| Beni can kulağıyla dinlemene sevindim. Şimdi o mücevherleri çalmanı istiyorum. | Open Subtitles | أنا مسرور بأنك فهمت قصدى بسرعة أريدك أن تسرق تلك المجوهرات |
| Kaya parçanı bulduğuna sevindim, fakat şimdi seni oradan alalım. | Open Subtitles | أنا مسرور لانك وجدت صخرتك، لكن هيا نخرجك من هنا. |
| - Vay canına. O çılgın şeyin içine girmediğimize sevindim. | Open Subtitles | انا مسرور باننا لسنا في هذا المظهر المجنون الذي ذهب |
| beni takip ettiğine memnun oldum. bana gerçekleri sylemeye zorluyor. | Open Subtitles | أنا مسرور أنك تتبعتيني فهذا يدفعني أن أقول لك الحقيقة |
| Evde olmandan mutluyum. Hoşça kal demeden gitmekten nefret ederim. | Open Subtitles | انا مسرور أنك عدت كنت أكره المغادرة دون أن أودعك |
| Seni öldürmediğim için ne kadar mutlu olduğumu biliyor musun? | Open Subtitles | هل لديك أي فكرة كم أنا مسرور لأني لم أقتلك؟ |
| Beyler, sadık hizmetkarınız olarak burda olmaktan büyük gurur duyuyor ve sizleri böyle iyi durumda görmekten mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | مرحبا ، ايها السادة اننى مسرور للغاية لوجودكم هنا و تملئنى السعادة و انا اراكم فى مثل هذا التألق |
| mutlu olmana sevindim ama sahip olduğum her şeyi kaybettim. | Open Subtitles | حسناً، إنّي مسرور أنّك سعيد، ولكنّي فقدتُ جلّ ما أملكه. |
| Dün göl evine gitmeye karar verdiğiniz için çok sevindim. | Open Subtitles | أنا مسرور جدًا لأنكن قررتن الذهاب إلى منزل البحيرة بالأمس |
| Bu ziyareti sizinle yapma fırsatı bulduğuma sevindim Bay Adal. | Open Subtitles | حسنا, انا مسرور جدا للحصول على فرصة زيارتك سيد آدال |
| - O olağanüstü bir adam. Konuşma fırsatınız olmasına sevindim. | Open Subtitles | إنه رجل غير إعتيادى أنا مسرور لأننا حظينا بالفرصة للتحدث. |
| Yolunun seni yardımının en fazla dokunacağı yere getirmesine sevindim. | Open Subtitles | مسرور أنّ دربك جلبك هنا حيث يمكنك أن تساعد أكثر |
| Bak, Birinci Yasa Değişikliği'ndeki A.C.L.U. kitapçığını okuyarak geldiğin için senin adına sevindim. | Open Subtitles | اسمعي أنا مسرور جدًا لكونك قد قرأتي كتيب حقوقك المدنية في التعديل الأول |
| Farklı koşullar altında, Birbirimizi görseydik keske ama burada olmana sevindim | Open Subtitles | كنت أتمنى أن نرى بعضنا بظروف مختلفة، ولكنني مسرور لأنك هنا |
| Küçük hoş adam. Seni gördüğüme sevindim. | Open Subtitles | أنت رجل صغير لطيف أنا مسرور جدا لرؤيتك ثانية |
| Ekselansları Demir Maymun'un bu gece eli boş gittiğini doğruladığım için memnun oldum. | Open Subtitles | فخامة الرئيس ، أنا مسرور لان القرد الحديدي سيعود إلى الديار فارغ اليدين. |
| Hayatının şu anki halinden ne kadar da memnun olduğunu söylüyordun değil mi? | Open Subtitles | كنت تقول شيئا ما، صحيح؟ وأنك مسرور تماما بالمرحلة التي وصلت إليها بالحياة |
| Bunu beklemiyordum ama zevk aldığın için en azından memnun oldum. | Open Subtitles | على الأقل أنا مسرور لنك اصبت نشوة مهما كانت غير متوقعة. |
| Kendimi kaptırmışın ve ben-- Bu şekilde olduğu için mutluyum. | Open Subtitles | اندمجت قليلاً ولكني مسرور جداً من الطريقة التي ظهر بها |
| Pantolonumu tutması için gereken altı parçayı hatırladığım için mutluyum. | Open Subtitles | أنـا مسرور جدا أنـي تذكرت الأغراض الستة المطلوبة لتمسـك سروالـي |
| Önceleri emin değildim ama seninle mutlu ben de onun için seviniyorum. | Open Subtitles | أتعلم , لمّ أكن متأكداً ، لكنها سعيدة و أنا مسرور لذلك. |
| İyi bir subaysın, Woodruff. Bu birlikte olmandan memnunum. | Open Subtitles | انت ضابط كفء , وودورف انا مسرور برؤيتك تمسك بهذه السريه |
| Hala insan olduğunu görmek güzel. Çok sevimli, değil mi? - Kim? | Open Subtitles | انا مسرور بانك تتمتع بجانب انساني هي لطيفة , اليس كذلك ؟ |
| Ve gelmediğinize seviniyorum çünkü bana dürüstçe davranıyorsunuz, dostum gibi. | Open Subtitles | وأنا مسرور لأنك لن تجيئي لأنك تُعاملينني بكل صراحة كصديقة |
| Babamın, geçen yıl böbrek nakli olduğunu bildirmekten mutluluk duyuyorum. | TED | أنا مسرور لإعلامكم أنه حصل على زراعة كلية السنة الماضية. |
| Önce bana patlamış mısır aldın sonra ısırılmadığım için sevindin. | Open Subtitles | أولا تشتري لي الفيشار , وبعد ذلك أنت ستكون مسرور جداً أنني لم أُعض |
| Bilim ve Teknoloji Danışmanıma minnettarım. | Open Subtitles | أنا مسرور لأنضمامى مستشاري العلمى والتقنى |
| Çok heyecanlıyım. Maaşımın düşmesine aldırmıyorum. | Open Subtitles | لايمكنني أن أخبرك كم أنا مسرور أنا لا أهتم بإنقطاع المرتب. |
| Seni gördüğüme nasıl sevindiğimi bilemezsin dostum. | Open Subtitles | أنت لا تعرف كم مسرور أنا لرؤيتك، زميل كبير السن. |
| Göz küresinin çok az kuruduğunu bilmek hoşuna gider herhâlde. | Open Subtitles | أنت سَتَكُونُ مسرور للمعْرِفة مقلة العين كَانتْ وحيدةَ مُجَفَّف قليلاً. |
| Sürtüşme o kadar aşikâr ki neredeyse göremediğim için sevineceğim. | Open Subtitles | الخلاف واضح جداً بينكما وأنا مسرور تقريباً لعدم استطاعتي رؤيته |