Size hepsini okumayacağım cünkü buraya ögretmenlik yapmak icin değil, | TED | و لكنني لن أقوم بقراءتها عليكم، لأني لست بموضع المعلم |
Siz sadece müdür değil bizi ayakta tutan kişisiniz elbette ki gitmelisiniz. | Open Subtitles | أنت لست فقط المديرة، بل أيضا المراسلة المحبوبة لذا يجب عليك الحضور. |
Fakat artık şaşırmak için tanıdık, bildiğimiz dünyadan ayrılmanıza gerek yok. | TED | ولكنك لست في حاجة إلى ترك المألوف والسفر حول العالم للتتفاجأ |
Ama uykum yok. Çalışmak zorundayım. - Simmie ölmüş gibi görünüyor. | Open Subtitles | ولكنى لست نعسانا, ولدىّ عمل لأقوم به يبدو الأرهاق على سيمون |
Ben bir robot değilim; Her zaman her şeyi aynı yoldan yapmam. | TED | انا لست إنسان آلي, لا أفعل الأشياء بنفس الطريقة في كل مرة. |
Söylememiştin ya bayım yine de gördüğümde sıradan bir polis olmadığını anlamıştım. | Open Subtitles | انت لم تقل هذا يا سيدى ولكنى علمت انك لست شرطى نظامى |
Biliyor musun Susan, yanlızca hoş değil aynı zamanda güzelsin. | Open Subtitles | أتعرفين يا سوزان , أنتِ لست فقط جميلة أنتِ فاتنة |
Hayatım boyunca hızlı olmaya değil, mükemmel olmaya çalıştım Martha. | Open Subtitles | لست أهدف للسرعة ، مارثا أهدف لتحقيق الكمال في الحياة |
Bunun cevabını bende bilmiyorum. Ben bir askerim, filozof değil. | Open Subtitles | أنا لا أعرف جواب ذلك السؤال أنا جندي، لست فيلسوف |
Canımı sıkan, oğlumun şu deli kızın peşinden koşması değil. | Open Subtitles | أنا لست قلقة من أنّ ابني يلاحق تلك الفتاة المجنونة. |
- İsimler değişse bile adam, aynı adam. - Hayır, aynı değil. | Open Subtitles | الرجل هو نفسة , حتى ولو تغير الأسم كلا , لست كذلك |
Eh, şimdi kabile reisi değilsiniz. Araziniz yok, paranız yok. | Open Subtitles | حسنا أنت لست رئيس الآن لا تملك النقود ولا الأموال |
Ben yeterince büyüdüm ve sizden emir almaya ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لقد أصبحت بالغاً و لست ملزما أن أتلقى الأوامر منكِ |
- Onlara ihtiyacım yok. - Neden onlara ihtiyacın olmadığını düşünüyorsun? | Open Subtitles | لست بحاجة لهم ما الذى يجعلك تعتقدى انك لا تحتاجين لهم؟ |
Alt güverte konuşunda fazla bilgim yok, ama oradan bir ulaşım olmalı. | Open Subtitles | لست ملما بالرصيف الأسفل لكن ربما هناك طريقة لبلوغها من هذه المنطقة |
Belki Ben bu durumda tekimdir, ama yalnız değilim, kesinlikle yalnız değilim. | TED | ربما أكون فريدًة في ذلك، ولكني لست وحيدًة، لست وحيدًة على الإطلاق. |
Fakat dürüst olalım; tanıştığınız en zeki insan Ben değilim. | TED | ولكن لنكن صريحين: أنا لست أذكى شخص قابلته في حياتك |
Ben diğer komik adamlar gibi değilimdir. Onlar hikayelerini anlatırlar, ve başarısız olurlar. | Open Subtitles | تستطيع أن تقول بمجرد أن تراني أنني لست إنساناً مضحكاً مثل الذين خرجوا |
Ama o konuda da pek iyi degilim. Dogru degil bu. | Open Subtitles | ـ لكني لست بارعة في ذلك أيضاً ـ هذا ليس صحيحاً |
Tam emin değilim, ama bu işlere bulaştıysa kendini hiç ele vermiyor. | Open Subtitles | لست واثقا, ولكن لو انه متورط فى هذا, فهو لا يظهر عليه |
Unut gitsin. Sadece aptal bir lisanstı. Zaten, bunda iyi değildim. | Open Subtitles | أنسّ ذلك, إنها رخصة سخيفة و أنا لست بارعة في ذلك |
Burada durup da olmadığım hâIde kız arkadaşınmış gibi davranmayacağım. | Open Subtitles | لن أقف هنا و أتظاهر أننى رفيقتك وأنا لست كذالك. |
Tıpçılar burada şöyle derler: Sıcak ve ölü olmadığın sürece ölü değilsindir. | Open Subtitles | الأطباء يقولون في هذه الحالة أنت لست ميتة حتى أنك دافئة وميتة |
Ted, bırak gideyim. Sen suçlu değilsin. Bunun kaza olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | انت لست مذنبة, اعرف انها حادثة انت ستشنقين نفسك جراء ذلك |
Teknik olarak sonuncusuyla ilgili size yardımcı olamam çünkü öyle bir doktor değilim. Ama sizi, yardım edebilecek birine yönlendirebilirim. | TED | تقنياً، لا يمكنني مساعدتك بالأخيرة لأنني لست من ذلك النوع من الأطباء، ولكن يمكنني أن أرشدك باتجاه شخص يمكنه مساعدتك. |
"Sanıyorum 'bilinemezci', benim hâlimi "en doğru şekilde tanımlayan ifade olacaktır", demişti. | TED | أعتقد إجمالا بأن "لست أعلم".. سيكون أفضل وصف أصف به حالة ذهني." |
Bana anlatabilirsiniz, Ben polis falan değilim, ya da üniversite için çalışmıyorum. | Open Subtitles | يمكنك التحدث إلي أنا لست من الشرطة وأنا لا أعمل في الجامعة |