ويكيبيديا

    "إن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Eğer
        
    • olursa
        
    •   
    • diye
        
    • olur
        
    • tabii
        
    • ya
        
    • çok
        
    • beni
        
    • de
        
    • olup
        
    • Madem
        
    • varsa
        
    • bile
        
    • onu
        
    Demek istediğim, Eğer konuşabilirseniz onu, bir alaycıkuş onu ciyaklayabilir. TED أعني، إن كنت ستقولها، الطائر المحاكي يمكنه أن يصرخ بها.
    Ve Eğer Van Gogh'un gerçekten bu başyapıtı nasıl yarattığını görmek isterseniz? TED وماذا إن أردتم رؤية كيف قام فان غوخ فعلا بإنتاج هذه التحفة؟
    Eğer 100, Eğer 100'ü bir kare olarak düşünürsek, 75 böyle görünürdü. TED إن كانت 100 ان فكرنا ب 100 كمربع فان 75 سيبدو هكذا
    Eğer sadece grip virüsünü alırsanız, dünyada insanların ölümüne neden olan bir grip salgını olduğu zamanlarda pik yaptığını görürsünüz. TED إن أخذتم الإنفلونزا سترون ذرى في الأوقات التي تعرفون كانت تقتل فيه أوبئة الأنفلونزا الكبرى الناس في جميع أنحاء العالم.
    ELA: Eğer hala deniz seviyesinin yükseldiğine ve atmosferik CO2 ve yerkürenin ısısının arttığına ikna olmadıysanız buna bakabilirsiniz. TED إ. ل. أ: إن لم تكونوا بعد مقتنعين، مستويات البحر ترتفع، وكذلك ثنائي أكسيد الكربون في الجو والحرارة العالمية.
    Eğer pencere ihtiyacımıza göre ısıyı içeri alabilse ya da ısı içeri hiç gelmeden dışarda tutulabilse, çok iyi olmaz mıydı? TED ألن يكون من الرائع لو أن النافذة بإمكانها إعادة رد الحرارة إلى الغرفة إن احتجنا إليها أو إبعادها قبل أن تأتي؟
    Ama Eğer bunu başka bir veriyle karşılaştırabilirseniz, aslında FBI ajanının rolünü tekrar oynuyor ve herşeyi biraraya topluyor olursunuz. TED ولكن إن استطعت ربطها مع البيانات الأخرى، فعندها مبدئياً تعيد لعب دور عميل مكتب التحقيق الفيدرالي. وبوضع كل ذلك معاً.
    Eğer Satürnde veya Jüpiterde safari parklarına giderseniz, hayal kırıklığına uğrayacaksınız. TED إن ذهبتم إلى متنزهات السفاري أو زحل أو المشتري، سيخيب أملكم.
    Değil mi? Eğer kendinin değişimi yapacağına inanmıyorsan değişim hiç bir zaman gerçekleşmeyebilir. TED لذلك، إن كنت لا تؤمن بأن بمقدورك صنع التغيير، فإن التغيير لن يحدث.
    Eğer bu kurumun bizim için çalışmasını istiyorsak, bürokrasiyi çekici hale getirmek zorundayız. TED إن أردنا لهذه المؤسسة أن تعمل لأجلنا، علينا أن نعمل لجعل البيروقراطية جذابة.
    Sorun şu ki, sigara içemediğinizde Eğer tek başına pencereden dışarıyı seyrediyorsanız asosyal, arkadaşı olmayan bir ahmak oluyorsunuz. TED المشكلة هي عندما لا تستطيع التدخين. إن وقفت وحدقت خارج النافذة بمفردك فإنك أبله غير اجتماعي لا أصدقاء له.
    Aslında tek bir ölçüm var. Eğer film milletin çıkarlarına hizmet ediyorsa iyi bir filmdir; milletin çıkarlarına hizmet etmiyorsa kötü bir filmdir. TED يوجد مقياس واحد فقط لذلك: إن كان الفيلم يخدم أهداف الأمة، فهو فيلم جيد. وإن لم يخدم الفيلم أهداف الأمة، فهو فيلم سيء.
    Eğer mühendisseniz çok fazla verinin birkaç kişide toplanmasını engelleyecek yeni yollar bulun. TED إن كنت مهندسًا، فعليك العثور على طريقة لجعل البيانات غير مركزة بأيدي القلة.
    Eğer o insan yapmak istemezse, siz daha ne yapacaksınız? TED إن لم يرغب هذا الشخص بتنفيذها، ماذا عليك أن تفعل؟
    Aramızda bir şey olursa, bu takım elbise yüzünden olur. Open Subtitles إن حدث بيننـا شيء، سأعـتقد أنه بسبب البدلة. إذاً، اخلعهـا.
    Jim bizi bir kez uyarmıştı. Acaba yeniden yapar . Open Subtitles حذرنا جيم مرة وأتساءل إن كان بإمكانه فعل ذلك مجددا
    Craig Venter'a hep sormak istemişimdir: Bir insanın vücuduna sentetik bir kromozom yerleştirip istediğimiz zaman kendimizi yinelememiz mümkün olur mu diye. TED أردت أن أسأل كريغ فينتر إن كان من الممكن إدراج كروموسوم إصطناعي في إنسان بحيث يمكننا أن نستنسخ أنفسنا إن أردنا ذلك.
    Sesleri fark etmek ve lokasyonunu bulmak işitme sistemi sayesinde mümkün olur. TED إن القدرة على التعرّف على الأصوات وتحديد موقعها ممكنة بفضل الجهاز السمعي.
    tabii şimdi siz, böcekler oldukça basit varlıklar, memeliler böyle değil diyebilirsiniz. TED و قد يقال إن الخنافس فعلا مخلوقات بسيطة ولكنها بالتأكيد ليست ثديية
    Bu tamponları kaldırdığınızda, sen beni burnumdan tutarsın, ben de seni kulağından. TED عندما تزيلها، يصبح الأمر إن مسكتني من الأنف، سوف أمسكك من الأذن.
    Barış ve istikrarın sağlanmasında sahip olduğumuz en önemli aletlerden biri de silahtır. TED إن السلاح هو أهم اداة تُستخدم لأجل السلام والاستقرار نملكها في هذا العالم
    RD: Demek istediğim, kısmen bunun mümkün olup olmadığını merak ettik. TED أعني، بشكل جزئي، كنا نتسائل إن كان من الممكن إنجاز الأمر
    Madem sonunda ölecekti, benim güçlü ve mesafeli kalmam gerekti. Open Subtitles إن كانت ستموت، يجب علي أن أكون قوياً ومبتعداً عنها
    Soru 1: Eğer başka uzay boyutları varsa, hani nerede? TED السؤال الأول: إن كان بالفعل ثمة أبعاد أكثر، فأين هي؟
    Bence bu şu hali ile bile tıbbın pekçok alanında inanılmaz faydalı. TED لذلك إن هذا بالفعل، أظنه نافع بشكل كبير في جميع أنواع الطب.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد