bir çek yazıyorsunuz ve anında yüzde 30 değer kaybediyor. | TED | بمجرد ما تكتب الشيك فورا تزيد القيمة 30 فى المائة. |
Onu dışarıda bir yere koymak istiyoruz ve enerjisini güneşten almasını istiyoruz. | TED | ونريد أن نطلقها فى البيئة المحيطة، ونريدها أن تستمد الطاقة من الشمس. |
Eğer seni mutlu eden bir şey yaparsam, seninle neşeni paylaşabilirim. | TED | وإذا قمت بأمر يجعلك سعيداً، سوف نتشارك بالتأكيد سوياً فى المتعة. |
Milyonlarca yıl boyunca, Afrika'nın yaylalarında, Kadınlar sebze toplamak için işe gidip geldi. | TED | فمنذ ملايين السنين و فى مروج أفريقيا أُوعز للنساء العمل فى جمع خضرواتهم |
Bunlar neydi? Sarı hardal. Sarı hardalın içinde ne var? | TED | كيف كانا؟ مسطردة صفراء. ما الذى كان فى المسطردة الصفراء؟ |
Demek istediğim, öyle bir çırak Simpsons'daki yemekleri karşılayamaz, değil mi? | Open Subtitles | اعنى ان مساعد البقال لن يتحمّل تكاليف دعوة فى محل سيمبسون |
ve daha da iyisi, çok büyük bir alan içerisinde, üç haftalığına herkesin bu ilacı alması durumunda neler olabileceğini hayal edin. | TED | و أفضل من ذلك، تخيلوا ماذا سيحدث إذا فى مساحة واسعة، كل شخص سيتناول هذه العقاقير، هذا العقار، لمدة ثلاثة أسابيع فقط. |
bu rakam Birleşik Krallığın GSYH'nin hemen altında bir rakam. | TED | هذا أقل بقليل من الدخل القومى السنوى فى بريطانيا العظمى. |
bu işbirliğinin bir diğer yönü de afetlere yardım konusu. | TED | جانب آخر من هذه الشراكة هو الإغاثة فى حالات الطوارئ |
bu şiirde de, adam bir bambu yer yatağına takılmış. | TED | و فى هذة الحالة يكون الرجل قد تعلق بالمرتبة الخيزران. |
Sizi sürekli bir nebze rahatsız eder, aç kalmak gibi. | TED | إنه يظل يزعجك بعض الشئ وكأنك فى حالة من الجوع |
CA:Ve aynı zamanda Afrika'da bir kaç proje üzerinde çalışıyorsun değil mi? | TED | ك أ: و هل تعمل أيضا فى قارة أفريقيا على عدة مشروعات؟ |
Yaklaşık on yaşındaydım ve babamla beraber New York eyaletinin kuzey kısmında vahşi bir alan olan Adirondack dağlarında bir kamp gezisindeydik. | TED | كنت فى العاشرة من العمر فى رحلة تخييم مع أبي فى جبال الاديرونداك وهي منطقة برية فى الجزء الشمالي من ولاية نيويورك. |
bu odada olan bizler için söz konusu olan sadece en zayıf, en fakir kişi değil, bütün toplumdur; yani dünyanın kendisidir. | TED | هؤلاء الموجودين معنا فى هذه الغرفة , انه ليس الافقر او الاكثر ضعفا شخصيا انه المجتمع , الثقافة و انه العالم بنفسه |
bir anne geri ödemesini oğlunun İspanya'da okuması için kullandı. | TED | إحدى الأُمهات استخدمت المبالغ المردودة لكي يدرس ابنها فى إسبانيا. |
İçinde bir boşluk hissiyle, kasvetli ve yalnız yaşamına dönecekti. | Open Subtitles | وستتركه وحده فى فراغ كبير ليعود إلى الكآبة والوحدة الدائمة |
" La Gabirella'daki üç unutulmaz gecenin anısına. " La Gabriella onun yatı oluyor. | Open Subtitles | فى ذكرى ثلاث ليالى لا تنسى على ظهر جبريلا ، الياخت خاصتها |
Peki bu, maddenin en gelişmiş formu olarak bulunduğumuz evrende neyi ifade eder? | TED | وماذا قد يعنى هذا فى هذا الكون حيث نحن أرقى أشكال المادة ؟ |
Pyramid Creek'te yolun kenarında yer alan ufak bir kulübede buluşmayı kararlaştırmıştık. | Open Subtitles | رتبنا ان نتقابل فى كابينه صغيره قباله الطريق السريع على جدول الهرم |
Sen Bağdat'ta kal. Hediye taşıyan hamal kılığına girmiş askerler göndereceğim. | Open Subtitles | إبقى انت فى بغداد سأرسل جنودا فى زى حمالين يحملون الهدايا |
Düşünüyorum da, yapılacak en iyi şey, İngiltere'deki akrabalarınızın yanına dönmek ve... | Open Subtitles | اعتقد ان افضل شئ يمكن عمله هو الأتصال ببعض اقاربك فى انجلترا. |
Her iki şekilde de, sivrisinekler bizi karanlıkta koklayarak buluyorlar. | TED | وفي كلتا الحالتين، يجدنا البعوض فى الظلام عن طريق تشممنا. |
Gerçekten şu anda tarihin çok önemli bir noktasında durduğumuza inanıyorum. | TED | أنا فعلاً أؤمن أننا نقف على شَفَا مرحلة هامة فى التاريخ |