Gece geç bir saatti ve 80 yaşında olan babam bir yol yapım projesindeki yolsuzluk hakkında 70 sayfalık bir kamu davası metni yazıyordu. | TED | كان الوقت متأخر جداً في الليل، وفي سن ال 80، كان يكتب ترافع دعوى مصلحة عامة من 70 صفحة ضد الفساد في مشروع طرق. |
Tamam. Şu soru: neden bir şeyler yok değil de var? Bu yüce soru, entellektüel tarihte kısmen geç çıkmıştır ortaya. | TED | إذًا هذاالسؤال، لماذا هناك شيء بدل من لا شيء، طُرح هذا السؤال الجوهري في وقت متأخر نواعًا ما من التاريخ الفكري. |
Sen de öğle yemeğine geç kalmıştın, bu yine erken. | Open Subtitles | هل تأخرت لتناول طعام الغداء، حتى وقت لاحق من هذا. |
Kısmen hayli ilerlemiş olduğu zaman, geç evrede fark edildiğinden ve çok genetik değişimi olduğu için çok saldırgan bir kanserdir. | TED | إنه سرطان شديد العدوانية، في جزء لأنه أكتشف في مراحل متأخرة جداً، عندما يكون متقدم جداً وهناك عدد من الطفرات الجينية. |
Şimdi gitsek bile, sahile varmak için çok geç kalacağız. | Open Subtitles | حتى لو ذهبنا الأن , سنكون قد تأخرنا على الشاطئ |
Fakat tedavide geç kalındıkça kalıcı bir hasar oluşması riski de artar. | TED | ومع ذلك فإنه كلما تأخر علاجها ازداد احتمال حدوث أذيّة طويلة الأمد. |
- Evet, sanırım ama... - Artık çok geç, değil mi? | Open Subtitles | آجل , أعتقد ذلك لقد فات الأوان , أليس كذلك ؟ |
Burada tabii ki bir yol var, ki bu da gece geç saatlere kadar oturup bütün haberleri okuyarak bütün gerçekleri ezberlemek. | TED | هناك، بالطبع، طريقة واحدة، وهي الجلوس لوقت متأخر من الليل وتعلم كل الحقائق عن ظهر قلب من خلال قراءة كل هذه التقارير. |
Buna rağmen aslında ben istatistik dünyasına biraz geç katıldım. | TED | ولكن في الحقيقة، تحولت إلى عالم إحصاء في وقت متأخر. |
Ama, gece geç saatlerde... sabaha karşı 04.00 suları, "ayırma hattı" dediğim zamandır. | Open Subtitles | و لكنه الليل ، و الوقت متأخر إننى اسمى الرابعة صباحاً الحد الفاصل |
Mağazayı açık tutmak için geç bir saat değil mi? | Open Subtitles | حسنا، انه متأخر قليلا لتظل فاتحا للمتجر اليس كذلك ؟ |
Bak, geç oldu ve yorgunum, ve sabahleyin çalışmam lazım. | Open Subtitles | الوقت متأخر وانا متعبة ولابد أن أذهب للعمل فى الصباح |
Ben geç kaldım çünkü yılın en çok çalıştığım dönemi. | Open Subtitles | لقد تأخرت عن التبضع بسبب اني مشغول جداً في الكريسماس |
Üzgünüm! Üzgünüm geç kaldım! Ördeğimle civcivim kavgaya tutuştu.Çok çirkindi. | Open Subtitles | أسف أسف لقد تأخرت البطة و الفرخ تعاركا وكان فظيع |
İşe geç kalıyorum. Eğer beni sonra aramasını söylersen iyi olur. | Open Subtitles | أتعلمين، لقد تأخرت عن العمل أرجوا أن تجعليها تتصل بي لاحقاً |
Eğer Paul ararsa, ona geç saate kadar butikte çalışacağımı söyle. | Open Subtitles | إذا إتصل باول , فأخبره إننى فى المتجر حتى ساعة متأخرة. |
- Sana hemen kahvaltını yedirmemiz lazım küçük beyefendi çünkü geç kalıyoruz. | Open Subtitles | علينا جعلك تأكل افطارك سريعاً جداً أيها الرجل ، لأننا تأخرنا قليلاً |
Ama bugün karşılaştığımız önemli soru şu: Çok mu geç? | TED | ولكن السؤال الاكبر الذي نواجهه اليوم هو هل تأخر كثيراً؟ |
Biliyorum, Aslında bir ödlek gibi davrandım, ama...aynı zamanda artık çok geç . | Open Subtitles | اعرف انى ساجبن فيما بعد لكن عندئذ سيكون الوقت قد فات انا مرعوبه |
Herşey için geç kalıyor. Yeryüzünde başkalarının da olduğunu düşünmüyor! | Open Subtitles | تتأخر بكل شيء لا تظن شيء حي في هذا العالم |
geç kaldığımız için özür diliyorum, ama çoğalıcılarla savaşımız kritik bir aşamaya geldi. | Open Subtitles | أنا أعتذر على حضورنا متأخرين لكن حربنا مع الريبليكيتورز تمر بفترة حرجة للغاية |
Ama geç de kalmamalıyım çünkü aç ve saldırgan oluyor. | Open Subtitles | يجب ألا أتأخر ، و إلا سيكون جائعاً و مزاجياً |
Hayır, bunun içindeyken değil. Ve bir şovumuz var. geç kalamayız. | Open Subtitles | كلا, ليس بهذه المقطورة, فلدينا عرضٌ و لا يمكن أن نتأخر |
Küçük çocuğun çok çabuk doğması için dua edelim ya da çok geç. | Open Subtitles | دعنا نصلي لكي يولد الطفل في وقت مبكر . أو بعد فوات الأوان. |
geç kaldığım için özür dilerim efendim. Angela'yı arıyordum da. | Open Subtitles | أنا آسف عن التأخير ، سيدى كُنت أبحث عن أنجيلا |
Tamam. geç bir seansa gidelim. Geldiğimde işi bitmiş olur mu? | Open Subtitles | حسناً، هل يمكننا حضور العرض المتأخر حتى أمرّ في غير نوبته؟ |
Yeni tanıştığın birini aramak için epey geç bir saat. | Open Subtitles | 08 صباحاً وهذا وقت متأخّر جدّاً للاتصال بشخص قابلتَه توّاً |
Tatlım ben sana okul günleri geç saatlere kadar dolaşma demedim mi? | Open Subtitles | أتذكر يا عزيزى , لقد اخبرتك لا يمكنك التأخر ليلاً فلديك مدرسة |