ويكيبيديا

    "الواقع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Aslında
        
    • gerçekten
        
    • Hatta
        
    • gerçek
        
    • gerçekte
        
    • gerçeklik
        
    • Açıkçası
        
    • Doğrusu
        
    • ki
        
    • gerçeği
        
    • aslı
        
    • Şey
        
    • olarak
        
    • çok
        
    • gerçekliği
        
    Ancak artistik ve dekoratif hünerler Aslında bunlardan çok daha eskidir. TED لكن المهارات الفنية والزخرفية هي في الواقع أقدم من ذلك بكثير.
    Bu süreci bir başlattığınızda, Aslında, bir önceki fermente edilmiş sıvıyı yeniden değerlendirebiliyorsunuz. TED وبمجرد أن تجعل العملية تستمر، يمكن في الواقع إعادة تدوير السائل المخمر السابق.
    En düşük değer Aslında böyle bir kulenin en alt ksımıdır. TED أدنى قيمة هو في الواقع للجزء السفلي من برج بهذا التصميم.
    Ve Dove, güzelliğe karşı tavırlar konulu küresel raporu için gerçekten 10 farklı ülkeden binlerce kadınla anket yaptı. TED والتقرير العالمي لدوف حول السلوك المرتبط بالجمال قام في الواقع بإجراء مسحٍ مع آلاف النساء في 10 دولٍ مختلفة.
    Aslında, bilim insanları uzun zaman önce, Hatta Natalia'nın keşfinden de önce, develerin kökeninin gerçekte Amerika'ya ait olduğunu biliyorlardı. TED حسنا، لقد عرف العلماء منذ فترة طويلة، كما تبين، حتى قبل اكتشاف ناتاليا، أن الجمال في الواقع من أصول أمريكية.
    O gerekli anlatımı yakaladı, farklı karakterlerle ve gerçek zamanlı olarak yazdı. TED هي أسرت هذا الصوت لديها شخصيات متعددة تم عملها على الواقع الحقيقي
    Ve bu alet Aslında kişiye kendi içini dinleme olanağı veriyor. TED وهو عبارة عن أداة في الواقع تمكن الشخص الاستماع إلى أحشائه.
    Aslında protein, hücrenin kendisini hücreyi daha dirençli kılmak için değiştiriyor olabilir. TED و في الواقع, يمكن أن يغير الخلايا نفسها .لتجعل نفسها خلايا مقاومة
    Ama Aslında bu resim tamamen, farklı yerlerin fotoğraflarının birleştirilmesiyle meydana geldi. TED لكن في الواقع هذه الصورة مركبة بالكامل من صور من أماكن مختلفة
    Benim hikayem Aslında iki yıl önce tam burada Rajasthan'da başlıyor. TED تبدأ قصتي هنا تماما في الواقع في راجستان منذ حوالي سنتين.
    Peki, bilinmeyen bir sır onun erkek kardeşi, Aslında Virtual Earth takımında çalışıyor. TED من الأسرار غير المعروفه أن أخاه في الواقع يعمل مع فريق الأرض الإفتراضية
    Ya görünüşte münferit olan her nesne, Aslında o nesnenin dünyamıza girip çıkan daimi dalgasının bir parçası ise? TED ماذا لو كان كل جسم يبدو معزولا كان في الواقع مجرد موجة مستمرة من هذا الكائن مارة عبر عالمنا؟
    Aslında orası Kalküta'da bir dükkandı, ama orası kitapları sevdiğimiz yerdi. TED وذلك في الواقع متجر في كالكتا ولكنه مكان فيه احببنا كتبنا
    Aslında buradaki varoluş biçimidir ve bu yaratıcı olan her Şey için geçerlidir. TED إنه في الواقع أسلوب حياة، موجود هنا، وهذا صحيح بالنسبة لكل شيء إبداعي.
    gerçekten de düzenlemeye ihtiyacımız var, sübvansiyonlara, karbon vergisine ihtiyacımız var. TED نحن بحاجة في الواقع إلى التنظيم، والدعم، وفرض الضرائب على الكربون.
    Ve bu gerçekten sanal gerçeklikte mimari hakkında dans eden birisi. TED وهذه حقيقة أحد ما يرقص في فن العمارة مستخدماً الواقع الافتراضي
    Yaşla pek ilgisi yok. Hatta, ne kadar gençse o kadar iyi oluyor. Open Subtitles الأمر ليس على هذا الحال في الواقع كلما كانت شابة كلما كان أفضل
    Ama acı gerçek şu ki, bu bitkinin Aslında kendi doğal habitatında bile tehlike altında olduğu kabul ediliyor. TED لكن الحقيقة المرة هي أن هذه النبتة الفريدة هي في الواقع تعتبر من بين النباتات المهددة في موطنها الطبيعي.
    gerçekte, birisi televizyonu açar açmaz, diğer odaya geçiyorum ve okumaya başlıyorum. TED في الواقع ، حالما يقوم أحداً بتشغيله، أذهب إلى الغرفة الأخرى وأقرأ.
    Şimdi ise daha da ileri teknolojilerden bahsediliyor: artırılmış gerçeklik gibi. TED ويجري الآن زيادة هذا بطبقات أخرى من التكنولوجيا مثل زيادة الواقع.
    İrlanda'da en gözde seçim askerlik ama Açıkçası pek de hoş değil. TED في أيرلندا الاختيار الواضح هو الجيش ولأكون صريحا إنها في الواقع مريعة
    İşin Doğrusu, nasıl benim kanımdan biri oluyor anlamak çok zor. Open Subtitles فى الواقع , من الصعب أن تصدق أنها من لحمى ودمى
    Peki, kafamda çok fazla gürültü ve karmaşa vardı, ta ki ben bunun dört ana faktörden dolayı olduğunu anlayana kadar. TED حسناً قد كان هناك الكثير من الضجيج والتعقيد في رأسي، حتى أدركت انه في الواقع ماكان يحدث بسبب اربعة اشياء اساسية
    gerçeği söylemek gerekirse sayfiyeye bunun üzerinde düşünmek için gidiyordu. Open Subtitles في الواقع ، كانت ذاهبة إلى الريف لكي تَحسم أمرهـــا
    Ama işin aslı, asıl sır, hepimiz kadınlara cinsel zevklerinin önemsiz olduğunu söylüyoruz. TED لكن الواقع هو السر الحقيقي أننا نقول لها أن رغبتها الجنسية لا تهم.
    Bu yılı da sayarsak 16 yıldır yaptığım Şey bu. TED عملت معه لستة عشر عاماً حتى هذا العام، في الواقع.
    Fakat bu bölümlerin ters yüzlerine bakarsanız, esas olarak birbirlerinden farklı olduklarını görebilirsiniz. TED لكن اذا نظرتهم الى أنواع الفراغات، ستلاحظون أنهم في الواقع مختلفين من بعض.
    YNH: Bence, gerçekliği anlamak için, doğruyu anlamayı istemeyi istememiz gerekiyor. TED يوفال: أعتقد اننا يجب ان نريد لنريد لمعرفة الحقيقة، لفهم الواقع.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد