Ama turizm piyasasının, insanlara gerçekten yarar sağlanabilecek şekilde idare edilmesi oldukça önemli. | TED | لكن إدارة سوق السياحة بالطريقة التي يمكن أن تفيد الشعب حقا مهم للغاية. |
Buradaki kaç kişi dinin kendisi için önemli olduğunu söyler? | TED | كم من الاشخاص هنا يمكن ان يقولوا الدين مهم لهم؟ |
Oldukça önemli, çünkü bir veya iki milimetre küpten daha büyük her bir tümör normal bedene kıyasla beş kat daha fazla kana sahip. | TED | هذا أمرٌ مهم جدًا لأن كل ورم بحجم أكبر من حجم مليمتر مكعب أو اثنين لديه كمية دم أكبر بخمس مرات من اللحم الطبيعي. |
Anladığım kadarıyla bayağı büyük bir iş adamısın. Bu doğru mu, Jim? | Open Subtitles | أنا أتفهم بأن رجل أعمال مهم جدا هل هذا صحيح، يا جيم؟ |
Şimdi bunların önemi yok efendim. Lütfen, gücünüzü askeri mahkemeye saklayın. | Open Subtitles | هذا غير مهم الآن، سيدي رجاءاً حافظ على قوتك لمحاكمتك العسكرية |
Yaşamlarında ne kadar büyük bir önemleri olduğunu Fark etmiyorlar. | Open Subtitles | هم لا يدركون ذلك كمهندس صيانة، أنت تلعب جزء مهم |
Bence dünyanın bu bölümündeki kadınlar insanların yerel ve bölgesel olarak birbirine bağlanması için kültürü önemli bir etken olarak görüyorlar. | TED | وأعتقد أن المرأة في هذا الجزء من العالم أدركت أن الثقافة هي عنصر مهم لربط الناس على حد سواء محليا وإقليميا. |
Kimsenin bizi dinlemediği hissinin teknolojiyle aramızdaki ilişkide çok önemli bir rolü var. | TED | ذلك الإحساس أن لا أحد يستمع لي مهم جدا في علاقاتنا مع التكنولوجيا. |
Yani, bal arılarının tarımda olduğu kadar ekonomide de önemli bir rolü var. | TED | إذن فإن نحل العسل مهم جدا لدوره في الاقتصاد تماماً كما في الزراعة. |
İşte bu 32 yıl bize uykunun bir derecede önemli olduğunu söylüyor. | TED | ما تعنيه هذه السنوات ال32 هي أن النوم على أحد الأصعدة مهم. |
Eskiden Cumae Büyücüsü, Delphi'den sonraki en büyük ikinci kehanetti. | Open Subtitles | الايام القديمة السيبيلا كان الاوركال ثاني شي مهم بعد ديلفي |
Lordum, sizinle ilk tanıştığımızda, ...bana büyük bir devlet adamı olmak istediğinizi söylemiştiniz. | Open Subtitles | سيدي عندما التقينا اول مرة قلت انك تتمنى ان تصبح رجل دولة مهم |
Şu muazzam şeyden bir iki yudumun ardından hiç birinin önemi kalmaz. | Open Subtitles | حسنا,بعد كم رشفه هنا من هذا الشراب ولاشيء من هذا سيكون مهم |
Hayır dedim çünkü büyük resimden bakarsak hiçbirinin önemi yok. | Open Subtitles | قلت لا، لان المخطط الكبير لا شيء من ذلك مهم |
Kazanmak ya da kaybetmek önemli değil. önemli olan Fark yememek. | Open Subtitles | ليس مهم أن تفوز أو تخسر المهم أن تتغلب على النتائج |
Bence bu mühim ve bunun için size hemen beş sebep vereceğim. | TED | انا اعتقد انه مهم ، و سأطرح خمسة اسباب ، على عجلة |
Sayın Başkan, zamanınızın değerli olduğunun farkındayım bu yüzden, kısa keseceğim. | Open Subtitles | يا صاحب الشركة أعلم أن وقتك مهم ولذلك سأدخل مباشرةً للموضوع |
- Hayır. Ama ilginç bir şeyler bulmak lazım, değil mi? | Open Subtitles | لا لكن كان لا بد أن يغمى علي بشيئ مهم, صحيح؟ |
Bu benim için önemsiz, Konuşacak kelimesi kalmamış birisi için. | Open Subtitles | انة لغير مهم بالنسبة الى من يكون صاحب الكلمة الاخيرة |
Sen bu program için önemlisin, ama muharebe gençlere göre bir oyun. | Open Subtitles | أنت مهم جداً لهذه المعركة والقتال هو لعبة الشبان |
Yahudi olan birini arıyordum, çünkü ben Yahudiyim ve bu benim için önemliydi. | TED | كنت أبحث عن رجل يهودي، فأنا كذلك، و هذا أمر مهم بالنسبة لي. |
Bunun ciddi bir şey olduğunu biliyorum ama okul da öyle. | Open Subtitles | أعرف ان هذا الامر مهم لكن , أه , المدرسه أيضا |
Bu çerçeve günümüzde önemlidir, bu karmaşada, belirsiz bir yerde, sanatçıların ve tasarımcıların bize öğretecek çok şeyleri olduğuna inanıyorum. | TED | و هذا الإطار مهم جدا اليوم ، في هذا التعقيد، مساحة غامضة، والفنانين والمصممين لديهم الكثير ليعلمونا، على ما أعتقد. |
İçime doğuyor ki, ileride önem kazanacak bir belge olacak. | Open Subtitles | لدي شيء صعب من الممكن ان يكون شيء ما مهم |