ويكيبيديا

    "değil" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ليس
        
    • ليست
        
    • أليس
        
    • غير
        
    • لم
        
    • لست
        
    • لَيسَ
        
    • اليس
        
    • ذلك
        
    • ألا
        
    • لسنا
        
    • لا
        
    • لستُ
        
    • يكون
        
    • وليس
        
    Sonuç olarak görmek istediğimiz şeylerden bir tanesi insanların ne kadar kilo kaybettiği değil robotlarla ne kadar etkileşim içinde olduklarıydı. TED اذن احد الاشياء التي اردنا النظر اليها فعلا ليس كم من الوزن خسر الناس لكن لكم من الزمن تفاعلوا مع الروبوت
    1915'de, gazetelerin yurtdaşlık sorumlukları ile çok terledikleri gibi değil. TED في 1915، ليس أن الجرائد كانت تولي اهتماما لمسؤولياتها المدنية.
    Bu ebeveynelerinin ya da öğretmenlerinin onlara söylediği bir şey değil. TED إنه ليس الأمر الذي يخبرهم به والديهم، أو يخبرهم به مدرسيهم.
    Ama yaşam ölümü alt etmekle ilgili birşey değil, değil mi? TED ولكن الحياة ليست تتعلق دوماً بتفادي الموت .. أليس كذلك ؟
    ... Korku olması zorunlu değil. Şu an bindiğiniz hız treninin türü nedir? TED ليس من الضروري أن يكون الخوف. ما هو نوع السفينة الدوارة أنت عليها؟
    Ama 500 milyon çocuğa birçok defa ulaşıyorsanız -- bir çocuğa ulaşmak 20, 30 sent -- bu pek fazla bir para değil. TED و لكن عندما تصل إلى 500 مليون طفل ، عدة مرات 20 ، 30 سنتا لتصل إلى طفل فإنه ليس بالمبلغ الكبير جدا.
    Ve bu yönde gelen veri daha fazla orada değil. TED اذا البيانات تذهب في ذلك الاتجاه ,ليس هناك بعد الان
    Bu durumda değil, çünkü bu çevresel olarak çok sağlam bir teknoloji ürünü. TED حسناً في هذه الحالة هو ليس كذلك لانها تكنولوجيا بيئية نظيفة مفيدة جداً
    Peki, 3000 metreye kadar, oksijen konusu büyük bir problem değil. TED إ.ر. : حتي 3000 متر، ليس هناك مشكلة إطلاقاً مع الأكسجين.
    Sadece bisiklet kullanırken değil, ayrıca yürürken de kask takmanız gerektiğine inanıyorlar. TED فهم يؤمنون ان الخوذات ليس فحسب لركوب الدراجات الهوائية بل للمشي أيضاً
    Siparişin bir kısmını değil, kırmızı, yeşil ve maviyi hepsini yapıyorlar. TED إذًا هم يشيرون بالأحمر والأخضر والأزرق ليس فقط كجزء من الطلبية
    Bu felsefi bir ifade değil, sadece bilim fizik, kimya, ve biyolojiye dayanan. TED هذا ليس كلاما فلسفيا، هذا فقط علم يعتمد على الفيزياء، والكيمياء وعلم الأحياء.
    Bilmediklerinden değil, ancak artık onun için, ayağı ilgi odağı değildi. TED ليس لأنهم لم يعلموا، ولكنها توقفت عن كونها نقطة الارتكاز فيه.
    Yani enerji konusunda geleceğimiz kader değil seçim ve bu seçim fazlasıyla esnek. TED لذا فإن مستقبل الطاقة لدينا ليس قدراً بل اختياراً .وهذا الخيار مرن جداً
    Ama hepsi bu değil. Ses bizi yere ve zamana yerleştiriyor. TED ولكن ليست النية كل شيء ان الصوت يحدد لنا الزمان والمكان
    Devam ettirmek istediklerimiz çoktan gitmiş ya da aslında eskiden oldukları gibi değil. TED نريد أن نساند أشياء قد ضاعت أو الأشياء التي ليست كما كانت عليه.
    Bu onun gibi değil, ben daha çok Scotty gibiyim. TED هذه ليست من هذا القبيل. أنا أكثر شبها بـ سكوتي.
    Kayıt şirketleri için pek de öyle olmadı ama değil mi? TED لم تعمل هذه الحكمة بشكل جيد مع شركات انتاج الموسيقى,أليس كذلك؟
    Ama bu umut pek gerçekçi değil. O yüzden ikinci bir umudum var. TED إلا أن هذا الأمل غير واقعي بعض الشئ، ولذا لدي أمل ثانٍ احتياطي.
    Şimdi bu durum onlar için hoş değil ama "işte ölçtüğümüz şeyler bunlar" diyebilecek özgüvene ve cesarete sahipler. TED الان تلك لم تكن وضعية سعيدة بالنسبة لهم لكن كان لديهم الثقة والشجاعة للقدوم نحوي والقول هذه هي تقديراتنا
    Size hepsini okumayacağım cünkü buraya ögretmenlik yapmak icin değil, TED و لكنني لن أقوم بقراءتها عليكم، لأني لست بموضع المعلم
    Yedi sanat dalından biri değil ama yine de bir sanat. Open Subtitles لَيسَ أحد السبعة الحيوية، ربما، لكن فَنَّ، على الرغم من هذا.
    Ve herkesin buradan alacağı ders şuydu: insanları mutlu etmenin yolu onlara daha pahalı bir şey vermek, arzulanacak bir şey. değil mi? TED و كان الدرس المستفاد لكل شخص هو أن طريقة جعل الناس سعداء هي أن تعطيهم شيئا أكثر سعرا, شيئا يطمحوا إليه. اليس كذلك؟
    Ve bu sadece uzaktaki gelişmekte olan dünyada değil, her yerde. TED وليس ذلك فقط في عالم نامي بعيد، إنه في كل مكان.
    Hayat, varış yeri değil de yolculuktan ibaret değil mi? TED ألا تدور الحياة حول الرحلة، وليس حقاً حول الوجهة النهائية؟
    Kozmik takvimde sadece küçük bir andan ibaretiz, değil mi? TED نحن لسنا سوى ومضة على الخط الزمني للكون، أليس كذلك؟
    Onlar bunu yapmak için değil, para kazanmak için kuruldular. TED بطبيعة الحال، هذا لا ياتي بشكل طبيعي للشركات المتعددة الجنسيات
    Sadece ben değil, diğer gay insanların da kahve içtiğini biliyorum. TED لستُ أتناول القهوة فقط ، بل أعرف أيضاً مثليين آخرين يتناولونها.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد