"كان" - ترجمة من عربي إلى تركي

• bir
• o
• çok
• olduğunu
• oldu
• da
• Bu
• mıydı
• de
• olduğu
• onun
• benim
• olsaydı
• onu
• için

Öğle yemeği zamanıydı ve yemek yiyecek bir yer arıyorduk.
قد كان وقت العشاء, وبدأنا البحث عن مكان لنأكل فيه.

o olaylar, hâlâ bitirilmesi gereken bir domino etkisi yarattı.
لقد كان لهذه الأفعال أثر متعدي لم ينته مفعوله بعد.

Uzak atalarınız o şekli sevmişlerdi ve onu yapabilmek için gerekli olan beceride güzelliği görmüşlerdi; Bu sevgilerini kelimelere dökemeden önce bile.
أحب اجدادكم القدماء هذا الشكل و وجدوا الجمال في الحرفة التي تتطلب صنعه حتى قبل ذلك كان بمكنهم التعبير عن حبهم بالكلمات

Peki, kafamda çok fazla gürültü ve karmaşa vardı, ta ki ben bunun dört ana faktörden dolayı olduğunu anlayana kadar.
حسناً قد كان هناك الكثير من الضجيج والتعقيد في رأسي، حتى أدركت انه في الواقع ماكان يحدث بسبب اربعة اشياء اساسية

ve bunun tartışılmaz bir doğruluk, hep doğru olduğunu sanırdım.
و المفترض أن ذلك كان سطح حقيقي , دائما حقيقي

Ya da öğretmenlerimizin bize aktardığı o soğuk istatistiklere ne oldu?
ما كان قد يحدث هو أن يرمي معلِّمنا تلك الإحصائيات البالية.

Daha önceki görev yerleri South Carolina'da Charleston ve Colorado'da Denver ilçeleri idi.
و سابقا كان مراقبا في تشارلستون، جنوب كارولاينا و بعدها في دنفر، كولاردو.

bir bilgisayardan daha iyi. Yeni bir monitörden daha iyi.Yeni bir yazılımdan daha iyi, ya da insanlar ne kullanıyorsa ondan daha iyi.
انها افضل من جهاز الكمبيوتر. انها افضل من جهاز جديد , انها افضل من البرامج الجديدة أو أيا كان الناس عادة ما تستخدم.

Şimdi ben bunu eğer yapmamış olsaydım, burası bir cehennem yuvası olurdu.
الآن إذا لم افعل ذلك ، كان يمكن أن يكون مكانًا بائسًا.

Finansal çöküşten öğrenilmesi gereken bir şey varsa o da budur.
اذا كان هنالك درس يمكن تعلمه من الانهيار الاقتصادي هو هذا

bir şekilde Bu adamlardan her biriyle arkadaş evliliği yapmıştım.
في الحقيقة كان الامر كذلك .. فالامر هنا يشابه الزواج

Sonuçta o bir hayal, yapabileceği daha iyi şeyler var.
لقد كان حلماً، بحق المسيح، كان عنده أشياء أفضل ليفعلها.

Britlin o kadar masum ve tatlıydı, sesi o kadar saftı ki.
بريتلين كانت بريئة جدا و جميلة جدا و صوتها كان نقي جدا

Tabii ki yavru babun çok masumdu,... ...geri dönmedi ve koşmadı.
وطبعاً .. ان القرد الصغير كان بريئاً جداً ولم يهرب حينها

Martha Payne'nin aklından geçenleri herkesle paylaşmasını sağlayan şey teknolojiydi, ama onlara sahip çıkan şey politik irade oldu.
الشيء الذي جعل آراء مارثا باين تخرج الى الجمهور كان قطعة من التكنولوجيا، لكن الذي حفظها كان الاراده السياسيه

Sivil can kaybı oranları da eskiye göre daha iyice.
وفيما يتعلق بالضحايا من المدنيين فالامر افضل مما كان عليه

Tüm olanlardan sonra beni tutuklaman gerekseydi, komik olmaz mıydı?
لا يكون مضحكا مع ذلك إذا أنت كان عندك لإعتقالي؟

Bunun benim hizmetime girmesi de böyle olmuştu. ve Bu erkeklerinkinden farklıydı.
لذلك كان هذا كيف جاء في خدمتي ، وكنت مختلفة عن الرجال.

Ve 1957 -- Birleşik Devletler Şili'nin bugün sahip olduğu aynı ekonomiye sahipti.
و عام 1957 كان لدى الولايات المتحدة نفس الإقتصاد الموجود لدى تشيلي االيوم.

Herkes onun sandalyesine doğru koştu, çığlıklar atılıyordu, bağrışmalar vardı, dosyalar dalgalanıyordu.
أسرع الكل نحو كراسيهم، كان هنالك ضجيج، كان هنالك صراخ، تلويح بالملفات.

Eğer risk almaktan korkmayan, düşünmekten korkmayan ve bir kahramanı olan çocuklarımız olsaydı, dünyamız ne kadar güçlü olurdu?
تخيل كيف سيكون العالم قوياً لو كان لدينا طلاباً لا يخافون أن يجازفوا لا يخافون أن يفكروا ولديهم بطل؟