En azından bana göre bu sorunun cevabı kesinlikle evet. | TED | والجواب على هذا السؤال، بالنسبة لي، من الواضح سيكون نعم. |
Bana göre bu yolculuk Doug Dietz'e benziyor. Doug Dietz teknik bir adam. | TED | بالنسبة لي، تبدو تلك الرحلة مثل دوغ ديتز. دوغ ديتز هو شخص تقنيّ. |
Artık evlenecek olduğuna göre ondan hoşlandığımı öğrenirse kesin "Defol" diyecektir değil mi? | Open Subtitles | الان بما انه سيتزوج الان ان علم انني احبه سيطلب مني المغادرة صحيح؟ |
Buna göre şakalarımı genel olarak onları güldürecek biçimde düzenler ve değiştiririm. | TED | حينها أقيّم وأعدّل نكتي على أساس ما أعتقد أنه سيكون مضحكا أكثر. |
Dünya Sağlık Örgütüne göre, dünya genelinde hastalık ve sakatlığın başlıca sebebi depresyon. | TED | تُخبرنا منظمة الصحة العالمية أنّ الاكتئاب هو السبب الرئيسي للمرض والعجز في العالم. |
Pekala. Seninle çıkacak adam sayısını buna göre yeniden ayarlayacağım. | Open Subtitles | حسنا جدا , سأرتب لأعداد هروبك الذى سيعدل وفقا لذلك |
Pekala, görünüşe göre uyku kaybı, açlık hormonu olan grelin hormonuna yol açıyor. | TED | حسنا، يبدو أن قلة النوم تؤدي إلى إطلاق هرمون غريلين، وهو هرمون الجوع. |
Sizi bilmem ama bana göre, bu fikir fazlasıyla sıkıcı. | TED | لا أعلم بشأنكم، لكن هذه الفكرة مملة للغاية بالنسبة لي. |
Bize göre, bu çalışma da kendi ikilemini ortaya koyuyor. | TED | لذا بالنسبة لنا، هذا العمل يمثل أيضاً التناقض المتضمن فيه. |
Bana göre tahminimce gizlilik ve güvenlik çok önemli şeyler. | TED | لكن بالنسبة لي، أعتقد أن موضوع الأمن والخصوصية مهم جدا. |
Sen döndüğüne göre tatlım, burası daha mutlu bir yer olacak. | Open Subtitles | إنها ستتغير إلى مكان أسعد حالاً بما أنك قد عدت إليه |
Hizmetçi olmadığına göre belki sizin için bir şeyler yapabilirim. | Open Subtitles | بما أن اليوم أجازة الخادمة ربما يكون هناك أمر ما |
Dediğine göre başarılı kadınları bir araya getiren tek şey, ortak sahip oldukları tek şey, iyi akıl hocalarına sahip olmak. | TED | حيث قالت إن الشيء الوحيد الذي جمع النساء الناجحات معاً، الشيء الوحيد المشترك بينهن، هو حقيقة أنه كان لهن مرشدون جيدون. |
Görünüşe göre, sporlardan biri, tekrar üreyebilecek olgunluğa ulaşana kadar Tanaka'nın içinde büyümüş. | Open Subtitles | يظهر كما لو أنّ أحد البويغات نمت داخل تاناكا حتى وصل نضجا منتجا. |
Tarihin aktardığına göre öyle bir zaman geldi ki, ağaç yapraklarını yemeye başladılar. | Open Subtitles | فكان هناك فترة وفقا للمصادر عندما أضطروا الى أن يأكلوا من أوراق الأشجار |
Kabul etmeliyim ki pek umrumda olmayan bir kuralları var... ama görünüşe göre altı aya kadar falan değiştirilecek. | Open Subtitles | لازم اعترف ان فى دور واحد انا مش مهتم بيه بس على ما يبدو حيتغير فى ست شهورحاجه كده |
Milliyetçiliğe göre milletiniz eşsizdir ve milletinize karşı özel yükümlülükleriniz vardır. | TED | حسنًا، تخبرني القومية بأن أمتي فريدة، وأن لدي التزامات خاصة تجاهها. |
Bir teoriye göre insanlar, bakterileri öldürmek için gıdaya baharat koymaya başladı. | TED | هناك نظرية تقول أن البشر بدؤوا بإضافة البهارات إلى الطعام لقتل البكتيريا. |
Sen veliaht prensessin ve firavunun yasalarına göre ancak bir Firavun'la evlenirsin. | Open Subtitles | لكنك أميرة العرش و طبقا لقوانين الفراعنة فلا يمكنك إلا الزواج بفرعون |
Piyasadaki alışveriş, onların kabulüne göre, alışverişi yapılan malların anlamını veya değerini değiştirmez. | TED | تداول السوق، كما يفترضون، لا يغيّر المعنى أو القيمة للسلعة التي يتم تداولها. |
Paradoksa göre herhangi bir lokasyondan bir diğerine gitmek sonsuz zaman almalı. | TED | يقول بأن الانتقال من مكان لآخر يجب أن يستغرق وقتا لا متنهايا. |
Şu ana kadar. 22 yıldır yaptığına göre, işini çok seviyor olmalısın. | Open Subtitles | حتى الآن. أي أحد يقوم بشيئ لمدة 22 عاما فلابدّ أنّه يحبّه. |
Ve eğer hayatımı bir söze göre yaşadıysam, o söz budur. | TED | وإذا عشت حياتي بأي نوع من العقيدة، فمن الأرجح أنها تلك. |
Edinburgh'da olduğumuza göre, Arthur Conan Doyle'un büyük bir hayranı olduğumu ifade edeyim. | TED | وبما أننا في إدنبرة, فأريد أن أقول بأنني من أشد المعجبين بكونان دويل. |