ويكيبيديا

    "أعلم" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • biliyorum
        
    • bilmiyorum
        
    • bilirim
        
    • bileyim
        
    • bilmek
        
    • fikrim
        
    • Evet
        
    • haberim
        
    • anlıyorum
        
    • emin
        
    • bilir
        
    • biliyordum
        
    • bilemiyorum
        
    • hakkında
        
    • farkındayım
        
    Ve bunun ne kadar gıcık olduğunu biliyorum, yani karma çalışıyor. TED وأنا أعلم كم ذلك مزعج، لذلك فإن العاقبة الأخلاقية تعمل حقا.
    biliyorum çoğunuz bu yeniliğin mesleklere olabilecek etkisi hakkında endişe duyuyorsunuz. TED وأنا أعلم أن الكثيرين منكم قلقين حول أثر الابتكار على وظائفهم.
    Bunun çok şey istemek olduğunu biliyorum ama bunu öneren ilk insan değilim. TED أعلم أن ذلك يتطلب الكثير، ولكنّي لست في الواقع أول شخص يقترح ذلك.
    Ben bilmiyorum. Korkarım, geleceğin ne getireceği hakkında konuşan birçok kişi de bilmiyor. TED أنا لا أعلم. وكذلك، في رأيي، الآخرين الذين يتكلمون عن المستقبل، لا يعلمون.
    biliyorum, çok aşikar, ama değişimin en güçlü sembolü olan Gandhi ile bitirmeliyim. TED أنا أعلم أنه واضح, لكن يجب أن أختم مع أقوى مثال للتغيير, غاندي.
    Ben nedir biliyorum ama tam olarak ne demektir onu bilmiyorum. TED وأنا أعلم ما هي ولكن لا أعرف ما تعنيه في الواقع.
    Ah, anne, biliyorum korkunç biri olduğumu düşünüyorsun, ama siyahlar içinde olmaya dayanamıyorum. Open Subtitles أعلم أنك ستظنين أني فظيعة يا أمي لكني لا أحتمل الظهور مرتدية السواد
    Ölü bir adamı şahit göstermenin oldukça kötü göründüğünü biliyorum, ama gerçek bu. Open Subtitles أعلم أنه من الصعب الاعتماد على شهادة رجل ميت ولكن هذه هي الحقيقة
    biliyorum. - biliyorum. - Kendini ne sanıyorsun, tanrı mı? Open Subtitles ـ أنا أعلم ذلك ـ هل أنتِ إله لتعلمى ذلك؟
    Bırakın kolumu. biliyorum, kötü niyetli değilsin, ama ayak altındasın. Open Subtitles أعلم أنّكِ لم تقصدي الأذى لكنّكِ تقفين في طريق الجميع
    Evet, biliyorum böyle kötü bir olay karşısında sevinmek doğru değil. Open Subtitles حسنًا، أعلم ذلك.. ليس من الصواب أن نفرح إذا حدثت مصيبة.
    Biraz erken oldu biliyorum, ama umarım böylesi daha iyi olacak. Open Subtitles أعلم أنه سابق لأوانه ولكن في حال سارت الامور كما يرام
    biliyorum bu seni suçlu hissettiriyor ama beni de öyle. Open Subtitles و أعلم بأن هذا يشعرك بالذنب أنا أيضاً أشعر بالذنب
    Gece çabuk akıp gidiyor ve zamanın ne değerli olduğunu biliyorum. Open Subtitles الليلة تنقضي مسرعةً و أنا أعلم بأن الوقت ثمينٌ بالنسبة لي
    biliyorum aptalca olduğunu düşünüyorsunuz fakat bu işi bitirmeden sizi inandıracağım. Open Subtitles أعلم أنك تراني سخيف لكني سأجعلك تؤمن بذلك قبل إنهائي القضية
    biliyorum bu insanın sinirlerini bozuyor falan ama zamanla buna da alışıyordunuz. Open Subtitles أعلم أن الأمر يسبب الذعر لكنك قد تعتاد على هذا فى النهايه
    Tabii bu yılki sekizinci evlenme kararın olduğunu da biliyorum. Open Subtitles لكني أعلم ايضا ان هذا قرارك الثامن للتزوج هذا العام.
    Ve sizi bilmiyorum ama Windows'un içinde yaşamak beni korkutuyor. TED و لا أعلم بشأنكم، لكن العيش داخل نظام ويندوز يفزعني
    Kaçınızın geçen haftaki Çin ziyaretini ya da G20 zirvesini gördüğünü bilmiyorum. TED لا أعلم كم منكم شاهد رحلة الصين الأسبوع الماضي و مجموعة العشرين.
    Kaçınız izledi bilmiyorum ama gerçekten çok iyi bir film. TED لا أعلم كم منكم رأى الفيلم لكنه كان فيلما رائعا
    Bir kutu içinde bir bitki modellerken, aslında, sınırları nereye çizeceğimi bilirim. TED عندما أصمم نباتا في علبة ، حرفيا، وأنا أعلم أين أجعل الحدود.
    Elimden gelenin en iyisini yaptım beyler, buranın evlerle doldurulmuş olduğunu nereden bileyim. Open Subtitles تذكرت ما بوسعي يا فتى لكن لم أعلم أن المكان سيكون مليئاً بالمنازل
    Bir adamı doğru yola getirdiğimi bilmek bana yeter de artar bile. Open Subtitles إنه لمن دواعي سروري أن أعلم أني وضعت شخصاً على الطريق القويم
    - Bunun nereden çıktığı konusunda hiç fikrim yok ama o ben değildim. Open Subtitles ـ السمك الميت؟ ـ لا أعلم من أين جاءت. ولكنها لم تصدر عني.
    Scarlett, bu çılgın şeyi yapmaya hâlâ kararlı mısın? Evet. Open Subtitles أجل أعلم أن بمقدورنا العبور ياريت أنا متأكدة أننا نستطيع
    Yemin ederim, McClane, sana yemin ederim mahşere alet olacağımdan haberim yoktu. Open Subtitles اقسم لك يا ماكلين أنني لم أعلم أنني سأكون أداة لهذه المصيبه
    anlıyorum bu garip bir istek ama onun durumundaki kadınları bilirsin işte. Open Subtitles أعلم إنه طلب غريب، لكنك تعرف كيف تكون النساء في هكذا حالة.
    Bütün bu nikâh masasında bırakılmak" konusunda ne hissetmem gerektiğinden emin değilim. Open Subtitles في مشهد الهجران في المذبحة , لا أعلم كيف يجب أن أشعر
    Buralarda kelle falan bulamadım. Onunla ne yapacağını Tanrı bilir. Open Subtitles فلا أجد رأساً هنا والله وحده أعلم بما يفعله بها
    Onun durumunda, hayatını kurtarmak için yapabileceğim bir şey olmadığını biliyordum, TED كنت أعلم أنه لم يكن هناك ما يمكن فعله لإنقاذ حياتها.
    Evet ve bir insan nasıl kötü yumurta yapar bilemiyorum. Open Subtitles نعم، ولا أعلم كيف يمكن للشخص أن يُعد بيضا سيئا
    biliyorum ki beni utandıracaksın ve kendine hakim olamadığının da farkındayım. Open Subtitles أنا أعلم بأنك سوف تحرجني وأعلم بأنك لا تستطيع مساعدة نفسك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد