ويكيبيديا

    "bir" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • من
        
    • على
        
    • أي
        
    • كان
        
    • أن
        
    • إنه
        
    • إلى
        
    • إنها
        
    • فى
        
    • عن
        
    • لدي
        
    • هذه
        
    • أيّ
        
    • لا
        
    • فقط
        
    Gerçek anlamda milyonlarca insanın yaşamına önemli değişiklikler getirebilme ve küresel çapta koruyucu hekimlik konusunda bir fırsat penceresi ile karşı karşıyayız. TED إذن توجد فترة زمنية حرجة علينا صنع فرق هام ليتمكن من التأثير على حياة ملايين البشر ونمارس الطب الوقائي على مستوى علمي
    Mesela komşuları dolaşıp yiyecek alışverişini nereden yaptıklarını, neden orayı tercih ettiklerini soracakları bir çalışma, dönem ödevi olabilir. TED و بخروجنا للمجتمع و مقابلتنا جيراننا عن نوع الأكل الذي يشترونه و من أين و لماذا, هذا فرض مدرسي.
    Ve böyle çok hızlı bir şekilde hangi hastaların pozitif hangilerinin negatif olduğuyla ilgili ikinci bir fikrimiz oluyor. TED وبذلك، هذا سريع جدا، فإننا يمكن أن نحصل على استشارة ثانية لمعرفة أي من المرضى مصاب، وايهم غير مصاب.
    Öğle yemeği zamanıydı ve yemek yiyecek bir yer arıyorduk. TED قد كان وقت العشاء, وبدأنا البحث عن مكان لنأكل فيه.
    Ve bu çoçuklar biliyorlar ki zahmetsiz klima kontrolü geleceklerini bir parçası olamayacak. TED ويعلم أؤلئك الأطفال أن التحكم المؤلم في المناخ ربما ليس جزء من مستقبلهم.
    Yüzyıllara dayanan düşmanlık, on yıllarca süren şiddet ve binlerce can kaybına rağmen, 1998'de tarihi bir anlaşamayla neticeye ulaştırıldı. TED رغم قرون من العداء وعقود من العنف والآلاف من القتلى والضحايا في عام 1998 ظهر حل حيث عقدت اتفاقية تاريخية
    Anlaşama maddeleri karmaşık olabilir, çünkü sorunun kendisi de bir o kadar karmaşık. TED صحيح ان بعض الشروط في الاتفاقية قد تبدو معقدة ولكنها حدت من الصراع
    Ve araştırmalarımızda keşfettiğimiz, bir ya da iki derecede önemsediğiniz noktaya sıklıkla bölgeseldir. TED ونحن نكتشف تبعاً لابحاثنا ان العقدة تتأثر على الاقل بمستويين أكبر من محيطها
    ve ayrıca kanıtlayabildi mi, bu çok önemli bir aşamadır. TED اي يجب التحقق من صحتها .. وهذه خطوة مهمة ..
    İşin temelleriyle birlikte ortaya çıkan başka bir şey daha var. TED وهناك شيء آخر من الاعتراضات يأتي مع قصة الاساسيات تلك ..
    Hayır, bu teori bir midye, solucan ve güvercin üretimi uzmanından geliyor. Kimden bahsettiğimi biliyorsunuz -- Charles Darwin. TED لا، هذه النظرية تأتي من خبير في البرنقيل و الديدان و تربية الحمام. وتعلمون من أعني بذلك.. تشارلز داروين.
    bir cümlede bundan 4000 yıl önce, bir adam ve ailesi Orta Doğu'ya gelmişler, ve o zamandan beri dünya bir daha aynı olmamış. TED بالمختصر هي قصة من 4000 عام مضت .. عن رجل وعائلته عبر جُل منطقة الشرق الاوسط ومنذ ذلك الحين تغير العالم على نحو تام
    En iyi ve büyük gönüllü çalışmalardan biriydi. dünyadaki herhangi bir hapishanelerde gerçekleşen. TED وكانت واحدة من أفضل وأكبر صور العمل التطوعي من أي سجن في العالم.
    O olaylar, hâlâ bitirilmesi gereken bir domino etkisi yarattı. TED لقد كان لهذه الأفعال أثر متعدي لم ينته مفعوله بعد.
    Sonuçta; bilinç gibi bir şey hakkında insanların fikrini değiştirmek çok zordur, ve bunun neden bu kadar zor olduğunu sonunda anladım. TED إنه من الصعب جدا أن نغير عقول الناس عن شيء ما مثل ا لإدراك و تبين لي بشكل نهائي السبب في ذلك
    Şimdiye kadar bu, bir savaş için verilen en fazla onur madalyasıdır. TED إلى هذه اللحظة هذا هو أكبر عدد ميداليات شرف تعطى لمعركة واحدة.
    Tabi, bu bir Saul Steinberg. New Yorker'da kapak olmuştu. TED إنها بالطبع سول ستينبرج .. كانت على غلاف مجلة نيويوركر
    bir çek yazıyorsunuz ve anında yüzde 30 değer kaybediyor. TED بمجرد ما تكتب الشيك فورا تزيد القيمة 30 فى المائة.
    İnişe geçerken bir şey hissettim, vay canına, ölüm korkunç degildi. TED و أثناء السقوط كان لدي الشعور، يا ألله، الموت ليس مخيفاً.
    Aslında bu sevimsiz ve genellikle iyi haberler içermeyen başlığın, konferansın konusuna pek de uygun düşmeyen bir yanı var. TED صحيح ان هذه ليست بمواضيع مُفرحة ولا هي بمواضيع قد ينتج عنها اخباراً جيدة والتي عادة يفوح هذا المنتدى بها
    Ne zaman buluşsak kimsenin olmadığı bir yerde kısa bir süre görüşüyoruz. Open Subtitles وقتما نتقابل، نحن نتقابل في مكان ليس بهِ أيّ شخص لوقت قصير
    Kısmen kör bir kadın ve kocası çalışamıyor. 7 çocuğu var TED وهي شبه عمياء .. وزوجها لا يمكنه العمل ولديها سبعة أطفال
    Geçen yüzyıl içinde altı kez denendi ve sadece bir kere başarılı olundu. TED قمنا بالمحاولة ستة مرات في القرن الماضي ، و نجحنا فقط في واحدة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد