. تَعْرفُني و الحظّ السعيد كَانَ دائماً للغرباءَ
    Üzgün olduğunu biliyoruz, sonuna kadar da haklısın ama mümkünse her şeyi yoluna koymak için ikinci bir şans istiyoruz. Open Subtitles نعلم أنكِ مستاءة، ولكِ كل الحق في ذلك لكن إن لم يكن لديكِ مانع، فإننا نريد فرصةً أخرى لتصحيح الأمور
    Önce bir iki kurşun yedim. Hiç şans diye düşünmedim. Open Subtitles تعرضت من قبل لطلقات نار عديدة ولم أشعر أننى محظوظ
    Hayır kardeşim. Bu bir armağan. Senin için bir şans. Open Subtitles لا يا أخي، بل هبة من السّماء، هي فرصتك وفرصتنا.
    Oh, şans onunla bir ilgisi yok, geri orada izmaritleri kurtardı. Open Subtitles أوه ، ليس للحظ أي شيء بهذا لقد أنقذت مؤخراتكم هناك
    Şimdiye kadar göçmen ya da dezavantajlı sosyal ortamlardan gelen çocuklara eşit şans vermek için çok şey yapıldı. TED تم القيام بالكثير من أجلتحسين الفرص المعيشية للطلاب المنحدرين من أصول مهاجرةأو من طبقة اجتماعية مهمشة.
    Eğer kalırsanız, Adama'ya onları kurtarabilmek için bir şans verebilirsiniz. Open Subtitles اذا ما بقيتم في مكانكم فانكم تعطون اداما الفرصه لانقاذهم
    Bu makineler, Afrika'da oldukça nadir bulunuyor. Dolayısıyla ön saflarda savaşan bu bilim insanlarına örnekleri denizaşırı göndermek dışında başka şans bırakmıyor. TED تلك الآلات قليلة وبعيدة في القارة، مما يجعل العديد من العلماء يعملون بدون أي خيار آخر ما عدا إرسال العينات في الخارج.
    Ve temel kuram bu şans sonuçlarını içermez; onlar ek olarak vardır. TED والنظرية الأساسية لا تشمل فرص النتائج تلك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد