"لكنّي" - Traduction Arabe en Turc

• ama
• Fakat
• Ancak
• de
• Lakin
• Yine
• da
• sadece
• ve
• çok
• Gerçi

ama ben FGM geçirdikten sonra bile, okulda kalabilmek için babamla mücadele ettim.
لكنّي تفاوضت مع والدي كي أبقى في المدرسة، حتى بعد أن خضعت للختان.

- Seni görmek güzeldi John. - Evet. - ama gitmeliyim.
كان من الجيد رؤيتك ثانيةً, جون لكنّي يجب أنْ أذْهب الآن

ama gerçekten eve gitmeden bir bardak daha içmem gerektiğini düşünüyorum.
لكنّي أعتقد بأنّني يجب أن اخذ كأس آخر ليأخذني الى للبيت.

Şey, evet ama şu şartlar altında, seninle burada kalabilirim diye düşünmüştüm.
حسنا.. نعم.. لكنّي إعتقدت ربما اللّيلة في ظل الظروف الحالية أنا قد

- Evet. Fakat birilerini öldürmeden önce biraz yardım almanı isterim.
لكنّي أريدك أن تحصل على بعضه ساعد أمامك يقتل شخص ما.

ama ben onu çalmak değil, onun bana verilmesini istiyorum.
لكنّي أريد أن أعطي سمران. أنا لا أريد ان سرقتها

Ben de kapıyı kırdım. ama övünmüyorum. Hadi işe koyulalım.
أنا كسرت البوابة ، لكنّي لم أثرثر بإنجازي لننطلق الآن

Başkalarıyla birlikte seyahat ettiği söylendi ama sanırım tek başına.
سفر بالحزب الآخر، يقول، لكنّي أصبحت الإنطباع، هو كان لوحده.

Bilemiyorum ama ben daha çok o listeyi düşünüyorum Scully.
أنا لا أعرف، لكنّي أعتقد الكثير عن تلك القائمة، سكولي.

"Bu yüzden sana çok kızmıştım ama şimdi pişmanım çünkü senin tabiatın böyle."
غضبتُ منك كثيراً وقتها لكنّي نادمة على ذلك الآن لأن هذا طبيعتك وروحك

Peki, Sizi bilmem ama, benim bir içkiye ihtiyacım var.
حسنا، أنا لا أعرف ما تفعلون , لكنّي أحتاج لشراب.

Belki eski kafalı bir polisim ama inançla iş yapmam.
الآن، لربّما أنا مجرّد شرطي قديم لكنّي لا آخذ القفزات.

çok yakın değillerdi ama Jared onunla konuşmadan 15 dakika önce onunla konuştum.
لا يغلق خصوصا، لكنّي أتكلّم معها ليس 15 دقيقة في وقت سابق عنه.

İçgüdülerim bunları sizin yaptığınızı söylüyor, ama kanıtım yok. Henüz.
الآن غرائزي تخبرني أنك الفاعل لكنّي لا أستطيع إثبات ذالك

Cesedi kesmek için en uygun yer küvet ama bir şey görmüyorum.
الحوض هو المكان البديهي لتقطيع جثة لكنّي لا أرى أي شيء هنا

Yanlardan çok aldın ama onun hoşuna gidecek bir şeyim var.
كثيرا من الجوانب، لكنّي يمكن أن تأتى بالشيء التى هي تحبّة.

Banning Şirketi için iyi iş çıkardığımı biliyordum ama Bay Banning'in bu kısa sürede, beni fark edeceği aklıma gelmedi.
عرفت بأنّني كنت افعل عمل جيد لشركة بانينج الدولية لكنّي لم أعرف السّيد بانينج سيأخذ ملاحظات كثيرة عني بهذا السرعة.

ama ben bir sürü hikaye biliyorum, çocuklara da anlatabilirim. Benimle gel.
لكنّي أعرف الكثير من القصص قصص يمكنني أن أخبرها للأولاد تعال معي

Benim için biraz daha zor olacak ama idare ederim.
سيكون ذلك أصعب إلى حدّ ما بالنسبة لي لكنّي سأتدبر

Söylediklerini duymak pek hoş değildi ama dayandım ve dinledim.
سمعت ما قالته ولم تكن نزهة لكنّي لصقتها وإستمعت لها

Daha önce hiç ateş etmedim, Fakat bu mesafeden kaçırmayacağıma iddiaya girerim.
لم استخدم بندقية قبل ذلك لكنّي سأراهن انك ميت من هذا المدى

Kanımın son damlasına kadar onları koruyacağım Ancak bu duvarları terk etmeyeceğim.
سأدافع عنهم لآخر قطرة في دمائي، لكنّي لن أخرج من هذه الجدران.

Zaten tüm erkekleri çekici buluyorum, birini bulamamamın sebebi de bu zaten?
لكنّي أرى أن كلّ الرجال وسيمين. ولهذا لا يمكنني أن أختار أحدهم.

Lakin benimkini alamazsın. Diğer ikisi için de aynısı geçerli.
لكنّي لن أعطيك بطاقتي، ولن أعطيك أيّ من البطاقتين الأخرتين.

çok hoş, Yine de sadece biriniz için yerim var.
ذلك لطيف .. لكنّي ما زال لدي مكان واحد لأحدكم.

Sayfayı yaktım, aklımdan çıkarmaya çalıştım. Gerçi pek işe yaramadı.
لقد حرقتها وحاولتُ أن أنساها، لكنّي لم أُفلح في ذلك.