"أسوأ" - Translation from Arabic to Turkish

    • beter
        
    • kötüsünü
        
    • en kötü
        
    • berbat
        
    • kötülerini
        
    • kötüydü
        
    • daha kötü
        
    • kötüdür
        
    • en büyük
        
    • beteri
        
    • daha da kötü
        
    • en kötüsü
        
    • çok kötü
        
    • daha kötüsü
        
    • kötüye
        
    Onlar sahtekarlardan beter. Sahtekarlar için her zaman yapılacak bir şey vardır. Open Subtitles إنهم أسوأ من المحتالين ، يمكنك دائماً أن تفعل شيئاً مع المحتال
    Sana ders verecek olursam, babandan iki kat beter olurum. Open Subtitles إن قررت أن أعلمك سأكون معك أسوأ من والدين اثنين
    Ama annem daha da kötüsünü yaptı. Sen yaptın sen düzelteceksin. Open Subtitles ستنفجر في وجهه, لكن عندها امي فعلت شيئاً أسوأ من ذلك
    Bu en kötü günümde bile birazcık iyi hissetmek için, biraz üretken hissedebilmek için yapabileceğim herhangi birşey olabilirdi. TED والتي كانت أي شيء يمكنه حتى في أسوأ أيامي أن يجعلني أشعر أفضل ولو قليلاً أكثر انتاجية بشكل بسيط
    Hem de son zamanların en berbat fırtınalarından biri sırasında. Open Subtitles خلال واحدة من أسوأ العواصف الرعدية في الذاكرة الحديثة ؟
    Bana bir kere baktın ve yine de daha kötülerini gördüm diyebildin. Open Subtitles لقد ألقيتِ نظرة عليّ، وقلتِ أنّكِ سبق و رأيتي ما هو أسوأ.
    Ama senin bana yaptığın şey benim sana yaptığımdan çok daha kötüydü. Open Subtitles ولكن ماذا فعلتم بالنسبة لي هو أسوأ وسيلة من ما فعلته لك.
    Ve kabalığı yaşamış olanların aslında çok daha kötü iş gördüğünü gördük. TED وما وجدناه هو أن الذين عانوا من الفظاظة يعملون فعلًا بشكل أسوأ.
    Koltuk altına sıcak haşlanmış yumurta koymak da bacağının tekmelenmesinden kötüdür. Open Subtitles ووضع بيضة مغلية ساخنة تحت أبطك أسوأ من ان تٌركل ساقك
    Amerika'nın en büyük yıkımına karşın insanlar tekrar inşa ediyor. TED ولمواجهة أسوأ دمار حل بأمريكا يعيد الناس البناء و التعمير
    İç-dış merkez olayında çok daha beter bir durumda olabilirdik. Open Subtitles نعم، ولكن الأمور ستكون أسوأ لو كنا في مركز الانفجار
    Bu adamın karısı,dünyadaki tüm ızdıraplardan daha beter bir hastalık çekiyor. Open Subtitles زوجة هذا الرجل تعاني من مرض أسوأ من آلام العالم بأكملها
    Bir bakireyi ölümden beter bir yazgıdan kurtaran bir su perisiyle ilgili. Open Subtitles انها قصة شبح المياه الذى حفظ عذراء من مصير أسوأ من الموت
    Daha kötüsünü de yapabilirdiniz. İyi bir tezek işi var. Open Subtitles طلب يدك من هو أسوأ حالاً فتجارة الحطب لديه مزدهرة
    Dassey'in sorgusu aslında pek benzersiz bir şey de değil dürüst olmak gerekirse daha kötüsünü de görmüştüm. TED في الواقع، ليس استجواب داسي فريدًا، ولأكون صريحة معكم، لقد رأيت ما هو أسوأ.
    Haldeman'ın kaçıp gitmesinden daha kötüsünü yaptınız. Open Subtitles لقد فعلت ما هو أسوأ من عدم الإيقاع بهالدمان
    en kötü senaryoda, her yıl 10 trilyon kilovat saatten fazla elektrik ihtiyacımız olabilir, üstelik bu 2100 yılında sadece soğutma için gerekli. TED في أسوأ الظروف، قد نحتاج لأكثر من 10 تريليونات كيلو وات ساعة من الكهرباء كل عام، فقط من أجل التبريد، بحلول عام 2100.
    Eğer bunu görüyorsanız ve bir bakteri iseniz bu sizin en kötü kabusunuzdur. TED إذا رأيت ذلك ، و كنت بكتريا، فإن هذا أسوأ كابوس مرّ عليك.
    Bugün verdiğin diğer kararlardan bile daha berbat bir karar. Open Subtitles تلك أسوأ فكرة ضمن الأفكار السيّئة الأخرى التي راودتكَ اليوم
    Bok gibi bir halde hatta berbat görünüyor diyeceğini sanıyordum. Open Subtitles اعتقدت انك ستقول انها حمقاء او حتى أسوأ من ذلك
    Oldukça güvenilir bir hisse senedi. Çok daha kötülerini... Open Subtitles إنه صلب قليلاً , يمكن .. أن يكون الوضع أسوأ
    Bu beyaz kot, tüm zamanların en kötü tenis kıyafetlerinden bile daha kötüydü. Open Subtitles ذلك القطن الابيض الرديء يجب اعتباره كـ أسوأ لباس للاعب تينس على الاطلاق.
    Nijerya gibi ülkeler, ellerinde petrol olunca daha kötü yönetiliyorlar. TED بلدان مثل نيجيريا، التي هي أسوأ عن كون لديهم نفط.
    Eğer bizim bu problemleri fark edip çözmemizi engelliyorsa, o zaman bu gerçekten de çok kötüdür. TED وإن منعتنا من ملاحظة وحل تلك المشاكل، فإن ذلك أسوأ.
    Yaptığımız en büyük hata Nickson'ın altın standardından çıkmasına izin vermekti. Open Subtitles أسوأ غلطة إرتكبنـاهـا في حياتنـا كانت صرف النظر عن أعمال الذهب
    Artık kaçak sayılırım.. ya da daha beteri. Open Subtitles كان بإمكاني أن أكون فارّاً من الجيش أو أسوأ من ذلك.
    Bu çok uygunsuz. Hayır, ondan daha da kötü. Bu yanlış. Open Subtitles هذا غير ملائم جداً لا، هذا أسوأ من ذلك, إنه خاطئ
    Onlar için çevresel kirlenme, yıkımlar sıralamasında en kötüsü olmayabilir. TED التلوث البيئي بالنسبة لهم قد لا يكون أسوأ انواع الخراب.
    çok kötü şeyler geldi başına, ama bak hala buradasın. Open Subtitles اسمعي ، أسوأ مايمكن أن يحصل لك قد حصل فعلاً
    Ya da sokakları temizlersin. Pek iyi değil ama daha kötüsü de olabilirdi. Open Subtitles .أو تستطيعين كنس الشوارع إنه شيء سيء لكنه من الممكن أن يصبح أسوأ
    Daha kötüye gidebilir diye Bayan Robbins'i savunmak için aldım. Open Subtitles اشتريته لك لتحمي السيدة روبنز فربما السيء سيتحول إلى أسوأ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more