Bir akşam, Lagos'ta Louis ve ben arkadaşlarla dışarı çıktık. | TED | وفي ليلة في لاغوس خرجت أنا ولويس مع بعض الأصدقاء. |
Hafta sonlarını sahilde geçiriyor ve neredeyse her akşam sinemaya gidiyorlardı. | Open Subtitles | قضوا العطلات الأسبوعية على الشاطيء وذهبوا إلى السينما تقريبًا كل ليلة. |
Ona bu akşam oldukça önemli bir mevzu konuşacağımızı söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها أنني سأتحدّث إليها عن مسألة مهمة جدًا هذا المساء. |
- Bütün akşam beni izliyordun. - Mahkemeye karşı senden sorumluyum. | Open Subtitles | لقد كنت تراقبنى طوال المساء اننى مسئول عنك حتى يوم المحاكمة |
Bu akşam, Sevilla-Paris için bir tekli koltuk istiyorum, bir de yatak. | Open Subtitles | أود حجز درجه أولى نوم على خط إشبيليه باريس الليله و بالمقصوره. |
Bunu bu akşam burada bulunan herkesin içindeki kız için yapmak istiyorum. | TED | وأريد أن أقرئه اليوم من أجل الفتاه التى بداخل كل منا هنا |
Peki, hanımefendi. Devam etsek iyi olacak. Neredeyse akşam olacak. | Open Subtitles | أمركِ يا سيدتي، يحسن بنا ان نتحرك، فقد أوشك الليل |
Bu arada bu akşam başka bir sorun çıkarsa, sen aslında evlatlıksın. | Open Subtitles | و على فكرة، لو تسبّبت بأيّ مشاكل أخرى هاته اللّيلة فسأعرضك للتّبنّي |
Dün akşam oldukça huzursuzdu ama bu hiç de şaşırtıcı olmadı. | Open Subtitles | لقد كانت هستيرية ليلة أمس و لكن كان هذا مفاجئ بالكاد |
Çok yorucu bir akşam geçirdim. En iyisi ben yatayım. | Open Subtitles | .لقد كانت ليلة متعبة جدا .أعتقد من الأفضل أن ننام |
Geçen sene Ağustos'un 21 'inde... akşam başına neler geldi? | Open Subtitles | ماذا حدث لك فى ليلة 21 أغسطس العام الماضى ؟ |
Geçen sene Ağustos'un 21 'inde... akşam başına neler geldi? | Open Subtitles | ماذا حدث لك فى ليلة 21 أغسطس العام الماضى ؟ |
Yarın akşam dolunayın altında kıllarımın uzayacağına, dişlerimin çıkacağına ve insanları yiyeceğime mi? | Open Subtitles | ان ليلة الغد تحت البدر أنا سظهر لي شعر وأنيابَ و آكلُ الناسَ؟ |
Ama yarın akşam çocuklara bakması için annemi ayarladım bile. | Open Subtitles | لكني جعلت أمي توافق أن تعتني بالأطفال في ليلة غد |
Evet, doğru. Onu bu akşam erken saatlerde seninle tartışırken gördüm. | Open Subtitles | هذا صحيح , لقد رأيته يتعارك معه فى بداية هذا المساء |
Vist'ten başka bir şey düşünmüyor, sabah, öğlen ve akşam. | Open Subtitles | لا يفكر فى شىء عدا الصمت, الصباح, الظهر, و المساء |
Bu akşam buraya gelirken başıma çok komik bir şey geldi. | Open Subtitles | في طريقي إلى هنا هذا المساء, حدث لي موقف طريف جداً |
Bu akşam onu FTL mesajının şifresini çözmek için kullanacaklar. | Open Subtitles | من المفترض أن يحلو شفرة الـ اف تى ال الليله |
Bu akşam, uyuşturucu almadan bir buçuk bira içtin ve zilzurna sarhoş oldun. | Open Subtitles | ،أما اليوم كأس ونصف من البيرة بدون مهدّئات وتكاد تحلّق عاليًا من البهجة |
akşam yemeğinden sonra bir şey yememeni istediğim SMS'i aldın mı? | Open Subtitles | ممتاز، الآن هل قرأت رسالتي ألاّ تأكل بعد منتصف الليل أمس؟ |
Buraya torunumu dinlemek için gelirim ama bu akşam gelmeyeceğim. | Open Subtitles | جِئتُ لسَمْاع حفيدتِي تَغنّي. أنا لا أَستطيعُ المَجيء وسَمْاعها اللّيلة. |
1 5 saatlik falan kodlama gerekiyor. Yani yarın akşam meşgulüm. | Open Subtitles | ستستغرق قرابة 15 ساعة من كتابة الأكواد سأكون مشغولاً غداً ليلاً |
Bize ihtiyacınız olursa evde sakin bir akşam geçiriyor olacağız. | Open Subtitles | إذا أحتجتم شئ , سنكون في المنزل لتمضية أمسية هادئة |
akşam 16.00'ya dek uyuyan, zavallı çocuğun üstüne tırmanan 16 yaşındayken bile, küvette onu yıkamak için banyonun kapısını kırmaya kalkan... | Open Subtitles | النوم حتى الرابعة مساءاً التسلق فوق النذل المسكين محاولة اختراق باب الحمام لتحممه فى حوض الإستحمام و هو فى ال 16 |
Mösyö, Madam, Papa Duflot, harika bir akşam icin teşekkürler. | Open Subtitles | السيد دوفلوه والسيدة دوفلوه ودفلوه الأب شكرا على الأمسية الرائعة |
İki hafta boyunca her akşam aynı saatte oraya gittim. | Open Subtitles | لقد ذهبتُ هناك كلِّ ليله فى نفس الوقت لمدة إسبوعان |
- Oh, güzel. - Ama akşam yemeğine oraya gidelim. | Open Subtitles | ـ جيد ـ و لكن دعنا نذهب هناك لتناول العشاء |
Benim akşam giysilerim dökük bir tişört ve çamur maskesinden oluşuyor. | Open Subtitles | ملابسي المسائية هي عبارة عن قميص بالي و قناع من الوحل |
Burada işte. Bir akşam için ona gereğinden fazla zaman ayırdık. | Open Subtitles | إنها هنا، لقد جعلنا لها وقتا أكثر من كاف لليلة واحدة |
Her gün akşam yedi ve sabah dokuzda dozunda alıyorsun. | Open Subtitles | ــ نعم يجب أن تتناوله يوميا 9 صباحا و7 مساءا |