ويكيبيديا

    "وقت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zamanımız
        
    • zamandır
        
    • zamanım
        
    • vaktim
        
    • daha
        
    • ara
        
    • süre
        
    • zamanın
        
    • saati
        
    • vaktin
        
    • zamanlar
        
    • sürede
        
    • anda
        
    • zamanını
        
    • zaman
        
    Çok zamanımız yok, ve mesele, benim düşünceme göre gecikmeye izin vermiyor. Open Subtitles ليس امامنا وقت طويل يا سيدى, والأمر لايسمح بأى تأخير ,حسب رأيى
    dedi. 15 saat daha vardı, bu birçok yüzücü için uzun bir zamandır. TED كان قد تبقى 15 ساعة، مدة ستبدو وكأنها وقت طويل بالنسبة لمعظم السباحين.
    Ve 8 saatlik uykusuz geçen yolculuğum sırasında düşünecek çok zamanım oldu. TED حسنا، لدي وقت طويل خلال الثمانى ساعات لأفكر فيه دون أن أنام
    Sizlere daha da başka ortamlar göstermek için vaktim var mı bilmiyorum. TED أنا لست متأكدًا إذا ما كان لدي وقت لأوضح لكم بيئات أخرى
    Pekala, masanın üzerine bırakın Bayan Pearce. Bir ara bakarım. Open Subtitles حسنا ، اتركيها على المكتب سأحاول أن أجد وقت لها
    Deminan da kısa süre sonra onlara yetişti ve katıldı. TED التحق بهم ديمينان في وقت لاحق قليلاً، وتبعهم إلى المنزل.
    Kaybedecek zamanımız yok, hemen atınıza binerseniz bizi memnun etmiş olursunuz. Open Subtitles ، ليس لدينا وقت لنخسره لذا سأكون ممتناً إذا إمتطيت حِصانك
    Burada oturacak kadar zamanımız yok. Eğer bizi yakalarlarsa, bu sonumuz olur. Open Subtitles . ليس لدينا وقت للجلوس . اذا امسكوا بنا ، ستكون النهاية
    Her neyse zamanımız doldu. Böylece bir gün daha uçup gitti. Open Subtitles لقد اوشكنا على نهاية وقت برنامجنا وياله من وقت,فقد طار طيراناً
    Doktoruma ne zamandır, fırsat bulur bulmaz seyahate çıkacağıma söz vermiştim. Open Subtitles لقد وعدت طبيبي في وقت ما انني سأغدر ان استطعت ذلك
    Biliyorum çok şey istiyorum, ama uzun zamandır ona âşık. Open Subtitles أعلم أنني أطلب الكثير، لكن إنه يحبها منذ وقت طويل
    Yatma zamanım çoktan geçti ve çok yorucu bir gün geçirdim. Open Subtitles لقد مر ميعاد وقت نومي لقد كان اليوم أكثر الأيام إجهاداً
    Hayır, size burada bir sorun olmadığını söylemiştim. Boşa harcayacak zamanım yok. Open Subtitles .قلت لك، نحن لا نحتاج الى أي شخص .ليس لدي وقت لنضيعه
    - Üzünüm Doktor bunu sizinle mantıklı bir biçimde tartışacak vaktim yok. Open Subtitles أنا آسف يا دكتور، و لكن ليس لدي وقت لأناقش هذا بالمنطق
    Hayatım boyunca hep çok çalıştım, hiç tatile vaktim olmadı. Open Subtitles لقد كنت دائماً أعمل كثيراً, لم يكن عندي وقت للعطلات
    daha ziyade, bir çeşit politik aksiyondu seçildiğim sırada kullanılabilir şehir bütçesinin sıfır virgül birşeyler olduğu bir çevrede bir aksiyon. TED بل كانت شكلا من أشكال العمل السياسي في وقت كانت فيه الميزانية المتاحة للمدينه بعد انتخابي ، اكثر بقليل من الصفر
    Belki bir ara okumanız için bir şey gönderirim. -Olur. Open Subtitles ربما يمكنني أن أرسل لك شيئا لقراءة في وقت ما؟
    Evlendikten kısa bir süre sonra Victor Çekoslovakya'ya geri döndü. Open Subtitles لم يمر وقت طويل على عودته إلى تشيكوسلوفاكيا بعد زواجنا.
    Aslında ziyaretimin sebebi zamanın varsa benimle gelir misin diyecektim. Open Subtitles في الحقيقة، جئت لأطلبك إن كان لديك وقت فراغ لترافقني.
    Bir de bende park saati için saat başı çalanı var. Open Subtitles كما أن لدي أداة ترن عندما ينتهي وقت عداد موقف السيارات
    Kendini iyi hissetmeye başla, kaçmak için fazla vaktin yok. Open Subtitles استعد لانك ان لم تصمد لن يكون لك وقت لتنجو
    Kızlarımdan biriyle yaklaşık bir yıl boyunca oldukça güç zamanlar geçirdik Open Subtitles كَانَت أحدى بناتِي لمدة سَنَة تقريباً كَانَ عِنْدَنا وقت صعب مَعها
    Bu karavanı alabilirsin ve büyük bir ihtimalle iyi fiyat olur çünkü en kısa sürede şehirden ayrılmak istiyor. TED تستطيع شراء هذه المقطورة، و ربما تحصل على عرض جيد حقا لأنه يريد الخروج من البلدة بأسرع وقت ممكن.
    Bu her atom aynı anda iki farklı yerde demektir, buda şu anlama gelir, küçük metal parçasının hepsi iki farklı yerde bulunur. TED وهذا يعني ان كل ذرة موجودة في مكانين مختلفين في وقت واحد وهذا يعني ان الجسيم المعدني موجود في مكانين في وقت واحد
    Ama ben L'e Kira'nın ölüm zamanını seçebildiğini çoktan gösterdim. Open Subtitles لكن إل يعلم أن كيرا يستطيع التحكم في وقت الموت
    Onlara iş yerlerinde geçirecekleri dört saatlik sessiz zaman dilimi inanılmaz değerli olacaktır. TED منحهم أربع ساعات من وقت هادئ في المكتب ستكون قيمة بشكل لا يصدق.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد