Bu, bir saatlik işle Bütün gününüzü geçirebileceğiniz belediye dairesi değil. | Open Subtitles | هذا ليس مكتب المدينة حيث تهدر يومك بأكمله لتعمل ساعة واحدة |
Bütün üyeleri doğru rakam yazan tekerleğin üstüne oturan takım yarışı kazanıyor. | TED | الهدف هو أن يجلس كل أعضاء فريقك على الاطارات بهذا يكسب فريقك. |
Bütün bunları içimde tutuyorum... bu adamın ölümüne yemin ediyorum. | Open Subtitles | بكل ما هو مقدس أقسم لك على قتل هذا الرجل |
Bugünden itibaren, senin Bütün hayatın bu bina içinde olanlardan ibaret olacak. | Open Subtitles | من هذا اليوم فصاعداً عالمكَ سَيَكُونُ كُلّ ما يَحْدثُ في هذا المبني. |
En önemlisi, Bütün bu özellikler nihayetinde bize tıbbi analizler için cazip derecede düşük maliyetle işleyebilen bir platform sağlayacaktır. | TED | والشيء الأهم، الذي يجب أن تزودنا به كل هذه الخصائص قاعدة للتحاليل الطبية يمكن أن تعمل بكلفة قليلة لكل اختبار |
Olan şey şu; bu mavi hücreler çoğalıyor ve Bütün selülozu çevreliyorlar. | TED | ما حدثُ هو أن هذه الأجسام بدأت بالتكاثر وملأت هذه السقالة بالكامل. |
Bu, bir saatlik işle Bütün gününüzü geçirebileceğiniz belediye dairesi değil. | Open Subtitles | هذا ليس مكتب المدينة حيث تهدر يومك بأكمله لتعمل ساعة واحدة |
Şu andan itibaren, Bütün tugayın barakalardan çıkması 8 saat süresince yasaktır. | Open Subtitles | ومن الأن فصاعداً, اللواء بأكمله ستقيد حركاته ضمن الثكنة لمدة 8 ساعات |
Katırlar! İki tane katır için Bütün kolu yem yapıyorsunuz. | Open Subtitles | تركتم الصف بأكمله يتعطل ويتعرض للقصف بسبب تلك الخيول ؟ |
Başıma gelen şeylerden en etkileyici olanı Bütün bu insanlarla oluşan bağdı. | TED | وكان احد الاشياء المحورية التي حدثت هي التواصل مع كل هؤلاء الاشخاص |
Bütün alaycı kuşlar uçup gittiğinde, son dört gün gibi ses çıkaracaklar. | TED | عندما تطير كل الطيور المحاكية بعيداً، سيصدروا صوتاً مثل الأربع أيام الأخيرة. |
Bütün akarsular en sonunda okyanusa ulaşır çünkü okyanus onlardan alçaktadır. | TED | إن كل التدفقات تجري في النهاية إلى المحيط لأنها أقل منه. |
Bütün kadınların aptal olduğunu sanıyorsun, ama öyle olmadığımı bilesin diye. | Open Subtitles | لأنني أردتك ان تعرف اني لست بالغباء الذي تظنه بكل النساء |
- Bütün hayatın söz konusu! - Evet, onu indir, Rocko. Bitir unu! | Open Subtitles | لكى تربح حاول لكمه بكل قوتك اقوى من اى شىء لاكمته حتى الان |
Bugünden itibaren, senin Bütün hayatın bu bina içinde olanlardan ibaret olacak. | Open Subtitles | من هذا اليوم فصاعداً عالمكَ سَيَكُونُ كُلّ ما يَحْدثُ في هذا المبني. |
Bulutlara doğru yükselen Bütün o küçük mavi ışıklar insan ruhları. | Open Subtitles | كُلّ أولئك الأضواء الزرقِاء الصَغيرِ تِرفع نحو الغيومِ هي أرواحَ إنسانيةَ. |
İngiltere'deki Özel Şube, Bütün havayollarının... ve gemilerin yolcu listelerinden onun izini sürüyor. | Open Subtitles | الفرع الخاص في بريطانيا يحاول تتبعه خلال قوائم المسافرين لكل شركات الطيران والعبارات. |
- Birine zarar verdin diye Bütün ırkının ceza olarak Goa'uld tarafından öldürüldüğüne inansan, yine olacağını sandığında sen ne yapardın? | Open Subtitles | إذا كنت تظن أن جنسك أبيد بالكامل بواسطة الجواؤلد كعقاب لأذى أحدهم ماذا كنت ستفعل اذا ظنيت أن هذا سيحدث ثانية |
Tuğladan duvarları bu gezegenin üzerine yıktığımız Bütün sorunlar olarak düşünün. | TED | تصور جدران الطوب هي جميع المشاكل التي سببناها على هذا الكوكب. |
Sizin için yapabileceğim bir şeyler varsa Bütün akşam ofisimde olacağım. | Open Subtitles | سوف أبقى طول المساء هل هناك شيء أستطيع أن أفعله لك؟ |
Soyut dünya, Bütün insanların dünyası konusunda bana yardımcı oluyor. | TED | وهكذا تساعدني الرياضيات البحتة على التعامل مع العالم الإنساني بأسره. |
Roma'da Bütün bu işi iptal etmeye karar vermişler çünkü gerekli değilmiş. | Open Subtitles | حسنا , في روما قرروا تعليق الامر برمته لانه لم يكن ضروري |
Yenilikçi tasarım çözümlerini Bütün toplumun sesini duymadığımız için göz ardı mı ediyoruz? | TED | كم تغاضينا عن حلول تصميم مبتكرة؛ بسبب عدم سماعنا لآراء المجتمع بجميع فئاته؟ |
Charles Dickens'ın Bütün eserlerinin iri harfli basımı kadar kalın kafalıyım. | Open Subtitles | أنا ثقيل التفكير كثُقل طبعةٍ كاملةٍ من الأعمال الكاملة لتشارلز ديكنز. |
Hatalı olduğunu ispatladığımda, bu istihbarat teşkilatının Bütün kaynaklarını oğlumu bulmak için kullanacaksın. | Open Subtitles | عندما أثبت أنك مخطئة، ستسخدمين مصادر هذه الوكالة بأسرها في البحث عن ابني |
Bütün girişi okumadım çünkü inanılmaz derecede uzun ama bizim adamımız bu herhâlde. | Open Subtitles | , لم أقرأ هذا كاملاً . لكن يبدو أن هذا ما نبحث عنه |
Bize, Bütün o korkunç çürüklerin bu yüzden olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أخبرتنا كيف انها اصيبت بكلّ تلك الكدمات الفظيعة بسبب الجمباز |