"صعب" - Translation from Arabic to Turkish

    • zor
        
    • güç
        
    • zorlu
        
    • kötü
        
    • zordu
        
    • kolay
        
    • sert
        
    • ağır
        
    • zormuş
        
    • zorlanıyorum
        
    • zordur
        
    Her nedense yeniliğin zaman içinde ilerlemeniz gibi daha zor hale geleceği öngörülüyor. TED لذا بطريقة ما، نتوقع أن يصبح الابتكار صعب الحدوث أكثر كلما تقدمنا بالزمن.
    Bu kendinizi karar döngüsünden çıkarmak demektir ki bu zor olabilir. TED هذا يعني إخراج أنفسكم من دائرة صنع القرار، وهذا أمر صعب.
    Bu zor bir soru. Hâlâ mükemmel bir cevabım yok. TED إنه سؤال صعب. حتى الآن لا أملك له إجابة شافية.
    İyi haber, bunun yalın olması ve kötü haber ise zor olması. TED والخبر السار هو أن هذا سهل، والخبر السيء هو أن هذا صعب.
    zor bir şey, kolay değil ve bunu çok kişiselleştiriyorum. TED إنه أمر صعب. ليس سهلًا، وأنا أجعل منه شخصيًا جدًا.
    Yani bütün sezgilerinizi düşününce kendi sezginizin yanlış olduğuna inanmak oldukça zor. TED لذا، فاذا فكرت حول كل أفكارنا، فانه صعب تصديق أن فكرتك خاطئة.
    Söylediğim gibi, bunu hayal etmek çok zor bir süreç. TED كما قلت لكم ..انه امر صعب جدا ان نتخيل الاختفاء
    Bildiğimiz bir şey, üstesinden gelinmesinin zor olduğu şeyler olma eğilimindeler. TED حسنا، شيء واحد نعرفه أنهم يميلون لأن يصبح تخطيهم جدا صعب.
    Çocuklarını kaybetmek zor ama onlarla birlikte yaşamak da pek kolay değil. Open Subtitles أن تفقد ابنائك امر صعب ولكن ايضاً العيش معهم ليس بالامر الهين
    Kimin kazandığını söylemek zor. Her iki taraf da parayı istedi. Open Subtitles هو كان صعب أَن تقول من الرابح إدّعى كلا الجانبين المال
    Bay Gondo zor duruma düştü... ama herkes onu çok takdir ediyor. Open Subtitles .. السيد كوندو في وضع مالي صعب و لكن الجميع معجب به
    Bu çok zor. Birinden hoşlanırsam onu eve davet edebilmek istiyorum. Open Subtitles أمر صعب جداً ، إن اُعجبت بشخص سأود أن أدعوه للمنزل
    Yalnız adı Charlie olan Vietnamlı bulmak çok zor oluyor. Open Subtitles انه شئ صعب جدا ان تجد شخص فيتنامى اسمه شارلى
    Tatlım, bu hepimiz için zor. En azından dener misin? Open Subtitles هذا صعب جداً على كل منا أيمكنكِ تجربتها فقط ؟
    Biliyorum, buraya gelmek sizin için çok zor ama bana güven. Open Subtitles أعلم أنه صعب عليكما العودة إلى هنا ، لكن ثقي بي
    Daha önce hiç görmediğin bir yere yerleşmek o kadar zor mu? Open Subtitles هل هو صعب حقا ان تستقر في مكان لم تزره من قبل؟
    İkiniz de kesin. Çok üzülmeyin. Bu babanız icin zaten zor. Open Subtitles توقفا ولا تبالغا في الحزن، فالأمر صعب بما يكفي على أبيكم
    Ruhsal açıdan zor olduğunu biliyorum ama her şey halloldu. Open Subtitles أعرف بأن الأمر صعب ذهنيا، ولكن تم الاعتناء بكل شيء.
    İzlemesi güç olan bu değişken nedeniyle çoğu profesyonel, hızlıca para kazanmaya çalışmaktansa uzun vadeli, güvenilir yatırımı yeğler. TED وذلك المتغير صعب التتبع يعد السبب أن معظم المحترفين يسوقون لاستثمار موثوق طويل الأمد على محاوله الكسب النقدي السريع.
    Soğuk füzyonun zorlu bir çocukluk dönemi geçirdiğini hepimiz biliyoruz. Open Subtitles كلنا على علم بان الانشطار البارد كانت له ميلاد صعب
    Böyle bir yeri bulmak ne kadar zordu biliyor musun? Open Subtitles هل تعلم كم كان صعب عليّ أنّ أجد مكانٍ هكذا؟
    Afedersiniz, efendim. Majesteleri daha sık yıkanırsa, bu kadar sert ovmak zorunda kalmam. Open Subtitles أنا لا يجب أن أَفرك صعب إذا فخامتك تستحم في أغلب الأحيان أكثر
    O konuşma sana ağır gelmiş olmalı. Aranızda hala büyük duygular dolaşıyor. Open Subtitles لابد أن ذلك كان صعب جداً عليكِ مازال هناك الكثير من المشاعر
    Muhabirlik, düşündüğümden daha zormuş, ki zaten çok zor olacağını düşünüyordum. Open Subtitles إن العمل كمراسلة أصعب مما تصورته وتصورت أنه سيكون صعب جدًا
    Hayır. Epey de zorlanıyorum çünkü tek besinin soğan olduğu bir diyetteyim. Open Subtitles لا ، والأمر صعب حقاً لأنني أتبع حمية تعتمد على تناول البصل فقط
    Böyle fanatiklerle uzlaşmaya varmak zordur, sizi sanki yiyip bitirirler. Open Subtitles إنه متزمت. صعب للتفازض معه كل ما عليناهو القضاء عليهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more