ويكيبيديا

    "يكن لدي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yoktu
        
    • olmadı
        
    • vardı
        
    • bulamadım
        
    • kalmadı
        
    • olmamıştı
        
    • kalmamıştı
        
    • olmadığını
        
    Beş yıldızlı bir otelde satış şubesinin ne yaptığına dair hiçbir fikrim yoktu. TED لم يكن لدي أدنى فكرة عما يفعله قسم المبيعات في فندق خمسة نجوم
    Ama açıkca bu hakkında yapabilecek çok bir şeyim yoktu. TED و لكن من الواضح أنه لم يكن لدي الكثير لأفعله.
    Bir devlet memuru olmaya karşı bir ilgim yoktu, ceza hukukuna karşı bir ilgim yoktu ve kesinlikle de bir savcı olabileceğimi düşünmüyordum. TED لم يكن لدي اهتمام في أن أكون موظفا حكوميا، أو اي اهتمام في القانون الجنائي، ولم أفكر قطعا في أن أكون مدعي عام.
    Evet, çok sık olmuyor. Çok şükür ki acil bir işim yoktu. Open Subtitles نعم انه لا يحدث غالبا لحسن الحظ لم يكن لدي شيء عاجل
    Hayır, zehirli olduklarına dair bir fikrim yoktu, hiç olmadı. Open Subtitles لا, لم يكن لدي فكرة ان أي شيء مسمم, اطلاقا
    Yeni elbise dikmeye vakit yoktu. Kendi elbisemi kendim dikiyorum. Open Subtitles لم يكن لدي الوقت لأصنع رداء جديدا أنا أصنع الملابس.
    Kesinlikle bana bir teklifte bulunduğunu düşündüğüne dair hiçbir fikrim yoktu. Open Subtitles بالتأكيد لم يكن لدي أدنى فكرة أنه أعتقد أنه يتقدم إليّ
    7. Takım ile kurduğum bağdan başka hiçbir şeyim yoktu. Open Subtitles ،لم يكن لدي شيء لكنني بنيت روابط مع الفريق السابع
    Saat geç oldu kusura bakmayın ama bir buluşma ayarlayacak vaktim yoktu. Open Subtitles أنا آسفة على طريقة حضوري، لكن لم يكن لدي وقت لإعلامك بقومي.
    Seninle baş başa kalabilmek için başka bir çarem yoktu. Open Subtitles لمْ يكن لدي خيار، لقد أردت أن أكون بمفردي معكِ.
    Şu Allah'ın işine bak ki bu gece başka planım yoktu. Open Subtitles لحسن الحظ لم يكن . لدي أيٌ من الخطط هذه الليلة
    Bir eşim yoktu ve senin de benimle gitmeyi çok istediğini biliyordum. Open Subtitles حسنا، لم يكن لدي رفيق و كنت أعرف مدى رغبتك في مرافقتي
    Eline bir silah veririm ve iddia ediyorum başka şansım yoktu. Open Subtitles سأضع مسدساً في يدك، وسأدعي أنه لم يكن لدي خيار آخر.
    Ve mantıklıydı, ama üstünde düşünecek çok da vaktimiz yoktu. Open Subtitles وكانت منطقية ولكن لم يكن لدي الوقت للتفكير خلال ذلك
    O zamanlar yenilikleri takip edecek param ve zamanım yoktu. Open Subtitles لم يكن لدي الوقت الكافي او المال لمواصلة آخر الصيحات
    Kendim için pek fazla ümidim yoktu. Başkalarının da pek fazla umudu yoktu. Open Subtitles لم يكن لدي أمل كبير في نفسي والناس أيضاً لم يتوقعوا مني شيئاً.
    Çünkü her sabah haberleri dinliyordum ve hiç vaktim yoktu. Open Subtitles لأنني سمعت الخبر الصباح وأنا لم يكن لدي أي وقت.
    Aslına bakarsan liseden bu yana beyaz bir sevgilim bile olmadı. Open Subtitles اني حرفياً لم يكن لدي عشيق ابيض منذ ان كنتث بالمدرسة.
    Hayatın her yerinde pislik vardı. Kaybedecek bir şeyim yoktu. Open Subtitles لقد أدارت لي الحياة ظهرها ولم يكن لدي ما أخسره
    Çok yoğundum, o nedenle vakit bulamadım. Open Subtitles لقد كنت مجهده لم يكن لدي وقت كافي لإرسالها
    Yıllardır; daha doğrusu şanlı devrimimizden beri geleceğimize inancım kalmadı. Open Subtitles لم يكن لدي إيمان بمستقبلنا لقد قمت بتزوير إعلانات حكوميه
    Hiç yeterince kılım olmamıştı. Anlıyor musun? Open Subtitles لم يكن لدي شعراً كافياً أبداً أتعرفين ما أقصد ؟
    İdamdan sonra kimsem kalmamıştı. Open Subtitles بعد الجريمة لم يكن لدي شيء لقد أنقذني ذلك الشرطي.
    Aslında, seni çağırmamın sebebi Meredith'e onun evi olduğuna dair en ufak bir fikrim olmadığını söyleyebilir misin diye sormaktı Open Subtitles في الحقيقة، إستدعيتك لأني أردت معرفة إذ يمكنك أن تخبر ميرديث بأنّه لم يكن لدي فكرة أن بيتها كان بيتك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد